“Yugyeom'la konuştum ve bu akşam yanımıza geliyor,” diyor Minho bulunduğumuz odaya girerken. “Şimdi yemek hazırlamaya gidiyorum. Hyunjin? Bana yardım etmek ister misin?”
Hyunjin oflayarak yataktan kalkıyor ve Minho'nun peşinden Seungmin'in odasından çıkıyor. Gözlerimi tekrar önümdeki defterlere çeviriyorum. Uzun zamandır ders çalışamadım ve açığımı kapatmam gerekiyor. Bir sonraki hafta içi sınavım var. Malayca fablı Koreceye çevirmeye devam ediyorum.
İkinci paragrafı bitirmişken, “Papatya Jeongin'i gördün mü?” diye soruyor Seungmin odanın diğer köşesinden. Bakışlarım onu bulduğunda yattığı koltuktan elindeki telefonu bana çevirdiğini görüyorum. Ekranda gerçekten papatyayı andıran sapsarı yeni saçlarıyla Jeongin duruyor.
“Yakışmış aslında.”
Seungmin başıyla onaylayınca önüme dönüyorum. “Bence de yakışmış, ama onunla bir dolu dalga geçeceğim.”
Dediğine gülümsüyorum ve o sırada parmağımda, sanki kâğıtla kesmişim gibi bir acı hissediyorum. Ağzımdan küçük bir inleme kaçarken sanki kanıyormuş gibi diğer elimi acıyan parmağıma bastırıyorum.
“İyi misin?” diye soruyor Seungmin.
“Sanırım kâğıt parmağımı kesti.” dedikten sonra duruyorum. Az önce hiçbir kâğıda dokunmamıştım, sadece kalemliğimden silgimi çıkarıyordum. Parmağımda kesik olması imkânsız.
Parmağımı kaldırıp bakarken, “Ne?” diye kendi kendime mırıldanıyorum. Parmağım pürüzsüz görünüyor ama acı hâlâ var. Gerçekten bir kesik hissediyorum. Derimde ise en ufak bir şey yok.
“Ne?” diye beni tekrarlıyor Seungmin. “Çok mu derin?”
“Bir şey olmamış ki?”
Sanki kesik sıkıştırılmış gibi tekrardan acıyor ve elimi parmağıma bastırmaya devam ediyorum. Yüzümü buruşturuyorum.
“Peki bu ifaden ne?”
“Bilmiyorum,” diyorum dişlerimi sıkarken. “Çok acıyor.”
Seungmin kalkıp yanıma geliyor. Ellerini bana uzatırken, “Göster bakayım,” diyor ciddi bir sesle. Acıyan parmağımı ona gösteriyorum.
Seungmin parmağıma dokunduğu anda sanki kesilen yere ıslak bir şey değmiş gibi yandığını hissediyorum. Acıyla elimi tekrar geri çekip parmağımı tutuyorum ve karnıma doğru eğiliyorum.
“Ne oldu?” diyor Seungmin merakla. “Hiçbir şey yok gibiydi.”
Ona canımın ne kadar yandığını söyleyecekken içeri Hyunjin giriyor. “Yara bandınız var mı?” diye soruyor.
“Neden?” diyor Seungmin.
“Minho az önce elini kesti.”
•°-°•
“Görünüşe göre,” diye söze başlıyor Siyeon. “Jisung Minho tarafından dönüştürüldüğü için bir şekilde aralarında bir bağ oluşmuş. Benim tahminim Minho'nun ona kendi gücünün yanı sıra kendi hislerini de verdiği. His derken asıl söylemek istediğim, vücuduna herhangi bir şey olduğunda bunun Jisung'a da geçmesi. Duygusal anlamda Jisung'la bağdaştığını düşünmüyorum.”
“Yani Minho'ya bir şey olursa bu aynı şeyin bana da olacağı anlamına mı geliyor?”
Siyeon kafasını sallıyor. “Kendine dikkat edeceksin Minho.”
Minho sıkıntıyla nefesini bırakıyor. “Bu hiç hoşuma gitmedi.”
“Neyi yanlış yaptın acaba?” diye kendi kendine konuşuyor Hyunjin. “Hatırladığım kadarıyla her şey doğruydu.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Voices ;; Minsung {✓}
FanficJisung, zihninde onunla konuşan birinin sesini duyar. *** | 2019 Ficteki shipler etiketlerde yazıyor, "yorum" yaparken neden kendi shipinizin olmadığını sorgulamaz ya da bitmiş ficin sonunda başka bir ship istemezseniz sevinirim.