*
Bugün jungkook ile konuşacaktım.Buna mecburdum.Tamam mecbur değildim ama jungkook ile eskisi gibi olmayı özlemiştim.Kızlar ile kantinde oturmuş jungkook ve tayfasının gelmesini bekliyorduk.
rose: of kızlar nerede kaldılar?
jisoo: bilmiyorum ama bir an önce gelmeliler.
jennie: yoksa bizim oğlanlar gelecek.
lisa: kızlar geldiler!
Hemen kafamı kantinin girişini döndürüp jungkooku gördüm.
rose: Kızlar ben kaçar!
jisoo: Koş yürü git!
Hemen masadan kalkıp Jungkookların yanına gittim.
rose: Selam!
namjoon: hepimize mi yoksa bir tek jungkooka mı?
namjoona ne diyorsun sen bakışı attıktan sonra devam ettim.
rose: hepinize.
hoseok: Sana da selam.
rose: neyse. jungkook konuşabilir miyiz?
jungkook: sevgilin geldi onun yanına git.
Arkama döndüğümde bizim oğlanları gördüm.Kantine gelmişlerdi.
rose: jungkook bak kimseyle sevgili değilim ne olur konuşalım!
jin: Jungkook gidip konuşun.
Jungkook kocaman bir of çektikten sonra benimle geldi.Dans odası sabahları boş olduğu için oraya götürmüştüm.Tahmin ettiğim gibi bizden başka kimse yoktu.
jungkook: anlat bakalım.
rose: jungkook sana yemin ederim chanyeol ile sevgili değiliz.Bizi yakıştıran bir hesap var ve ne zaman bizi yan yana görse fotoğrafımızı çekiyor.O bahçede belimden tuttuğu anda ben düşüyordum chanyeol da beni düşmekten son anda kurtardı ama hesabın sahibi bizi sevgili olarak gösteriyor.shop bile yapıyor. Yani gerçekten sana yalan söylemedim.
jungkook: sana inanıyorum.
rose: oh gerçekten mi teşekkür ederim!
jungkook: doğruluk mu cesaretlilik mi?
Şaşırmıştım.
rose: anlamadım?
jungkook: en son senin yüzünden jinayı öptüm sıra bende.
rose: unutmuşum pardon.
jungkook: tekrar mı sormalıyım?
rose: cesaret.
jungkook: beni tam da şuan öp rose.
Duyduklarıma inanamadım.Resmen jungkook onu öpmemi istiyordu!Onu ilk defa öpmeyecektim ki neden bu kadar heyecanlanmıştım? Hafifçe güldükten sonra jungkookun dudaklarına yapıştım.hemen karşılık verdi.beni duvara yapıştırmıştı.Sağ elim ile saçını oynuyor sol elim ile ensesini tutuyordum.Jungkookun elleri ise belimdeydi ama rahat durmuyordu.Sol eli yavaşça kalçamı bulmuştu.Fileli çoraplarımın kapatamadığı yerden parmakları tenime değiyordu.Arada nefes almayı da ihmal etmiyorduk.Şuan neden böyle bir şey yaptığımızı kesinlikle anlamıyordum.Kendimi anın büyüsüne bırakmıştım.Ellerimi saçlarından göğsüne indirmiştim.Lanet olsun sanki avucumun içinde tutuyordum kaslarını.Ellerim benim iznim olmadan daha da aşağılara iniyordu ki jungkook dudaklarımızı ayırdı ama hala çok yakındık.
jungkook: artık durmalıyız yoksa ilerleyen vakitlerde hiç duramayız.
rose: evet.
Hemen kendime gelip üstümü başımı düzeltmiştim.Dudaklarım sızlıyordu.
rose: şey o zaman ben gidiyorum? görüşürüz.
jungkook: okul burası bence de git.
Gözlerimi devirdikten sonra nihayet dans odası mı neyse artık oradan çıkmıştım.
Tanrım ben ne yaşamıştım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hard Game/Jungkook
Fanfiction... -Bunu neden yapıyorsun? -Çünkü canım sıkılıyor. +18!