Jungkook ile merdivenlerden aşağı inerken salonun önünden geçerken tüm bangtan ile göz göze gelmiştik.Tanrım daha fazla ne kadar utanabilirdim?
rose: selam.
jimin: selam.
jungkook: şey biz gidiyoruz?
namjoon: şimdi de rose'nin evine mi?
jungkook: evet.
Tanrım çok utanıyordum!
rose: jungkook gidelim.
dedim ve jungkookun elinden tutup dışarı çıkardım.Tekrar arabasına bindiğimizde ben hala utanıyordum.Jungkook da arabayı sürerken bile gülüyordu.
rose: hey jungkook gülmesene!
jungkook: gülmüyorum.
rose: of çabuk ol bir an önce eve gitmek istiyorum.
jungkook: az kaldı hemen çatlama.
Çocuk gibi ona dil çıkardıktan sonra eve gidene kadar hiç konuşmamıştık.Nihayet geldiğimizde evde kimse yoktu.Sanırım kızlar son haftada olsa okula gitmişlerdi.Jungkooka beni burada beklemesini söyleyip hemen duşa girip çıkmıştım.Kıyafetimi de değiştirdikten sonra tekrar aşağı yanına gidip koltuğa oturmuştum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
jungkook: kahvaltı?
rose: kahvaltı hazırlayamam dışarı çıkalım kookie!
jungkook: sen de iyice hazıra alıştın (güler).Hadi çıkalım o zaman.
**************
Çok güzel bir yerde kahvaltı yapmıştık şimdi de sahilde banklarda oturuyorduk.İkimizde birbirimize bir şeyler söylemek istiyorduk ama söyleyemiyorduk.Mal mal oturmuş bekliyorduk.En sonunda jungkook konuştu.
