Yavaşça odamın kapısını kapatıp yatağa uzandım. Yüzümde aptal bir gülümseme vardı ve buna engel olamıyordum.
O an gerçekten yaşanmış mıydı? Tuna beni gerçekten öpmüş müydü cidden? Buna inanamıyordum, bu gerçek değil gibiydi.
Telefonumun çalması ile ofladım. Cidden şimdi araması mı gerekiyordu?
'Bay gizli' arıyor...
Telefonu oflayarak açıp kulağıma yaklaştırdım ama bilinmeyen, benim ona cevap vermemi beklemeden konuşmaya başladı.
"Sizi gördüm." sesi ağlamış gibiydi. Titriyordu ve oldukça kısıktı.
"Canım yanıyor Adel! Bu işin sonunda üzüleceksin diye canım yanıyor!"
"Ne saçmalıyorsun?"
"Tuna beni gördü."
"Tuna seni tanıyor mu?"
"Tanımasa neden bu kadar tepki göstersin Adel! Verdiği tepki cidden çok abartıydı."
"Adel... üzüleceksin, üzülmeni istemiyorum. Ben senin sürekli gülmeni istiyorum. Gülmek sana o kadar yakışıyor ki."
"Neden üzüleceğim?"
"Tuna'nın seni gerçekten sevdiğini mi sanıyorsun? O beni gördüğü için seni öptü! Benim canımı yakmak için..."
"Tuna beni sevmese neden yanımda olsun? Neden beni sevdiğini söylesin!"
Burukça güldü. "Anlamıyorsun değil mi? Onun tek amacı benim canımı yakmak Adel... seni sevmiyor!"
"Bir de tarafsız bak Adel. Tuna'ya aşık Adel değil de eski Adel baksın olaya. O zaman anlayacaksın seni sevmediğini."
"Onun bana olan sevgisini onun gözlerinde görebiliyorum."
"Bir şeyler konuştunuz. Ne dedi?"
"Bunu neden sana söyleyeyim?"
"Sadece söylesen?"
"Bizi ancak ölümün ayıracağını söyledi."
Ufak çaplı bir kahkaha attı. Daha çok sinirden gülüyormuş gibiydi.
"Olaylara o kadar taraflı bakıyorsun ki gerçeği göremiyorsun."
"Birbirini gerçekten seven insanları ölüm bile ayıramaz Adel. Belki biri ölü olur ama birbirlerini asla bırakmazlar, sadık kalırlar."
"Sen de her şeye çok taraflı bakıyorsun. Sürekli Tuna'nın beni sevmediğini söyleyip durdun. Bana da beni sevdiğini söylemiştin. Söyle, sevgini kanıtlamak için bir şey yaptın mı?"
"Kanıtların inancı öldürdüğünü bilmiyor muydun? Ben, senin sevgimi bilmeni değil, sevgime inanmanı istiyorum."
"Cama çık Adel." dedi daha sonra.
Oflayarak camın önünde durdum ve camı açıp camdan etrafa baktım.
"Çıktım eee?"
Bir şey demeden telefonu kapadığında telefonu yatağımın üzerine koydum.
"Adel." gelen sese doğru baktım. Üzerinde siyah kapüşonlu bir hırka vardı ve kapüşonu kafasına geçirmişti. Bir tane de maske takmıştı ama bu seferki doktorların taktığı maskeye benziyordu, tek fark siyah olması olabilirdi. Siyah bir pantalon ve siyah spor ayakkabılarla gerçekten siyaha bürünmüştü.
Peki neden siyah?
"Ne var?"
Elindeki gitarı gösterdi. "Bugün ikinci bir konsere ne dersin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nepenthe
ChickLit"Hayatımı gözden geçirsek, senin olmadığın yerler mutsuzlukla dolu!" "Benim olduğum yerler?" "Senin olduğun yerlerde çok mutluyum çünkü sen varsın." ESMER GÜZELİ VE SARI PRENSİN DEVAM KİTABI