"Bu çirkinliğini makyaj bile kapatamaz. Boşuna uğraşma bence." diyerek söylendi yatağımın üzerinde oturan Arel.
Elbisemi giydiğimde beğenmediğini belirtmişti ancak yalan söylediği apaçık belliydi.
"Çirkin giderim o zaman ben de düğüne." diyerek Arel'e döndüğümde "iyi fikir. Zaten her türlü çirkin oluyorsun." demişti.
"Çok çirkinsin keşke ölsen." diyerek dalga geçmeye devam ettiğinde "çok salaksın keşke ölsen." diyerek ona karşılık vermiştim.
Ne saçma bir kardeş ilişkimiz vardı böyle?
"Takım elbisen çok çirkin. Senin gibi."
"Şu yüze çirkin diyorsan ya körsün ya da körsün demektir." derken bir elinin işaret parmağıyla da yüzünü göstermişti.
"Hazırsanız çıkalım." diye seslenen annemin sesi ile Arel ile itişe kakışa odamdan çıkmıştık. Annem şık bir tulum tercih etmişti ve cidden çok hoş duruyordu. Babam da takım elbisenin içinde gerçekten çok yakışıklıydı. Anneannem ve dedem ise yorgun olduklarından gelemeyeceklerini söylemişti.
"Hadi inelim." deyip hep birlikte evden çıkıp düğünün olacağı mekânâ gitmiştik. Mekân cidden aşırı şıktı ve tahminimce bir sürü iş insanı vardı.
Demek ki Barlas abinin evleneceği kadın zengin biriydi...
Bize ayrılan masaya geçtik ancak sandalye yoktu. Mecbur ayakta duracaktık yani.
"Hoşgeldiniz." diyerek Erne benim yanıma geçerken üstündeki takım elbiseye baktım. Spor bir takım elbise giymişti ve dediği gibi lacivertti. Ancak içinde gerçekten çok yakışıklı duruyordu.
"Öhöm öhöm." babamın sahte öksürüğünü duyduğumda Erne'den gözlerimi çekip babama baktım. Kaşları çatık, gözleri kısık bir şekilde bana bakıyordu.
"Babanı bu kadar kısa sürede affedeceğini düşünmüyordum." diye söze girdi annem.
"Yaşayabileceğimiz güzel anıları çöpe atmak istemedim sadece." dedi sesindeki 'efendi' tonlaması ile.
Sanki hiç bana yürümüyormuş gibi...
"Demek bu yüzden mutluydun bu aralar. Babanla barıştın diye mi?" dedi bu sefer babam.
"Hayır, başka bir nedeni vardı." derken yan gözlerle bana bakmayı ihmal etmemişti.
Şimdi ikimizin de başını yakacaktı!
"Nedenini söyleyebilme imkanın var mı?" diye devam etti babam. Sesindeki şüpheci tavrı sezebiliyordum.
"Daha uygun bir zamanda tabii ki söylerim."
Eve baskın yapıp beni sevdiğini falan mı söyleyecekti?
"En yakın zamanda misafirliğe bekleriz o zaman." Erne başıyla babamı onaylayıp bu sefer bana döndü.
"Çok güzel olmuşsun." diye kulağıma fısıldadığında ona gözlerimle babamı işaret ettim. Babam ise gözlerinden ateş çıkaracak gibi bakıyordu.
"Biraz daha yaklaşırsan babam seni öldürebilir." diye konuştum sadece onun duyabileceği bir tonda.
"Ölüm ölüm dediğin, nedir ki gülüm." derken bir yandan da gülüyordu. Söylediğine yüzümü buruştururken "keko" dememle yüzündeki gülümseme daha da büyüdü.
Barlas abi ve müstakbel karısı gelirken herkes alkışlamaya başlamışlardı.
Nikah kıyıldı, bir daha alkışlandı. Dans etmeye başladılar. Bir daha alkışlandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nepenthe
ChickLit"Hayatımı gözden geçirsek, senin olmadığın yerler mutsuzlukla dolu!" "Benim olduğum yerler?" "Senin olduğun yerlerde çok mutluyum çünkü sen varsın." ESMER GÜZELİ VE SARI PRENSİN DEVAM KİTABI