Ellerimdeki market poşetleri ile eve girip kapıyı ayağımla kapattım. Can sıkıntısından sürekli bir şeyler yiyordum ve evdeki yiyecek kapasitesi düşmüştü. Aldıklarımı kendi kendime bir şarkı mırıldanırken yerleştirdim ve bir bardağa meyve suyu koyarak salona geçtim.Evde yalnızdım ve bu duruma şaşırıyordum. Bu saate kadar bizimkilerden en az ikisi eve damlamış olmalıydı. Ama işime de geliyordu bu yalnızlık. Kafa dinlerdim.
Bilgisayarımı açıp yeni başladığım yabancı diziyi açtım ve koltuğa uzandım. Bir yandan meyve suyumu içiyor bir yandan da diziyi izliyordum.
Bu aktivite ile geçen üç saatin ardından bilgisayarı kapattım ve ayaklandım. Dışarı çıkıp sahile doğru yürümeyi planlıyordum. Duvardaki saat akşam altıyı gösteriyordu. Hava yaz aylarındaki genel sıcak havadan muzdaripti bugün. Serindi ve tam sahilde yürümelikti.
Odama çıkıp üzerimi değiştirmeyi planlarken çalan kapı ile durdum. Bizimkiler rötarlı bir şekilde gelmiş olmalılardı. Oflayarak kapıya gidip açtım.
Bunun ne işi var lan burada?
'' Naber güzellik? ''
Baran'ın güzellik demesi yüzünden anlık geçirdiğim kalp krizi arkasında beliren Hayal'i görmem ile yerini sinir krizine bırakmıştı.
Bu kız tatil yerinde kalmamış mıydı amk?
" Hoş geldiniz. " Kapının girişinde biraz yana çekilere onları içeri davet edip sinirlerime hakim olmaya çalışarak kapıyı kapattım.
Peşlerinden girip salona geçtim ve koltuğa oturdum.
" Hayal? Sen tatil yerinde değil miydin? "
Yüzünde oluşan samimi gülümsemeye hiç samimi karşılık veremiyordum o an.
" Aslında ben de burada oturuyorum. Sizden iki gün sonra biz de döndük. "
Aferin iyi bok yedin.
" Ya öyle mi? Sevindim seni gördüğüme. "
İçimdeki ses ' yalancı yılan ' diye bana sitem ediyordu.
" Ee sen ne yapıyorsun Dolunay? "
Baran'ın sorduğu soruya ellerimle ortalığı göstererek cevap verdim. O da gülümsedi ve arkasına yaslandı.
" Ben bizimkileri çağırdım buraya. Biraz eğleniriz belki diye. Sorun olur mu? "
Sahilde yürüme olayı yalan olduğu için başımı sorun olmaz anlamında salladım. Hayal ile konuşmaya başlamışlardı bir süre sonra ve ben aralarında anne ve babasını izleyen velet gibi kalmıştım.
Hayal'e bakıyordum da, kötü bir kıza benzemiyordu aslında. Benimki biraz önyargıydı. Fakat hangi kız, sevdiği çocuğun yanında gördüğü bir kıza sıcak davranabilirdi?
Zil çaldığında bu düşünceden kurtulup kurtarıcım olan kapıyı açmaya gittim. Sanki hepsi sözleşmiş gibi bir anda gelmişlerdi.
" Bomba haberlerim var Dolunay. " Sare çantasını portmantoya asıp yanağımı öptü ve salona geçti.
" Beni hiç böyle öpmüyor. " Taha'nın dediğine güldüm ve onun da içeri geçmesini izledim. Zaten sonra da Sanem ve Kamer ile beraber ben de içeri geçtim.
Sare, Baran ve Hayal'e sinsi bakışlar atarken Sanem oldukça normaldi.
" Ee ne yapıyoruz? " Kamer'in bu aktivite hevesi beni gerçekten bunaltıyordu. Ya ne vardı kıçımızın üzerinde otursak?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Dördün
Short StorySERİNİN ÜÇÜNCÜ KİTABIDIR!! " Ne olacak şimdi? " " Ailelerimizin başlattığı şeyi bitireceğiz. "