3.4

3.8K 293 98
                                    



Ellerim heyecandan titrerken aynı zamanda etrafıma bakıyordum. Bu kadar heyecanlanmama gerek olmadığını bilsem de vücudum bu düşünceme karşı koyuyordu. Alt tarafı Baran ile konuşacaktık. Her şeyi.

Kapalı bir alanda buluşmak istemişti ama konuşacağımız konu biz olduğumuz için açık bir alana ihtiyacım vardı. Düşünürken bile ruhum sıkışıyordu kapalı alanda olsak ne hale düşerdim kim bilir.

Israrlarım üzerine sahilde buluşmaya karar vermiştik. Klasikti ama iş görürdü. Deniz kenarı hem huzurluydu hem de bu tarz konuları konuşmak için en uygun yerdi.

Oturduğum banka biri oturduğu an geldiğini anlamıştım. O tarafa dönmek istiyordum ama heyecanımdan olsa gerek yapamıyordum.

" Bana bakmayı düşünüyor musun? " Baran'ın yumuşak ses tonuna karşılık beynim aniden komutu vermişti ve ben ona dönmüştüm. Beni bile dinlemeyen beynim onu dinliyordu. Bendeki etkisini daha nasıl anlatabilirdim?

Yüzündeki samimi gülümsemeye karşılık sanki bulaşıcı bir şeymiş gibi ben de gülümsedim. Yüz hatları o kadar güzeldi ki, insanın ona baktığı her an gülümseyesi geliyordu.

" Kusura bakma, heyecanlıyım. " Bunu ona söylemekten çekinmemiştim çünkü metrelerce uzaktan bakan biri dahi heyecanlı olduğumu fark edebilirken, onun bir metre yakından anlamaması imkansızdı.

" Fark ettim. Ama sakin olmayı dene, ben de en az senin kadar heyecanlıyım. " Dediğinde içim bir tuhaf olmuştu. Onun da benimle aynı hisleri paylaşıyor olması on üç yıldan sonra mucize gibi geliyordu.

" Senin yanında zaten hep heyecanlanıyorum. "

Çok fazla itiraf ediyormuşum gibi gözükse de Allah'ın bildiğini kuldan saklayacak halim yoktu. Zaten o da söylemişti.

Gülümsemesi genişlediğinde sırtını banka yasladı ve bir bacağını diğer bacağının üzerine koydu. Her erkeğin otururken girdiği bu pozisyon onda çok daha çekici duruyordu. Bu sadece bana böyle geliyordu muhtemelen.

" Biliyorum ben çağırdım seni konuşmak için ama, sen anlatacaksın ben dinleyeceğim. Çünkü senin neler hissettiğini merak ediyorum. " Dedi bana bakmadan. Haklıydı. Sonuçta uzun zamandır onu seven bendim. Merak etmesi normaldi.

" Böyle söylediğinde neyden bahsetmem gerektiğini şaşırdım. Seni ne kadar sevdiğimden mi bahsetsem yoksa ne kadar zamandır sevdiğimden mi? " Dedim ona zıt olarak yüzünü incelerken.

O bana bakmıyordu. Ama ben onun her bir zerresini ezberlediğim yüzüne bakıyordum usanmadan. Böyle otursa bir ömür izleyebilirdim ve bundan hiç sıkılmazdım.

Bakışları bana döndü. Onu incelediğimi fark ettiğinde geldiğinden beri yüzünden düşürmediği gülümsemesi mümkünmüş gibi daha da yayıldı yüzüne.

" İstediğin yerden başla, zamanımız bol. " Derin bir nefes aldım bunun üzerine. Ve anlatmaya en başından başladım.

" Hatırlar mısın bilmem. Beş yaşındaydım sanırım. Saye yengemlerde toplanmıştık her zamanki gibi. Biz kız kaçırmaca gibi aptal bir oyun oynuyorduk ve sen beni kaçırıyordun. "

Asla unutmadığım anlar gözümde canlanmaya başlamıştı. Tekrar tekrar yaşıyordum o anı. Baran'ın gözlerindeki parıltıdan da hatırladığını anlayabilmiştim.

" Salonda koşarken yere düştüğümde elini uzatmıştın. Beni yerden kaldırıp, düştüğünde kaldırmak için hep yanında olacağım tarzında bir cümle kurmuştun. O zaman oldu her şey. Beş yaşında bir veletken başladı sana olan ilgim ve yıllar geçtikçe eksilmekten çok artmaya başladı. "

Son DördünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin