Sanırım kayboldun?

1.1K 37 27
                                    

  1. Bölüm
Mezuniyet balomun gecesiydi. Mezuniyeti, okulumuz bir otelde yapmaya karar vermişti. Hava çok soğuk olmasa da rüzgar esiyordu. Herkes eğlenirken ben bir köşede oturmuş mezuniyetin bitmesini bekliyordum siyah cenaze elbisemle. Parti, düğün gibi kalabalık yerleri hiç sevmem. Mezuniyetimiz bitmişti. Herkes yorgun olmasına rağmen mutluluktan neredeyse ağızları gökyüzüne değecekti. Ben ise babamın beni alması için otelin bahçe duvarına yaslanmış bekliyordum. O sırada onu fark ettim. Benim gibi duvara yaslanmış, kollarını göğsünde birleştirmiş öylece denize bakıyordu. Evet otel tam da inciraltı sahiline bakıyordu. En büyük avantajım da buydu sanırım. Herkesin imrendiği, kime söylesem çok şanslısın dediği şehirde ; İzmir ' de oturuyordum. Yanına yaklaştım. Onu daha önce gördüğümü hatırlamıyorum.
'' Merhaba '' dedim. O da soğuk bir tavırla ''Merhaba '' dedi.
''Neden bu kadar üzgünsün?''dedim. Hiç düşünmeden soğukkanlı bir şekilde
''Geçen sene bu sahilde sevgilim kendine denize attı ve öldü. Hem de gözlerimin önünde, ağlayarak, gözlerimin içine bakıp acı bir şekilde , affet beni diyerek.'' Ne diyeceğimi şaşırmıştım. Başına gelen şey dünyanın en kötü olayı bile olabilirdi . Sevdiği insan gözlerinin içine bakarak beni affet deyip kendini sonsuz denize atmıştı.
''Çok özür dilerim. Ben sadece yardımcı olmak istemiştim. ''
''Önemli değil. Nerden bilebilirdin ki?''
Birkaç dakika boyunca öylece duvara yaslanmış olarak durduk. Hiç bir şey demeden.
''Bu arada benim adım Melis. Seni bizim okulda hiç görmemiştim. Tanışalım mı?''Ona elimi uzattım ama o
''Bu okula son iki ay önce babamın işi yüzünden kayıt oldum. O yüzden tanımamışsındır. ''Elim havadaydı ve onu dinliyordum. Karşılık vermeyince elimi indirdim.
''Kusura bakma. Yeni biriyle tanışmak istemiyorum.'' Onu o kadar iyi anlıyordum ki. Hayatında belki de en değer verdiği insanı gözlerinin önünde kaybetmişti. Şimdi de hayatına alacağı insanları kaybetmekten korkuyordu.
''Tamam.O zaman şöyle yapalım . Sen bana instagramdan istek at ben de sana kendini geri kazandırayım olur mu?
''Ne?''
''Soru sorma. Hadi!''
Telefonunu çıkardı. Ona hesabımı söyledim. O istek attı ben de ona. O sırada babam geldi. Ona el sallayarak arabaya doğru gidecektim ki geri dönüp ''Ruhunun sana güvenmesini sağlayacağım.'' dedim. O da şaşkın şekilde bana baktı . Arabaya doğru ilerledim, arabaya bindim ve yol boyunca onu düşündüm. Ne cesaretle ona ''Ruhunun sana güvenmesini sağlayacağım'' dedim ki. Sonuçta daha yeni tanışmıştık. Ben de buydum işte ... Tanısam da tanımasam da insanlara elimden geldiğince yardım etmeye çalışırım. Ama o diğerlerinden farklı. Kendisi ruhunu elleriyle uçuruma yolluyor hem de hiç acımadan. Onun ruhunu uçurumun kenarındanp kurtarıacağım sonu ne olursa olsun. Çünkü hiçbir ruh vakti gelmeden ölemez...
Eve geldiğimizde o kadar yorgundum ki hemen üstümü değiştirip kendimi yatağa attım.Ama bir türlü uyuyamıyorum çünkü onu düşünüyordum. Ona üzülüyordum. Kendini bilerek intihara sürüklüyordu ve kimse ona dur demiyordu. Ama ben diyecektim çünkü dünyada böylesine güzel kalpli biri intihar edemezdi. Bu haksızlıktı. Yatakta bir sağa dönüyordum bir sola . Ama olmuyordu işte uyuyamıyodum . Halbuki ne kadar yorgundum. Uyuyamacağımı anladığım zaman elime telefonumu aldım ve ona mesaj atmaya karar verdim. Telefon numarası olmadığı için instagrama girdim ve hesabını açtım. Hiç gönderi paylaşmamıştı ya da paylaşıp silmişti tıpkı anıları gibi silinip gitmişlerdi belki de. Ona '' iyi geceler.'' yazdım. Saate baktığımda ise gecenin üçü olduğunu fark ettim ve kendi kendime konuşmaya başladım. ''Nasıl bir aptaldım ben . Gecenin üçünde iyi geceler denir mi ya.'' '' offf Melis offf'' Bu saçma olayın ardından kesin olarak cevap vermeyeceğini düşünerek telefonu çalışma masamın üzerine bıraktım ve uyumaya çalıştım. Tam uykuya dalacaktım ki telefonumda gelen bildirim sesiyle irkildim. Hemen telefonu elime aldım ve beni çok mutlu eden bir mesaj aldım. ''İyi geceler.''yazmıştı. Ardından telefonda yazıyor yazısı göründüğünde uykumun gözlerimden akıp gittiğini anladım. Yatağımda doğruldum, mesajının bitirmesini bekledim. ''Uyuyamıyorum. Madem bana yardım edeceksin , uykumu getir o zaman.''
Bu nasıl bir mesajdı. Ben pat diye uykusunu nasıl getireyim? Pekala. Ona şöyle yazdım.
''Ben senin ruhuna yardım edeceğimi söyledim, senin uykunu ben nasıl getireyim?''
''Ruhumun ağlama seslerini duyuyorum.'' Ne ? Cidden mi? Bu yazdığı beni şoka uğratmıştı. Cidden durumu kötüydü.
''Tamam. Affedersin. Seni rahatsız ettim . İyi geceler wonder woman.'' Wonder woman mı?
''Hayır. Tabi ki de rahatsız etmedin. Uykunun gelmesine yardımcı olacağım söz. Ama wonder woman yazdığında ne kastettin anlamadım.
''Sen ruhumu kurtaracaksın ya. O yüzden sen bir kahramansın.'' Bu yazdığı cümle beni o kadar duygulandırmıştı  ki  neredeyse ağlayacaktım. Gecenin  üç buçuğunda gözlerim dolmuş ve aptal bir sırıtışla telefona bakıyordum.
''Tamam , o zaman başlayalım uykunu getirme operasyonuna.'' ''Bekliyorum.''
''Bir gün bir çocuk varmış . Ağlayıp dururmuş. Hatta o kadar çok ağlamış ki en sonunda gözyaşları deniz olmuş. Yoldan geçen biri ''Neden ağlıyorsun.''demiş.O da''Ben annemi kaybettim . O benim gözyaşlarımı tanır diye ,ona iz olsun diye ağlıyorum.'' Adam şaşmış kalmış.
''Ama ya annen senin gözyaşlarında boğulursa''
Çocuk şaşmış kalmış. Sonrasında şöyle cevap vermiş: Benim annem benim gözyaşlarımda boğulmaz . Çünkü o onları silmek için, onlar bir daha benim gözlerimden akmasın diye o denizi aşacak biliyorum.'' Köylü, çocuğun bu haline çok üzülmüş . Ona '' Gel annene biz gidelim. Böylece aranızdaki mesafe kısalmış olur. Çocuk sevinçle aayağa kalkıp adama sarılmış. Başlamışlar denizin ardına varmaya...
Üç saatin sonunda deniz gitgide yükselmeye başlamış. Adamın artık dayanacak gücü kalmamış. Ama çocuğu önce umutlandırıp sonra yarı yolda bırakmak istemiyormuş. Çaresiz kalmış. ''Amca bak ne kadar da büyük bir ışık bu'' Adam kafasını çocuğun çevirdiği yere bakmış ve o büyük kudretli ışıgı görmüş. Işık gitgide daha da parlıyormuş. Ama o sadece bir ışık değilmiş bir melekmiş. Melek onlara doğru yaklaşıp çocuğa kollarını uzatmış. Adam ise içi acıyarak son kez çocuğa bakmış ve onu meleğin kollarına bırakmış. ''Onu da alalım yanımıza.'' Demiş çocuk. Melek onu da almış yanına. Adam koca kudretli ışığa bakarken yüzüne bir ışık damlası düşmüş. Bu meleğin gözyaşlarıymış. Meleğin gözyaşları adamı kendine getirmiş. Adam artık daha güçlüymüş. Son kez kurtardığı çocuğa el sallamış. Çünkü onunla gidemezmiş. Önce bu gözyaşlarından oluşan denizi geçmesi gerekiyormuş. Çocuk içi acıyarak ona bakmış ve ona bir öpücük atmış.Sonunda gözden kayboldular. Adam denizin ortasında yapayalnız kalmış. Şimdi o da onun meleğinin gelmesini bekliyormuş...'' Bu cümleleri yazarken o kadar çok onu anlatıyordu ki yanlış bir şey yapmış olabileceğimi sorguladım. Ama sonra gönder tuşuna bastım ve beklemeye başladım.
''İyi geceler.'' Yazmıştı. Sadece'' İyi geceler'' İstediği kurtarılış bu değildi, çok yanlış bir şey yapmıştım. Onun acılarını tekrar deprestirmiştm. Aptal ben. Yatağın içinde sıkıntıyla nefer verirken saatin 4.00 olduğunu fark ettim. Artık uyumalıydım. Ama uyumadan önce ona '' Özür dilerim. Sanırım ruhunu kurtarmaya iyi bir başlangıç yapamadım. İyi geceler.'' Telefonuma çalışma masamın üzerine koyacakken telefonumdan bildirim sesi geldi.Ondan bir mesaj gelmişti.
''Uykumu getirdiğin için teşekkürler wonder women.'' İnanamamıştım. Ben onun üzüldüğünü zannederken o uykusunun geldiğini söylemişti. Heyecanla telefonu elimden bıraktım ve uyumaya çalıştım. Yarın beni zorlu bir gün bekliyordu . Kurtarılması gereken bir ruh , bir sür anılar ve koca bir hayat bekliyordu .Evet , onun hayatı ...

Bölüm sonu...

Ben ve OHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin