1.BÖLÜM

2.5K 473 1K
                                    


Keyifli okumalar dilerim. 🤗🤗

~Küçüklüğünden bu yana etrafını saran o zehirli sarmaşık şimdi demir bir halka olacak parmağına.

¶Bunu anlamalısınız ki bir kelimeyle iki kelimeyle hayatı vasıflandırmak imkansızdır.

Dilhun hayatın adını koyamamıştı. Hayatı birçok şeye benzetiyordu aslında. Sonra birşey olur benzettiği herşeyden vazgeçer yeni bir benzetme arardı.

~ Hayat neye benzerdi ki?
İşte hayatımız ne olacağı bilinmedik bir dünya aslında, attığımız bir adımın adını ne koyacağımızı, yeni hayatımıza neler doğuracağını bilmeden izmaladığımız bir kağıt parçası gibi aslında. Birçok şey denebilir buna kimisi acımasız der kimisi insanların dokunuşundan pisleşen birşey der. Hayatın yalan olduğunu bile bile neden her attığımız adımdan korkarız ki? Neden tıpkı koca bir arsada çakılı kalmış çivilere basıyormuşçasına endişeleniyoruz ki?

Aslında hayat , buhulanmış bir ayna gibi, bir saniyesi bile bilinmez. Buhulanmış bir aynaya baktığımız vakit her saniye artan buharı ile ne olup olmayacağını bilemeyişimiz ve durup izleyişimiz, aynada görünmek için çaba sarf edişimiz acaba nereden bakarsam da gerçeği bulabilirim diyişimiz tıpkı hayata bakıp ona göre hareket edişimiz gibi aslında.

Bazen de hayat ip gibi derim. Sımsıkı tutarsın o ne kadar ileri doğru gitmek istese de sen bırakmazsın çabalarsın dişini sıkarsın taki ipin inceliği bir kılın inceliğine gelene dek, pes edersin koptu kopacak bundan sonra çabam boşuna dersin.

Elbette ki haklısın çünkü o incelen ip tıpkı sonu gelen hayatının izlenimini andırır sana. İsteyerekte olsa istemeyerekte olsa o ipi bırakmış olacaksın. Evet zorlu bir süreç her bir adımında ayak tabanlarında yara izleri olsada ne kadar acıtsada canını yürümek zorunda olman gereken bir hayat. Hayat zor deriz evet öyle lakin bazen avuçlarımızda kolayca şekil değiştirebilen bir hamur gibi aslında.

Bu hayatın bir kuralı var cehennem ve cennet için savaşıyor oluşumuz kuralın birincilerinden. Kader diyip durmayın hayatımız dediğim gibi tıpkı bir oyun hamuru gibi şeklindiren bizleriz de kader sadece karşımıza çıkacak adımlarımızı atmamıza yardımcı olan bir yol aslında.
Yaşadıklarımız içerisinde elbete vardır hayatımızda olması gerekenler lakin her yaşantımız kader değildir. Neden değil derseniz,
herşey kader olsaydı dünyaya gelme nedenimiz ne olurdu ki? Cennet ve cehennem neden vardı ki?

~ Herşey kader olsaydı hiçbir yanlışımızdan sorumlu tutulur muyduk?

Elbete ki hayır.

İşte hayatın semeresini uzun bir zaman yaşatıp tadını ekşitmeden o yolu yürümektir aslında. Sadece hayat değil sende onunla beraber gidiyorsun onun son bulduğu yere.

~Kimisi hayata mağlup olan, kimisi de yenen olur aslında.

Geçmişin izini geleceğe boyayan kişi Ateş'ti. Yakacağından haberdar olsa bile boyamaya devam eden bir geçmişin kiriydi Ateş. Dilhun geçmişte ne kadar uzak dursada geleceğe rengini süren iz şuan yüzük parmağında bir halka oluşturmuştu. Evet demişti ve takmıştı yüzüğü nereden bilebilirdi ki kalbini acıtan parmağındaki yüzük değilde düşünceleri olacağını. Sevebilirim ve herşey güzel olacak düşüncesiyle girdiği yola şuan teredüt ederek adım atıyordu. Herkes sevinçle hareket ederken Dilhun teredüt ederek yapıyordu herşeyi.

Bugün günlerin en sisli günüydü kimisi için görünür kimisi için görünmezdi. Kimisi istemesede bu evliliği öyle görünmez, kimisi istiyor gibi yapsa da gönülden istiyor gibi görünmüyordu. Lakin bugün Ateş için sisli gün değil güneşin Şanlıurfa'yı aydınlığına boğduğu huzuru iliklerine kadar hissettirdiği bir gündü.

AFİTAP(Şanlıurfa) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin