Multi= Dilhun
Keyifli okumalar dilerim🌺🌺
Hüzünde bir gün büyük bir mutluluk içinde yaşar
İki beden sıkı bir şekilde sarmıştı birbirini. Hiç tanışmamalarına rağmen öyle sıkı sarmışlardı ki birbirlerini sanki senelerce bu anı geceleri düşünüp beklemişler , hasret gideriyor,gibiydiler.
Birbirlerini birbirine bağlayan acılarıydı. Acı acıyı tatlı yapar derler ya onların da oyleydı acılarını acılarıyla kapatırlardı. Onun acısı ona melhem onunda ona melhem olmuştu.Halbuki birbirlerinin acılarından haberdar değillerdi. Bu an bir göz kapatıp açmak kadar çabuk gerçekleşti. Dilhun yüzüne dokunan utangaç tavır ile kendini Asaf'ın kollarından çekip, yüzüne dokunan utangaçlık kalkmadan, ellerini yüzüne düşmüş iki tutam saçına götürüp, kulak arkasına yerleştirdi. Yüzündeki utangaçlık kalkmadan Asaf'a döndü ;
"Kusura bakmayın kendimde değildim." dedi mahsum bir bakış ileYüzüne dokunan tebessüm ile Dilhun'a bakıp;
"Sorun değil."dedi ardından
"Asaf ben Awzem'in abisi."dedi elini uzatarak
"Bende Dilhun." dedi elini uzatıp tokalaşarak
Asaf'ın uzattığı peçeteyi alıp yüzüne dokunan göz yaşlarını kurutu. Kurumuş ağzında dili dönmedi. Bakışlarını Asaf'a çevirip ;
"Awzem nerede?" dedi kısık bir ses tonuylaGöz kararı 2 3 adım attı. Dilhun'un sorusu ile dönüp tam cevap verecekken kapı tıklandı. Dilhun tedirgin bakışlarını Asaf'a dikip endişesini dile getirir gibi baktı. Asaf bekle dercesine baktı. Kapıya yaklaşıp kapının kolunu tuttup, seslendi dış kapıdaki kişiye.
"Kimsin?" dedi
"Abi benim aç." dedi Awzem
Rahatlıkla nefes aldı Dilhun. Asaf kapıyı açıp sanki mutluluğunu anlatıyormuş gibi küçük bir gülüş yolladı Awzem'e. Şaşkınlıkla abisine bakan Awzem ala ala dercesine baktı.
"Benim abime ne olmuş bu ne mutluluk? Hiç beni böyle karşılamazdı" diye geçirdi içinden. 4 5 adım atıp karşısında oturan Dilhun'u görünce gözleri mutluluk dolu bir şaşkınlıkla belerdi. Elindeki poşetleri olduğu yere bırakıp hızla yanına doğru adımlarını attı. Kollarının arasına alıp sımsıkıca sarıldı." Sen ne ara geldin? Nasıl geldin? Ne oldu?" dedi sorularını peş peşe sorarken.
Sevinçten yüzündeki gülüşü düşmüyordu suratından. Heyecanla bekliyordu, Dilhun'un ne diyeceğini. Hakikaten nasıl kurtulmuştu onların elinden? Nasıl becermişti kurtulmayı? Bu olan ağır olaylara rağmen nasıl ayakta durmayı becerebilmişti? Meraklı gözlerle bakıyordu Dilhun'a. Yanına oturmuş sabırsızlıkla bekliyordu. "Hadi anlat kız öldüm meraktan." dedi tebessümle
Dilhun soğuk bakışlarla baktı Awzem'e ;
" Yolun yarısında bir yerde bekledik. Onlar arabadan inince bana arabada beklememi söylediler. Bu sefer pes ettiğimi düşündüler bu yüzden rahat davrandılar. Ateş ve Ali konuşurlarken o sırada arabadan inip uzaklaştım. Onlar fark edene kadar ben baya uzaklaşmıştım. Önemli olan nasıl kurtulduğum değil ki önemli olan bundan sonra ne yapacağım. "dedi üzgün bir şekildeAsaf öyle güzel dinliyordu ki Dilhun'a bir kez daha aşık olmuş gibi izliyordu onu hayranlıkla. Bir insan hiç mi kusursuz olmaz? Bir insan bu kadar mı mahsum bakışlı, bu kadar mı naif yürekli olur.? Yüzünde hayranlık duyar gibi bakışlar sergiliyordu. Awzem'in abi diye seslenişi ile dalgınlığı bozuldu.
"Efendim." dedi onu anlamaya çalışarak
"Namazını kılda yemek hazırlıyım yiyelim Dilhun'da acıkmıştır şimdi. " dedi Dilhun'a bakıp tebessüm ederek