Keyifli okumalar dilerim 🌺
Çocukluğunda tutamadığı renkli balonlarını, gençliğinde de tutamadı.
Kıpırtısız bir heykel gibi duruyordu Dilhun. Şaşkınlığın etkisiyle fal taşı gibi açılan gözleri, yavaş yavaş küçülmeye başladı. Tuttuğu nefesini rahat bir şekilde semaya bıraktı.
Öyle korkmuştu ki yüreği durmadan tekliyordu. Beni buldular! Kaçmayı bile beceremiyorum ne yapacağım ben? İçini kuşkulandıran düşüncelerinden kurtulmuştu. Karşısında duran , tepeden bağlı uzun saçlı, sarışın, zayıf duran, genç kız; şaşkınlık ve merak içerisinde Dilhun'a bakıyordu.
Kim bilir ne olmuş bu genç kız, gelinlikle kaçmaya çalışıyor diye düşündü kısa bir an. Ne Dilhun genç kızı tanıyor ne de genç kız Dilhun'u. Hızla alıp verdiği nefesini durdurmak bilemedi Dilhun. Genç kız eliyle Dilhun'un kolunu tutup ;
"İyi misiniz? Çok kötü görünüyorsunuz. İsterseniz hastaneye gidelim?" dedi soruları peş peşe sorarken.Hastane ismini duyan Dilhun telaşla ;
"Hayır! hayır! Hastane olmaz benim saklanmam lazım!" dedi dışa yansıyan nefesiyle beraber."Peki. Benimle eve gel sadece nenem ve ben varız. Orda güvende olursun."dedi
Tereddüt içerisinde kalan Dilhun genç kıza baktı. Durdu. Tek seçeneği buydu kaçarsa yolda her halukarda yakalanacaktı. Başını tamam dercesine saladı. Gelinliğin eteğini kaldırıp genç kızın koluna girdi. Hızla yürüyorlardı. 3 4 sokak öteden sonra yol son buldu.
Genç kız anahtar ile kapıyı açıp ilk olarak Dilhun'u buyur etti ardından da o içeri girip kapıyı kapattı ve kilitledi. Halının üzerinde döşeğini seren ve yorganını üzerine çeken yaşlı teyze, kapının sesi ile gözlerini açtı.
"Kizamın Awzem tü hati?"dedi
(Kızım Awzem sen mi geldin?)" Ez hatım. Mısafırete heye pire.
(Ben geldim. Misafirin var nene)"Kiye?" dedi ve bedenini yataktan kaldırıp, gelen misafire baktı.
(Kimdir?)"Derva ditım. Dıreviyan ezi hanitım lıvır." dedi Dilhun'a terlik uzatarak
(Dışarıda gördüm. Kaçıyordu bende buraya getirdim.)"Baş kıri" dedi
(İyi yaptın.)Yaşlı teyze yerinden kalkıp. Olduğu döşeğinde oturdu. Karıştırdığı Türkçeyi zar zor dile getirebiliyordu.
"Hoşgeldin kızım. Açsan?" dedi
(Hoşgeldin kızım acıkmış mısın?)Dalgın olan Dilhun. Kendini dürtü ve yanıt verdi;
"Yok teyze sadece uyumak istiyorum." dedi"E tamam kızım bırçibi beje ." dedi
(E tamam kızım acıkırsan söyle.) dedi
Awzem koltuğu açıp üzerine çarşaf serip, yastığı bıraktı. Odasına elbise getirmeye gitti dönünce baktı ki Dilhun başını somyanın bi koluna dayamış uykuya dalmıştı. Günün yorgunluğu onu hisisleştirmişti.Kurşun gibi ağırlık çökmüştü üstüne. Olduğu yere uzanıp uykuya bırakmıştı kendini. Awzem elindeki elbiseleri kenara bırakıp, Dilhun'nun üstünü örtü.
Yaşlı teyze Awzeme bakıp ;
"Çıbuye viyara ava?dedi
(Ne olmuş ki buna böyle?)Yatağını serip uzandı ve nenesine bakıp;
" Nıza. Sıbe emzi hinbıbın. "dedi
(Bilmiyorum. Yarın öğreniriz.)Gecenin karanlığına bıraktı gözlerini Dilhun. Üstündeki yorgunluğu atmaya çalışıyordu. Huzursuzluk doluydu kalbi. Gözlerini gökyüzünün karanlığına yatırıp uyumuştu Dilhun.
*****
Dilhun'nun sesi titrek çıkıyor. Ateş başlıyor konuşmaya ;
"Senin için deli oluyorum Dilhun. Tam 8 yıldır seni kollarıma alacağım günü bekliyorum. Sakın engel olma bana biliyorum sende beni seviyorsun.