32. BÖLÜM

287 39 36
                                    


Bol bol yorumlarınızı bekliyorum canlarım keyifli okumalar
dilerim🌼🌺

***

İlk geldiğinde yüzünden beli olan yorgunluğu şimdi azda olsa toparlanmıştı. Ellerinden yardım alarak koltuktan kalktı Ateş. Asaf Awzem'den çeket isteyince Ateş atıldı hemen. "Gerek yok zaten zahmet verdik size." dedi.

Awzem çeketi getirip Asaf'a uzattı. Elinden alıp Ateş'e uzatıp "Giy soğuktur şimdi sana." dedi Asaf
Elinden çeketi alıp üstüne çekti Ateş. Ali'de herşey için teşekkür edip Ateş'in arkasından kapıya doğru yürüdü. Ateş ve Ali evden çıkıp arabaya doğru yürüdüler. Dalgın dalgın yürüyen Ateş'in haline çok üzülmüştü Ali. Olduğu durumda hiç olmak istemezdi. Arabaya doğru yaklaşınca "Arabayı ben süreyim sen yan koltuğa geç." dedi Ali

Hiç birşey demeden araba kapısını açıp yan koltuğa geçti. Ali ise direksiyona geçip arabayı çalıştırdı. Düşünüyordu... Derin derin düşünüyordu ama bir türlü bu ağırlığın üstesinden gelmiyordu Ateş. Annesine abisine nasıl anlatacaktı? Ne diyecekti? Herşeyi anlatırdı anlatmasına ama onların o üzgün yıkık hallerini görünce nasıl dayanacaktı?

Gözlerini dikti düz yola, kaldırımlar boş sokaklar üzerine geliyor gibiydi.
Biran da gözlerinin içi sulandı. Ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Boğazında bir acı vardı parçalıyordu boğazını. Yutkunmak desen işe yaramıyordu başka birşey yoktu o acıyı geçirmek için. Elini yüzüne götürüp başını hafif indirdi  burnunu çeke çeke ağladı. İçten içe hiç iyi değildi şuan sadece bir yanı ağlamak istiyordu doyasıya. Ali arabayı sağa çekip arabadan indi. Karşı kaldırımda bakal vardı su almak için gitti.

Su alıp arabaya geri döndü. Koltuğa oturup suyun kapağını açtı. Ateş'e uzatıp "İç kardeşim." dedi
Su şişesini ondan alıp bir yudum aldıktan sonra geri bıraktı. Su şişesinin kapağını kapatıp bıraktı Ali. Hala ağlıyordu Ateş gözlerinin içindeki damarlar kırmızılaşmıştı. Göz altındaki torbalar şişmişti. Ali elini Ateş'in omzuna atıp başını göğsüne yasladı. "Off kardeşim benim ya." dedi iç geçirerek

Elini koluna koyup sızavladı Ateş'in. Sonra kolundaki saate bakıp ardından "İstersen eve gitmeyelim Ateş saat daha 22.20 geçiyor. "dedi
Başını Ali'nin göğsünden çekip gözlerindeki yaşları sildikten sonra" Hayır gidelim iyiyim ben". "dedi Ateş

Peki diyip arabayı çalıştırdı Ali. Konağa yaklaşınca   arabayı durdurdu Ali. Emniyet kemerini çıkarıp Ateş'e baktı." Hadi geldik. "dedi arabadan inerek

Kalbi birkez daha acı hissettmişti. Daralmıştı nefes alamıyordu. Evdekilere nasıl anlatacaktı onun düşüncesine kapılmıştı. Birkaç saniye durup emniyet kemerini çıkarıp kapıyı açtı. Arabadan inip konağa doğru yürüdüler. Konağın kapısını açıp içeri girdiler. Havluda bekleyen Dilşah Xanım, Dilber Xanım ve Meryem Xanım oturdukları yerden hızla kalkıp Ateş'in yanına doğru hızla yürüdüler. Ateş'in yüzünü avuçlarına alıp "Oğul bu ne hal? Ne oldu sana? " dedi şaşkınlıkla

Ordan atılan Meryem Xanım elini Ateş'in omzuna atıp "İyi misin Ateş ne oluyor?" dedi
Ne diyeceğini bilemiyordu Ateş. Sözcükleri toparlayamıyordu sadece boş bakışlarla yüzlerine bakıyordu. Ateş'in koluna girip" Salona geçelim anlatacağız herşeyi. "dedi Ali yürüyerek

Ateş'in diğer koluna giren Dilşah Xanım sulu gözlerle salona kadar yürüdü. Koltuğa geçip oturan Ateş'in yanına geçti Ali. Dilşah Xanım karşı koltuğa geçti. Dilber Xanım ise telefonunu cebinden çıkarıp kocasını aradı. Durumu anlatıp hemen gelmesini söyledi. Sonra yanlarına oturup Ateş'e baktı. "Abini aradım oda yoldaymış birazdan burada olur." dedi

AFİTAP(Şanlıurfa) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin