10.BÖLÜM

485 203 179
                                    

Şarkıyı dinlerken okumanızı tavsiye ederim. 🎶

Keyifli okumalar dilerim 🌺🌺

Nefesimi köreltecek kadar yakındım şimdi ateşe

Ateş pencerenin eşiğinde ayakta durmuş gökyüzündeki parlak yıldızlara bakıyordu. Belfü'nün odasına girdiğini farketmemişti bile. Belfü, Ateş'in daldığını fark edince korkutmayacak şekilde adımlar attı. İki kolunu Ateş'in beline sarıp, başını omzuna dayadı. Ateş aynadan, Belfü'nün yansımasını görüyordu. Belfü çenesini, Ateş'in sağ omzuna bırakıp tatlı bir yüz ifadesi ile ;

"Bu gecenin yıldızı ben olabilir miyim?" dedi

Ateş, Belfü'nün ellerini tutup yüzüne doğru döndü. Üzerindeki saten gecelik Belfü'nün bir omzundan sarkmıştı. İçinde giydiği aynı şarap rengindeki geceliği beyaz teni ile uyumu göz alıcıydı. Dolgun dudakları, sanki kalem ile çizilmiş gibiydi. Orman yeşili gözleri odanın ışığıyla koyulaşıyordu. Ateş gözlerini, kızın dudaklarında gezdirdi. Karşısında kar tanesi gibi doğal ,temiz ve beyaz parıldayan bir genç kız. Güzeliğiyle ben burdayım diyordu. Kırmızının içinde beyaz teni ve yeşil gözleri büyük bir uyum yakalamıştı.

Belfü, Ateş'in kendisini kabul etmesi ona bir şans vermesi hoşuna gitmiş, pek hayra olmuş gibi hoşnutlukla bakıyordu ona taki dolgun dudağının Ateş'in dudağıyla buluşana kadar. Gözlerini kapatıp o anını sevinçle yaşıyordu Belfü. Ateş'in eli, Belfü'nün sağ omzundan düşen geceliğindeydi.

Belfü bugün dünyanın en mutlu kadınıydı. Bir kaç saniye sonra, Ateş'in eli, yatağında uzanan Belfü'nün vücudunda geziniyor, hoşnutluk hissi veriyordu ona. Belfü mutluluktan uçarken ,Ateş karşısındaki kadın sevdiği aşık olmadığı biri olmasına ragmen , bu geceyi onunla geçiriyordu. Heves için zevk için ya da başka birşey....Bu gece Belfü'nün isteğini elde edip, sevdiği adama sahip olduğu geceydi.

Yeni yeni güneş yüzünü Şanlıurfa'ya gösteriyordu. Gözlerini yarım yamalak açan Belfü, sağında uyuyan Ateş'e bakıp, dudaklarına düşen tebessümü ile sureti aydınlandı. Başını Ateş'in çıplak gögsüne yatırıp, hala dudağında duran tebessümü, daha da belirginleşiyordu. Gözlerini açan Ateş, üzerinde ki eli çekti ve burnunun iki deliğinden çıkan cehennem dumanları ve  sertleşen gözleriyle Belfü'ye bakıyordu;

"Çık odadan." dedi

Yatağından çıkıp önce kotunu giydi sonra üzerine gömleğini çekip, düğmelerini iliklerken, Belfü ;
"Ne diyorsun Ateş sen! Bu ne demek şimdi!" dedi şaşkınlıkla

Müstehzi bir gülümseme ile Belfü'ye bakıp ;
"Sadece dünün yıldızı oldun ve bitti." dedi

Ateş' in söyledikleri kızgın yağ gibi yüreğine dökülüyordu. Uğradığı düş kırıklığı o denli bir acıydı. Mutluluğunun üstüne tuz biber ekleniyordu.

"Ateş ne dediğinin farkında mısın sen! Ben senin karın sayılıyorum artık farkında mısın acaba?" dedi ağlayan bulutlar misali gözlerinden damlalar boşanırken

"Dünde kalan bir yıldızsın sadece. Karım filan değilsin! "

Üzerinden kaynar su dökülmüş gibi hissediyordu Belfü. Karmaşık duygular yaşıyordu bu gecede. Mutluluğa kavuştum, sevdiğim adamın karısı, bu konağın gelini olacağını düşünürken aksi olan olaylar ağırlık çöktürmüştü üzerine. Geceliğini üzerine çekip, yataktan çıktı ve adımlarını Ateş'in karşısında sonlandırdı.

"Bu aramızdaki ilişkiyi öğrenirlerse ne olur haberin var mı senin? Vazgeçip geri adım atmakta neyin nesi!"

"istersen söyleyelim bakalım senin bakire olmadığını duydukları vakit sen mi yanarsın ben mi?" dedi mühtehzi bir şekilde

Her bir söz boğazından acı acı iniyordu.
"Ne diyorsun sen! iftira mı atıyorsun şimdi üzerime?"dedi öfkeyle

Ateş'in öfkesi düzenli ve sistemli bir şekilde ilerliyordu. Belfü ise donakalmış gibi , büyüyen irisleri, orman yeşili gözlerini ön plana çıkartıyordu. Ateş hazırlanmış dışarı çıkacaktı Belfü'ye dönüp;
" İstersen kimse uyanmadan odana çık. Bugünüde unut." dedi

Hararetli bir edayla yaklaştı Ateş'e, iki elini yumruk yapıp Ateş'in göğsünü yumrukladı. Ateş'in içine doldurduğu her bir öfkesini, her bir yumruğunun artışında öfkesini dindirmek için daha bir güçlükle vuruyordu. Denizin kumların üzerine serdiği su gibi yüzüne su değmişçesine kendine geldi, elleri yumruk  halinde Ateş'in göğsünde dururken;

"Bu gece içime bir ateş düşürdün. Bunu bil o ateş beni yakarsa senide yakacak! "

  Öfke... Nefret... Aşk... kokuyordu ikisi de

Bakışlarını Ateş'in gözlerine dikmiş dudaklarından düşecek bin kelimeyi telaffuz edemeyecek hale gelmişti. Bu gece bugünün sabahını hayra yoracagına , ateşin canını yakacağı bir gün doğurmuştu Şanlıurfa'ya.



BÖLÜM SONU..
Umarım beğenmişsinizdir. Bölüm nasıldı sizce düşüncelerinizi   ve oylarınızı  eksik etmeyin.

Hoşçakalın👐


AFİTAP(Şanlıurfa) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin