‘Kusur!’
Wu için hoş görülemez bir eksiklikti!
‘Kusursuzluk!’
Edison’u tanımlayan kelimeydi!
**
‘1194’
Wu yazıya gür kaşlarını çatarak baktı. Kartı yerleştirdi ve açıldığında odaya girdi. Tuttuğu ceketi ve elindeki fazlalıkları kapının arkasına bırakıp elini dağınık saçlarının arasından geçirdi. Sessizlikte odanın sonuna doğru ilerledi. Dağınık düşüncelerle kendini yatağa bıraktı.
Soğuk ve karanlık!
Gözlerini kapattığında eli gömleğinin yakasına gitmişti. Modelin elinin değdiği noktaya… Tutunarak kendisini çektiği anı hatırladığında sol yanının soluklandığını hissetti. Elini yoğun bir sıcaklığın etkisi altındaki kalbinin üzerine koyup birkaç saat içinde olanları düşündü.
Atan kalbini bedeninde ilk kez canlı hissediyordu. İlk kez o an kalbinin kendinden bağımsız bir varlık olduğunu düşündü.
Kulağında bir ses…
--‘…odana geçebilir misin?’--
Hafif bir sızı sol yanını esir aldı. Yoğun bir hayal kırıklığı içinde kendini huzursuz uykuya teslim etti.
**
Rahatsız geçen birkaç saatlik uykunun sonunda yönetici her zamankinden daha erken saatte çalışma odasına geçti. Mi Hee’nin daima bir gün öncesinden yöneticinin masasına bıraktığı, o günün programının yazılı olduğu kağıdı eline aldı. Dikkatini ilk çeken kağıdın üzerine tutturulmuş not kağıdıydı. Rutinin dışında duran küçük kağıda odaklandığında gözleri hafif kısılmış kaşları arasındaki kırışıklıklar ortaya çıkmıştı. Mi Hee’nin düzgün el yazısı ile kağıda eklediği küçük notta mankenin çekim saati yazıyordu. Yönetici katılacağı iki toplantının saatlerine baktı. Saat 10’da katılması gereken bir toplantısı vardı ve bu toplantı için otelden ayrılması gerekiyordu. Uzun süredir üzerinde düşündüğü bir ihale devrini konuşacaklardı. Toplantının uzun süreceği belliydi. Kağıdı masaya bıraktı. Başındaki zonklamanın geçmesi için kaşlarının üzerinden geçerek alnını ovmaya başladı. Gün içerisinde modeli görmesinin pek mümkün olmayacağı kesindi. Masanın üst çekmecesini açıp başındaki ağrının geçmesini sağlayacak bir hap aradı. Bulamadığında gözlerini kapatıp koltuğa yaslandı.
Gün zorlu geçecekti.
**
“Beş dakika ara verelim çocuklar.” Lu Han gülerek ışıkların altındaki bedene döndü. “Harika iş çıkarıyorsun Edison! Biraz dinlen.”
Yardımcısı elindeki bornoz ile modele yaklaştığı sırada fotoğrafçı monitörün başına geçmişti. Fotoğrafları inceleyip çekim açılarını ve ışıklandırmaları kontrol ediyordu. İstenen esnekliği sağlayıp sağlamadığında emin olmak istedi.
Masum ve kışkırtıcı!
İki kavramı bir bedenle bütünleştirmek zordu. Gözüne takılan modelin ekrandaki bir görüntüsünü seçip büyüttü. Görenim içini rahatlatacak bir gülümseme fotoğrafçının dudaklarında belirdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/24667880-288-k427504.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE LOST PURITY
FanfictionBir Model... Edison HUANG. Bir iş adamı... WU Yi Fan. Farklı kulvarlarda ilerleyen başarının sembolü iki adam! Hırslı, güçlü ve tutkulu... Kusur Wu için hoş görülemez bir eksiklikti... Ve Edison kusursuzdu!