6

7.9K 311 14
                                    

Havaalanına inen uçak ile tüm çalışanlar koşuşturmaya başladı. Uçağın kapısı açıldı. Topuklu ayakkabı gözler önüne geldi ilk önce. Daha sonra da kırmızı rengi korkusuzca taşıyan o dudaklar. Gözleri etrafa ateş edercesine baktı. Elinde ki çantasının kulbunu sıkıca tuttu kadın. İşte gelmişti.

~~~

Arel Aslan elinde ki dosyaları bir kenara bıraktı. Çalan telefonunu kapatmak yerine duvara doğru fırlattı. Yerle buluşan telefonun sesi yankılanmayı bıraktı bir süre sonra. Elleri ile yüzünü kapattı. Kim olduğuna bile bakmamıştı adam.

Bir haber yüzünden çalan telefon susmuştu.

Bunun suçlusu olan Hayat'tı emindi.

Odasının kapısının çalmasıyla ellerini yüzünden çekti. Geriye doğru yaslandı.

-Gir!

Odada yankılandı sesi. Kapı açıldı. İçeri giren sekreteriyle gözlerini cama çevirdi.

-Bu sizinmiş Arel Bey.

Kadın elinde ki kutuyu masaya bıraktı. Adam kafasıyla onu onaylayınca odadan çıktı. Arel güneşin göz alıcı ışığı ve şehrin sesinin oluşturduğu görüntüyü izledi bir süre. Derin bir iç çekerek pakete doğru döndü.

Elini uzatarak aldı.

Bir süre sadece baktı. Kapağını yavaşça kaldırınca kocaman kutu içinde sadece bir zarf vardı.

Eline alıp açtı. Gözde yazısını görünce delirmişçesine kutuyu ve kutuyla birlikte masanın üzerinde ki her şeyi yerle birleştirdi. Cam masayı hızla kaldırdı ve yere düşürdü.

Cam paramparça olurken ceketini alarak giyindi. Kapı o sırada hızla açılmış ve sekreteri şaşkınlık içinde içeri girmişti.

-Arel Bey iyi misiniz!?

Kadın yere bakınca susmuştu. Arel yanından hızla geçti. Öfkesi gözlerinde ateş oldu. Baktığı yeri yaktı.

~~~

Topuklu sesi havaalanını inletiyordu. Yanında ki pek çok insanla bir bütün oluşturmuşçasına hareket ediyorlardı. Kapıdan çıkmadan önce güneş gözlüğünü taktı. Önüne geçen koruması gazetecileri uzaklaştırmaya çalıştı. Kadın ise tepkisizce onu takip ederek bekleyen arabaya bindi.

Siyah rengin hakim olduğu araba hareket ederken kadın camını açtı. Havanın ciğerlerine doluşunuz hissetti. Hafifçe tebessüm etti.

-O eve sürün.

Telefonunu açarak Araf Abi yazısına tıkladı.

~~~

Arel eve girer girmez masa ve sehpaları yerle buluşturdu. Öfkesini çıkardı eşyalardan. Dizleri üstüne düştü adam. Evin son halini izledi bir süre. Kapalı olan perdelerden vuran güneş ışığı evi karamsar yapmıştı ona göre. Kalbi sıkışıyordu.

-Ahhhh!

Kafasını kaldırdı adam. Karşısında düğün fotoğraflarını gördü. Hayat'ın gülüşü gözlerinin saçtığı ışık. Onun aksine sanki "Bitse de gitsem!" gibi duran Arel Aslan.

Bir süre daha baktı. Ne olduğunu anlamıyordu ama hayatı alt üst oluyordu. Gözde ellerinden kayıp giderken bir şey yapamıyordu. Hayat'ın başına açtığı işlere değinmiyordu bile. İçten içe sinirliydi adam. Gidişine.

Yavaşça ayağa kalktı. Yatak odasına çıktı. Kendini yatağa bırakarak gözlerini karanlığa kapattı.

~~~

HAYAT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin