Kadın suçlu sayılır mıydı? Yaşanılan onca olaydan sonra. Adam için tepki vermek zordu. Kalbinde ki acıyı anlatmak zordu. Hayat aynı anda iki taraftan yaralamıştı onu. Bir yarası daha yeni kabuk bağlarken ikinci bir yara açılmış ardından da kabuk bağlayan yarasını tekrar acıtmıştı. Aynada ki yüzüne bakarak ellerini yumruk yaptı. Yüzü çökmüştü biraz. Suratında ki o güç yerinden oynamasa da üzüldüğü belli oluyordu.
Ellerini yıkayarak banyodan çıktı. Huzurlu bir uyku elbet hakkı idi. Şimdi olacakları düşünmeden, kadını düşünmeyi bırakarak kendini yatağa doğru attı. Nerede olduğu, nasıl olduğunu düşünmeyecekti.
~~~~
Hayat odayı yerle bir ederek intikam alıyordu. Göz yaşları durmamış makyajı ile beraber yüzünden akmıştı. Dudakları titremeye başlamıştı. Dizleri üzerine çöktü.
-Hayat Hanım!
Ona seslenen insanları duymak yerine çığlık atıyordu. Nefes nefese karşısında duran sekretere baktı. Acınası durumda idi. Kadının yüz ifadesinden bunu anlayabiliyordu. Ayakkabılarını kadına doğru fırlattı.
-Çık odadan!!
Sırtını soğuk duvara yaslayarak adamın o an ki surat ifadesini aklına getirdi. Gözlerinde ki parıltının sönüşünü. Yapmak zorunda idi kadın. Onu uzak tutmasa gözleri önünde ölücekti adam.
-Beni bırakmış olamazsın...
Oda tamamen darma duman olmuştu. Etrafta dosyalara kalemler. Odada bulunan camların kırıkları, beyaz güller. Paramparça ettiği odaya baktı kadın. Kalbi öyle yanıyordu ki etraftan çıkartmak istiyordu hıncını.
-Gitmedi...inanmak istemiyorum..!
Dudakları hala titrerken aklından geçen tek bir şey vardı.
~~~~
-Gittiğine emin misiniz?
Camdan dışarıyı izledi genç adam. Suratında o gülümseme. Bakışları dışarıda ki binalarda olsa da aklı burada değildi. Telefondan bir cevap beklerken odasının kapısı hızla açıldı. Yavaşça arkasına döndü Arel. Arkasında ki adamı görmesi ile kaşları tamamen çatıldı.
-Beni mi merak ediyordun Arel ? Ya da ortak mı demeliydim?
Savaş ceketini düzelterek karşısına oturdu. Elinde ki dosyayı önüne doğru fırlattı.
-Demek insan olmayı beceremediğin gibi burayı da yönetemiyorsun.
Gülerek tek kaşını kaldırdı. Arel telefonunu masanın üzerine fırlatarak hızla ona döndü. Masasına doğru yaklaşarak ellerini cam masaya dayadı.
-Sen benimle dalga mı geçiyorsun lan!? Çık git sinirlerimi bozma benim!
Savaş öne doğru eğilerek gözlerine baktı.
-Hiç de bile dalga geçer gibi bir halim var mı sence benim? Ortak! Kalbimi kırıyorsun ama.
Arel elini masaya doğru vurdu.
-Çık git lan şirketimden!
Savaş oturduğu yerden kalkarak hızlıca Arel'in ceketinin yakasından tuttu.
-Demek ciddi konuşmak istiyorsun. Batırmak üzere olduğun bu şirketin hisselerini satmışsınız. Ama tahmin et bu hisseleri kime sattınız. Soyadım altında bulunmayan ama bana ait olan bir şirkete. Biraz araştırma yapmanı tavsiye ederim Arel Aslan! Bu çocuksu davranışlarını kesip adam gibi iş yapmaya başla!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAT
Romance(Yazım hataları veya karışıklıklar olabilir. Bölümler ilerledikçe beraber kurtulacağız karmaşadan.) Duygular tükenirdi. İnsanlar duyguları yemek gibi yiyip bitirebilirdi. Aşk biterdi. Ama sevgi asla! Peki onların arasında ki aşk mıydı sevgi mi? Arel...