[Jeongin'in ağzından]
Sabahın köründe yaşanan kavga yüzünden oldukça gergin olsamda iş görüşmelerinde oldukça numara yapabiliyordum.
Fakat bir türlü kabul edilemiyordum. Cidden birilerine yük olmaktan bıktım. Ne zaman kendi işime sahip olacağım acaba. Ya da ne zaman büyüyeceğim?
Uzun bir arayış içinde bulundum. Fakat yine iş çıkmayacağını anlayınca Eve geri dönmek zorunda kaldım.
Hyunjin'in okuldan dönmesine birkaç saat vardı. Saat şuan 5'ti o ise akşam 7'de geliyordu. Annesi ise işlerinin yoğunluğundan dolayı geç saatlerde geliyordu.
Düşüncelere dalarken eve geldiğimi anlayabildim sonunda.
Kapıyı çaldığımda umutla annemin kapıyı açmasını bekliyordum.
Kapıyı açan anneme
"Canım annem!" diye kollarımı açtım.Tamam.
Annem değil bu kişi.
Hyunjin galiba.
Ama niye bu saatte evde. Şuan okulda olması gerekiyordu.
Onun kaşı gözü patlamıştı. Saçları dağınık , yüzünde birkaç yara vardı.
Eve girdiğimde benim ayakkabılarımı çıkarmamamı beklemeden yukarı odasına çıktı.
Olsun. Kapıyı açmasıda birşey.
Annemi bulmaya çalışıyordum. Fakat her ne kadar seslensemde annemi bir türlü bulamayınca mesaj attım.
Mesaja hemen cevap gelmişti. Hyunjin'in ve benim evde olmadığımı zannedip alışverişe çıkmış. Cidden anne çıkacak zamanı mı buldun? Özellikle mi ayarladın kavga etmemiz için? Aman ne diyorum ben?
Ama yapmam gereken birşey vardı.
Kimseye kıyamayan bir insandım. O yüzden gidip Hyunjin'e pansuman yapacaktım. Her ne kadar bana saldırsa da , her ne kadar annemi aşağılasa da , bunu sadece piskolojik bozukluğuna bağlıyordum. Her ne kadar piskopat olsada onun da duyguları ve bir kalbi vardı.Sabah ki kavga da duyduğum odaya girdim.
Oda da bir gardrop, bir askılık, bir koltuk, ve duvara monte edilmiş bir başka dolap vardı.
Sanırım kış için olan montlarını, eldivenlerini, atıklarını onun dışında makyaj malzemeleri falan vardı. Duvarda asılı duran küçük dolabı açtım. Acil durum çantasını aldım.
Hyunjin'in odası da muhtemelen bu katta olacaktı. Odadan çıkıp birkaç odayı da geçtikten sonra üstünde İngilizce birşeyler yazan kapıya çarptı gözüm.
Muhtemelen burası olacaktı. Kapıyı çalmadan direk içeri girdim.
Hyunjin üstünü değiştirmeden yatağa uzanmış tavanı seyrediyordu.
"Yine niye geldin anne?"
Cevap vermedim.
Odası neden bu kadar iç karartıcı. Annemin hergün topladığı odayı hemen dağıtmıştı.
Ama yine de piskolojik sorunları olduğu için ona birşey demeyecektim."Yarana bakmaya geldim."
Verdiğim cevapla aniden doğrulamıştu.
"Kapı çalma adetin yokmu Köle."
Cevap vermedim. Ama bana böyle davranması hiç hoşuma gitmiyordu. Bir yandan çantayı açıp içinden malzemelerin çıkartıyordum.
Biraz batiodin , yara bandı çıkardım.
Yanına doğru gittim. Her ne kadar yatağa oturunca beni tekmelecek mi diye düşünsem de beni tekmelemediği için yatağa oturdum.Elime pamuk alıp üstüne biraz batiodin döktüm. Yanağındaki yaralara biraz sürdüm.
Dikkatle beni izliyordu. Çok yakındık.
"Kiminle kavga ettin?" Sürmeye devam ederken soruyu yönelttim.
"Okuldakilerle."
Dudakları....
Lanet olsun çok iyiler.
Yanağındaki yaralara sürmeye devam ediyordum.
"Ne konuda olduğu sorsam?"
"Gay olduğum için."
Durdum aniden. Benim de olduğumu bilmede ihtimali?
"Neden kendini korumadın?"
Dudaklarındaki yaraya yaklaşmışken yavaşladım.
Belimde ki şey lütfen Hyunjin'in eli olmasın.
Daha çok yaklaştı.Beni kendine çekmeye başladı.
Ben kendimi geriye ittikçe , belimde ki elinden destek alıyor , beni kendine daha çok yaklaştırıyordu.
İlk öpücüğüm böyle olmasın.
"Boynundakiler.... Onları ben mi yaptım?"
Evet Hyunjin sen yaptın.
"Hayır."
"Kim yaptı o zaman?"
"Senin içindeki canavar Hyunjin."
Kafasını öne eğip yutkundu. Kafasını iki yana sallayıp duruyordu.
"Hayır ben yapmadım. Ben canavar değilim.
Hayır. Ben değildim o. Ben. Ben . Olamam."Ne yaşadın Hyunjin?...
"Hyunjin..." yutkunarak devamını getirdim.
"Ben sana inanıyorum. Bu sen değilsin."Malzemeleri toplamaya başladım. Masanın üstündeki çantaya eşyaları koyduktan sonra kapıyı açmak için kulbunu tuttum.
"Hayatımda ilk defa birinin bana inanması güzel şey.... Jeongin."
***********************
Gece gece uyanmak nedir ya?
Boğazım o kadar kurumuştu ki. Kalkıp su içmek istedim. Ama mutfak bir alt katta niye bu kadar üşengeçim. Pufff. Ya robot falan yokmu bana şu getirecek.Her neyse bunları düşünürsem uyuyamayacağım. En iyi kalkıp su almak.
Odanın kapısı açıp kapını önünde üstündekileri düzelteyim dedim. Malum pijamamın önü çok açık .
Fakat tam düzeltirken kapı çarpmıştı. Allah'tan hafif çarptıda kimse uyanmadı.
Aşağıya inip bir bardak ve sürahi tezgaha koydum. Suyu doldurup içtim.
Herşey yerine koyduktan sonra odama çıkacaktım.Keşke Hyunjin hayaleti beni gelip sıkıştırmasaydı gidecektim.
Ama sıkıştırdı.
Parmağını dudağıma bastırdı sessiz olmam için. Hyunjin olum özürlü müsün acaba?
"Bu gece benimle uyu.."
Şimdi diyorsunuz ki Hyunjin'in Soo Hyun'a sarıldığında Jeongin nasıl ortalığı yıkmadı?
-Jeongin'in haberi yok.
Yaşadığı problem tahmini?
-Babasının ölü olmasıyla alakası yok. Annesinin ilgisizligiylede alakası yok. Yaşadığı sey/ler yüzünden. Ama annesi onu umursamiyor . Tabi buna üzülüyor. Fakat konu bu da değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slave //(Hyunjin×Jeongin)
ChickLit™✓ "Hyunjin... Vahşi çocuk hastası.. Yani piskoloğu bize böyle söyledi. Lütfen onun bu hareketlerini mazur görün."