Bir sürü oyun oynadığımızına ardından annemlerden niye okulu aksattığımıza dair azar yedikten sonra yine beraber uyuyakalmıştık.
Annemler gittiği için ve o gerizekalı bok yüzlü karıyıda evden kovduğumuz için evi bok götürüyordu. Bekar evinden farksızdı.
Hyunjin konuşamıyordu ama artık yürüyebiliyordu. Onunla savaş yapıp lego oynayıp , monopoly'de birbirimize üçkağıtçılık yaptığım için çok mutluyuduk.
Keşke Hyunjin konuşabilse herşey daha güzel olacakta işte..
Acıktığımız da dışardan sipariş ediyorduk. Herşey heryerdeydi.
Evi cidden bok götürüyordu. Ama toplamaya gerek olmadığını , annemler gelmeden iki gün önce toplanmaya başlasak geldiği zaman bitiririz diye düşünüyordum.Gözlerime gelen güneş ışıklarıyla aralanmış perdeye lanet ederken gözlerim Hyunjin'i aradı. Ama bulamayınca birden yataktan fırladım. Ona birşey olmamasını umarak evi koşarak ve bağırarak dolaşmaya başladım.
Onu bulamıyordum...
"Hyunjin!"
ses yoktu."Hyunjin!"
Avazım çıktığı kadar bağırıyor , boğazımı yırtıyordum.Fakat ne ses var ne soluk.
Koşarak Hyunjin'in odasına giderek telefonumu alıp aradım.
Ah. Lanet olsun telefonunu burada bırakmış. Nereye girebilir ki sabah sabah diye derin düşüncelere dalıp koşarak evden çıktım.
Fakat o an o kadar çok endişelenmişim ki , terliklerle çıkmıştım farkında değilim.
Üstümde de pijamalarım ve değişik desenli çorapların vardı. Herkes bana bakıyordu.
Bütün sokakları gezmeye kararlıydım.
Ama telefonumu evde unuttuğumu farkedip eve iki dakikalığına geri döndüm.Kapıyı acele acele açıp içeri girdim. Koştuğum için çok yorulmuş olacağım ki dizlerinin üstüne elimi koyup eğilidim ve nefes almaya çalıştım.
Tam kafamı kaldırdığım zaman gördüğüm siyahlık ile çığlığı bastım.
Siyah gölge ise kahkaha atıyordu.
Hikaye korku filmine dönüyor aq.Hyunjin'di bu. Yanına yaklaşıp göğsünü yumruklamaya başladım.
"Hayvan dışarı aramaya çıktım seni!"
Bir yandan vuruyor bir yandan da cimcikliyordum. Hyunjin ise sessiz kahkahalara atıyor kendini korumaya çalışıyordu."Nerdeydin aptal!?"
Eliyle tuvaleti işaret edince kendime lanet ettim.
"Şimdi içinden diyorsun ki 'evin her tarafına bakıp tuvalete bakmaman senin gerizekalığın." derken ağzımı yamulttum.
Hyunjin ise 'e yani' der gibi kafa salladı.
"Gel mutfağa gidelim."
Parmaklarımı onun parmaklarına yerleştirdikten sonra el ele mutfağın yolunu tuttun.
"Bugün okula gidelim."
Yüzü düştükten sonra dolabı açıp birşeylere baktı. Sonra da yüzü ekşidi.
İki günde evdeki herşeyi bitirmiş olmamız hayatımızın sonu geldiği anlamına geliyordu herhalde."O zaman şöyle yapalım hemen çıkalım birşeyler yeriz yolda bir yerde. Sonra okula gideriz."
Yüzünde oluşan gülümseme benim kalbimi aydınlattı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slave //(Hyunjin×Jeongin)
ChickLit™✓ "Hyunjin... Vahşi çocuk hastası.. Yani piskoloğu bize böyle söyledi. Lütfen onun bu hareketlerini mazur görün."