Aşk, iki ruh kimsenin söndüremeyeceği bir yangında dans ederken, tutkunun piyano çalmasıydı.
Dilara Keskin/ Düşman Okullar 3: Son Ders21 Ağustos 2016
Yankı kapıyı açtığında karşısında gülen yüzüyle Hakan'ı görünce dudaklarını yukarı kıvırdı. ''Selam,'' dedi Hakan. Ardından her zamanki gibi davet edilmeyi beklemeden içeri girdi.
''Selam.''
Hakan ayakkabılarını çıkarıp genç kadının dudaklarına bir öpücük bıraktıktan sonra elindeki poşetleri bırakmak üzere mutfağa ilerledi. ''Birkaç şey aldım,'' dedi. ''Film izlerken atıştırırız diye düşündüm.''
Yankı, Hakan'ın tezgaha koyduğu poşetleri incelerken ''Güzel düşünmüşsün,'' dedi.
Hakan kızı yanağından öptükten sonra, ''Ben üstümü değiştirirken sen bunları hazırlar mısın?'' dedi. ''Çok terledim.''
''Olur,'' dedi Yankı gülümseyerek. Hakan içeri giderken Yankı iki adet kadeh çıkardı. İçlerini şarapla doldurduktan sonra birkaç buz attı. Cipsleri ve kuruyemişleri de kaselere doldururduktan sonra hepsini bir tepsiye yerleştirip salona ilerledi.
Tezgahın üstüne tepsiyi koyarken yeni dostunun balkonda havladığını duydu. Gülümseyerek köpeğin yanına gitti. Onu kucakladı ve salona getirip sevmeye başladı. İlgi görmek hayvanın oldukça hoşuna gidiyor gibiydi.
Onlar oynarken Hakan salona geldi ve şaşkın bakışlar eşliğinde, ''O kim?'' diye sordu.
''Tanıştırayım,'' dedi Yankı. ''Yeni ev arkadaşım.''
Hakan kızın yanına oturduktan sonra köpeği biraz sevdi ama köpek nedense kendini geri çekti ve Yankı'nın kolları arasında kayboldu.
Hakan dalga geçerek, ''Beni sevmedi,'' dedi.
''Bence sadece alışması gerek,'' diye yorumda bulundu Yankı. ''Daha çok küçük.''
Hakan, köpeği Yankı'nın kucağından alıp yere bırakırken ''Tamam,'' dedi. Ardından koltukta kıvrılıp, başını Yankı'nın dizlerine dayadı. ''Biraz da beni sev artık.''
Yankı gülümseyerek adamın saçlarını karıştırdı. ''Sana bir şey anlatmam gerekiyor,'' dedi ardından.
Yankı'nın yüzündeki ciddiyeti görünce Hakan merakla doğruldu. Vücudunu kıza çevirerek onu dikkatle dinledi. ''Ben Gökçe'nin katilini bulabileceğimi düşünüyorum.''
Hakan gözlerini devirmemek için kendini zor tuttu. ''Bunu daha önce konuşmuştuk sevgilim.''
''Ölen kadının ailesiyle konuştum,'' dedi Yankı. Nedense içinden bir ses Hakan'a yaşananları anlatırken Erdem'i bu işin dışında tutmak istiyordu.
Hakan daha da dikkat kesildi. Şaşkınlıkla, ''Ne yaptım dedin?'' diye sordu.
''Ortak noktanın ne olduğunu bilmek zorundaydım,'' dedi Yankı. ''En azından bir başlangıç noktası olurdu. Ne yapacağımı bilmiş-''
''Hayatım,'' diye yineledi Hakan. ''Üzüleceksin, boşa uğraşıyorsun.''
''Hayır,'' dedi Yankı inatla. ''Uğraşmıyorum.''
''Polisler uğraşıyor zaten.''
''En azından insanların işlerini kolaylaştıracak bir şeyler bulabilirim.''
''Sen o şeyleri bulana kadar onlar o bilgiye seksen kere ulaşmış olur,'' dedi Hakan. ''Ayrıca on bir senedir aydınlatılamayan davayı, sen on bir sene sonra mı çözeceksin?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜLER KONUŞAMAZ
Genç Kurgu"Karanlıkta kalınca gözlerini sımsıkı yumardı çünkü kendi yarattığı karanlık, maruz kaldığı karanlıktan daha vicdanlı gelirdi." 21 Ağustos 2005. Saat 02.53 Sadece eğlenmek için beş arkadaş yola çıktılar. Fakat gecenin sonunda eve dört kişi döndüler...