Özel Bolüm

63.2K 3.6K 6.3K
                                    

Herkese merhaba dostlarım. Bölüme geçmeden önce küçük bir açıklama yapmam gerekiyor. Lütfen bu kısmı okumadan bölüme başlamayın.

Öncelikle Ölüler Konuşamaz Özel Kutulu Set nihayet sizlerle. İçinde neler olmalı diye çok düşündüm. Bu seti en güzel şekilde karşınıza çıkardığıma inanıyorum. Kitabı daha önce alanların kendini yeniden almak zorunda hissetmeyeceği, daha önce kitabı okumamışların dikkatini çekebilecek bir set olduğuna inanıyorum. Tam kıvamında bence. Umarım sizler de çok seversiniz. Setin içindekileri ve fotoğraflarını aşağıya bırakıyorum!

 Setin içindekileri ve fotoğraflarını aşağıya bırakıyorum!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Gelelim özel bölüme! Aşağıdaki özel bölümü tam olarak anlamanız için küçük bir açıklama yapmam gerekiyor. Öncelikle şunu söyleyeyim ki eğer kitabı okumadıysanız bu bölüm sizler için spoiler sayılacak küçük bilgilerle dolu. Yani kitabı okumadıysanız bu bölümü okumamanızı öneririm. Uyarımı yaptığıma göre açıklamama geçiyorum. 

Bundan uzun süre önce imza sırasında bir okurum Ölüler Konuşamaz'a neden özel bir bölüm yazmadığımı sormuştu. Ona ne gibi bir şey yazabileceğimi sorduğunda verdiği cevap çok uzun bir süre zihnime kazındı: "Alper'in Gökçe'yi morgda ziyaret ettiği ânı Gökçe'nin gözünden okuyalım. Yani Gökçe canlıymış ve her şeyi duyup algılayabiliyormuş gibi..." 

Elbette bir başkası yaz dediği için yazmam mümkün değil ama bu fikir okurum tarafından zihnime düştüğünden beri aklımı kurcalıyor ve beni o kadar heyecanlandırıyordu ki, kutulu setimizi paylaşırken böyle bir bölümle karşınıza çıkagelmek istedim. Bilimsel olarak hiçbir doğruluğu olmayabilir ama tam olarak böyle bir bölüm yazdım. Hepimizi etkileyen morg sahnesini şimdi bir de Gökçe'nin gözlerinden okuyalım bakalım. 

Kocaman öpücükler, iyi okumalar. 


ÖLÜLER KONUŞAMAZ ÖZEL BÖLÜM


Hissettiğim ilk şey soğuktu. İkincisiyle yalnızlığın getirdiği korku.

Nerede olduğumu algılamaya çalışıyor, neden her yerimi sarmalayan bir karanlığın göbeğine hapsolduğumu anlamak için çabalıyordum ancak zihnim çıkışı olmayan koca bir labirentti sanki. Aynı anda hem çok şey düşünüyordum hem de kafamın içi bomboşmuş gibi hissediyordum.

Etrafı incelemek için gözlerimi açmaya yeltendim fakat göz kapaklarımın üstünde tonlarca ağırlık varmış gibiydi. Sanki birisi bir daha gözlerimi açamayayım diye bir kumaş parçasıyla sımsıkı bağlamıştı. Sakin olmaya çalıştım, etrafı dokunarak da keşfedebilirdim.

Ancak o an ne ellerimi ne ayaklarımı oynatabildiğimi fark ettim.

Kontrolümü kaybetmemek için verdiğim tüm çaba bir anda tuzla buz oldu. Panik tüm vücudumu ele geçirmiş, bilinmezliğin getirdiği soru işaretleri ruhuma koca bir kara bulut gibi çökmüştü. Endişelenmemeye, her şeyin yoluna gireceğine kendimi ikna etmeye çalıştım ancak bu çabanın ne kadar beyhude olduğunun o an bile farkındaydım. O kadar korkuyordum ki mantıklı düşünemiyordum. Aklımdan geçen tek şey bana bir şey olduğuydu. Ne olduğunu bilmesem de, bana kötü bir şey olduğunu hissediyordum.

ÖLÜLER KONUŞAMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin