...
Buluşmamızın üzerinden 3 gün geçmişti ve hiç konuşmamıştık. İkimizde sosyal medyada aktif değildik. Aslında son buluşmamız güzeldi diye düşündüm yani günü güzel bitirmiştik... Bu sefer oldu demiştim. Uyuyor, uyanıyordum günler geçiyordu ve konuşmadığımız günler çoğalıyordu. Bir gece yarısı telefonum çaldı o arıyordu... Elim ayağıma dolandı heycanla telefonu açtım direk "İyi misin?" diye sordum. "İyiyim" dedi ve bir sessizlik çöktü... "Gidiyorum ben" dedi "Şehirden gidiyorum" bir şey söyleyemedim resmen birisi eliyle ağzımı kapatıyor konuşmamı engelliyordu. Dizlerimin üstünde oturduğum yatakta öylece kafamı yastığa koydum ağlamaya başladım ve telefonu öylece kapattım. Nasıldı yani? Gidiyordu, artık hayatımda olmayacaktı. Yarım kalan uykumun devamını ağlayarak kabuslarla geçirdim. Rüyamda uçurumdan atlıyor, uyanıp yatakta yılan-böcek gibi şeyler arıyordum. Günlerce yataktan çıkmadım, kimsenin telefonlarını açmıyor, ailemle konuşmuyor, dışarı adımımı dahi atmıyordum. İlk kez böyle yapıyordu, gidiyordu. Ne yapacaktım şimdi?
Günler geçiyor ondan haber alamıyordum bir süre sonra suçu kendime aramaya ve huylarımı suçlamaya başladım. Onun istediği biri olamadığım için kendimi suçluyordum. Ama o beni böyle sevmişti, ama aslında sevmemişti ya da sevse bırakır mıydı? Sevdiği için mi bırakmıştı? Aklımdan bunun gibi yüzlerce soru geçiyordu.
2 hafta geçmişti, arkadaşının açtığı canlı yayın bildirimine tıkladım. Oydu! Yayını açan karşımda duran oydu... Yorum yapan kızlarla konuşuyor, bizim buluştuğumuz rıhtımda arkadaşıyla vapura doğru yürüyordu. Gelen yorumlardan biri şöyleydi "Hilal ve ben sizi bekliyoruz, nerde kaldınız" şok olmuştum. Gittiği şehirden bir kız uğruna geri dönmüştü. O, arkadaşı, arkadaşının sevgilisi ve ona ayarladıkları kızla buluşmaya gidiyordu. O an bitirmiştim onu kalbimde, tüm anılarımızı kalbimdeki son yolculuğuna uğradım. Çünkü o beni silmişti ve ben de onu silmeye hazırdım. Tüm fotoğraflarımızı sildim ve onu gerçekten unutmaya hazırladım kendimi.
Aradan zaman geçmişti ve aklıma bile gelmiyordu artık... Çünkü kalbimi çok kırmıştı ve o kadar şey üzerine onun acısını çekemezdim.
Günler geçiyor, oun unutmaya çalışma sürecim devam ediyordu. Lise son sınıftım ve staj işlemlerim için okula gittim. Projemi sundum ve başarılı geçmişti... Hayatım yoluna giriyor, onu hatırlamamaya çalışıyordum. Sunum sonu sınıftan çıkarken telefonum çaldı, arayan oydu ama açmadım. Bu sefer tuzağına düşmeyecektim ve açmamaya karar verdim. Yanımdaki arkadaşlarım açmam gerektiğini söylüyor ısrar ediyorlardı fakat telefon çoktan kapanmıştı. Aradan yarım saat geçtikten sonra ben aradım ama daha önceki konuşmalarımızda yaşadığım heyecanı hissedemiyordum. Efendim demekle yetindim. "Müsaitsen buluşalım, sana 20 dakika mesafelik yerdeyim" dedi... Yine tuzağına düşmüştüm. "Tabi müsaitim hemen geliyorum" dedim. Bir cafede buluştuk ve bana yazdığı şiir kitabını verdi. "Bunu vermek için geldim" dedi. Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki artık hissetmemeye başlamıştım. Teşekkür ettim ve kitabı aldım. "Asla okumaman gerek 3 sayfa var" dedi. Okumayacağımı söyledim ve o bir kaç saat çok eğlendik. Farklı şeylerden konuşuyor, geleceğe dair hayaller kuruyorduk. Gün sonu eve dönerken bana verdiği kitaba imza atıp şöyle yazdı "Sevdiğim kadına... Sevgilerle" ... Yanlış mı görüyordum? Sevdiğim mi yazıyordu?
Vedalaştık ve eve dönmek için yola çıktım ama şaşkınlığımı gizleyemiyordum. Ne yani barışmış mıydık? Sevdiğim kadına yazıyordu... Şaka olmalı diye düşündüm ve eve dönerken sosyal medya hesaplarımdan birini açtım, gördüğüm şeyle yıkılmıştım. Bir kız onun kitabının resmini paylaşıp "Kargom bugün geldi, içinde sevdiğim kadına yazıyor" yazmıştı. Nasıldı yani? Bir başkasınada mı yazmıştı?
...
3 hafta sonra
...