O gün eve nasıl geldiğimi hatırlamıyorum. Ayrılmıştık, tam anlamıyla bitmiştik. 2 hafta süren hikayemiz kısa sürmüş, hüsranla sonuçlanmıştı. Öyle yeni nesil bir ilişkimiz yoktu, sosyal medyada takipleşmeye devam ediyorduk. Geziyor, tozuyor asla ayrılmamızı umursamıyordu. Ben ise acı çekiyor, hayatımı yoluna sokmak için çabalıyordum. Bir yandan okuduğum bölümden mezun olmak için geçmem gereken büyük sınava hazırlanıyordum. Okul tempoma ayak uyduruyordum ve onun kızlarla dolu yeni fotoğraflarına bakmakla yetiniyordum. Şarkılar dinleyip, eski fotoğraflarımıza bakıyordum. Yastaymış gibi siyah giyiyor, yemek yiyemiyordum. Fakat enerjimi toplayıp 3 gün sonra gideceğim mezuniyete hazırlanmam gerekiyordu. Elbise almayı bile akıl edememiş, elimde olanlardan birini giymek zorunda kalmıştım. Mezuniyet günü gelmişti ve ben de hazırlanmamız için arkadaşımı davet ettim. Bir yandan hazırlanıyorduk ve telefonuma mesaj geldi... Ondandı ve şöyle yazıyordu "Sabah 7'de uyanmam gerekiyor, beni uyandırır mısın?" şok olmuştum. Nasıl yani? Geri mi dönmek istedi? Aklımdan yüzlerce soru geçiyordu ve Tamam demekle yetindim.
Ardından mezuniyet partisine gidip deliler gibi eğlendim. Tekrar ondan bir mesaj aldım "Keşke bende olsam" yazıyordu. Anlamıştım, barışmıştık... Gece bitip eve döndüğümde mutluluktan uyuyamamıştım. Henüz uyuyalı iki saat olmuştu ki 7'de uyanıp onu aradım.. Yaklaşık 1 saat konuştuk "Buluştuğumuzda bana tatlı yapar mısın?" diye sordu. Tamam dedim ve ertesi güne buluşma planı yaptık. 2 gün boyunca sürekli mesajlaşıyor, sosyal medyadan birbirimize güzel göndermeler yapıyor, görüntülü konuşup birbirimize komik şeyler anlatıyorduk.
Artık mutlu olmayı öğrenmiştik, iyiydi... İyileşmeye başlamıştı. Buluşacağımız gün yaklaştığından istediği tatlının tarifini öğrendim ve tatlısını hazırladım. Buluşmamıza birgün kala aradı ve acilen onun sosyal medya hesaplarından birine girip, mesaj bölümünden bir numarayı ona göndermemi istedi. Şifresini verdi ve giriş yaptım. İstediği numarayı kopyaladım tam hesaptan çıkıyordum ki onun mesaj kutusuna gelen bir fotoğraf beni tam anlamıyla yıkmıştı... Bir kez daha kahrolmuştum. Böyle bir şeyi nasıl yapabildiğini sorgulamaya başladım.
Beni aldattığını görmüştüm... Kanıtı vardı, ispatlıydı. İçimde fırtınalar kopuyor kulaklarım çınlıyordu. Gördüklerimi kısa sürede unutmam gerektiğini biliyordum ve istediği numarayı ona gönderdim. Hiçbir şey söylememiştim. Ta ki ertesi güne kadar...
Buluşacağımız gün geldi çattı, inanılmaz bir bulantıyla uyandım ve hazırlandım. Midemde inanılmaz bir ağrı vardı ve 3 dakikada bir tekrarlıyor 20 saniye sürüyordu. Bildiklerimi içimde tutmak beni sarsmıştı. Ona söylemeliydim ama söylersem yine ayrılacaktık ve belki bu son şansımdı. Ben ise susmayı tercih ettim. Bulantılarım geçmiyordu ve vapurla gidemezdim. Toplu taşıma aracına binip 2 saatlik yolu 3'e çıkardım. Yolda giderken başım dönmeye başladı ve onu arayıp bulunduğum yere gelip beni almasnı istedim. 1 saat içinde geldi ve gideceğimiz yere ulaşmak için tekrar toplu taşımaya bindik. Bulantım geçmiyordu ve kalp çarpıntımı durduramıyordum. Bana zarar veren, beni üzen adamın omzuna kafamı koyup gözlerimi kapattım. Tüm yolu öyle gittik... Gidedeğimiz yere ulaştığımızda biraz daha iyiydim. Beni günlerdir kahreden çocuğun omzunda iyi olmuştum, bana iyi gelmişti. El ele tutuştuk ve yürümeye başladık. Dünya etrafımda dönüyor gibiydi, konuşuyordu ama sesi boğuk geliyordu. Bir anda durdum ve şöyle söyledim "Eda ile aranızda olanları biliyorum" duraksamıştı ve şok olmuştu. Kızmaya başladı "Ben sana şifremi mesajlarımı oku diye mi verdim?" diye sordu. Ben de durumu açıkladım. Üzülmüştü ve bir daha asla yapmayacağını söyledi. Gerçekten de yapmamıştı, tüm ilişkimiz boyunca bir daha asla öyle şeyler yapmamıştı.
Biraz daha yürüdükten sonra eski fotoğraflar ve eski kitaplar satan bir dükkana girdik. Tozlu dükkanda birbimize 1940'lı yıllardan kalma fotoğrafları gösteriyor, sayfaları parçalanmış kitaplardan satırlar okuyorduk. Yaklaşık 2 saat dükkanda oyalandık ve çıkıp yürümeye devam ettik. Yorulup bir apartmanın merdivenlerinde oturduk. Merak ettim ve daha önceki ilişkilerinden bahsetmesini istedim. Anlatmaya başladı ve hikayeleri geçmişi aşıp günümüze gelmeye başlamıştı, kıskandırmaya başlamıştı. Asla kıskançlık beslemeyen ben, bir anda sinirlenmiştim. Daha önce yaşadıkları çok güzeldi ve kıskanmıştım. Tamam dedim... Yeter daha fazla anlatma! ama anlatmaya devam ediyordu. Ben de dizlerimi göğsüme çektim ve kafamı dizlerime koyup ters tarafa çevirdim. Ne kadar o şekilde kaldığımı hatırlamıyorum. Sesi çıkmıyor, içtiği sigaranın dumanını bana üflüyordu. Bir anda boynumdan öptü... Sinirim geçmişti ve sarılıp eve dönmek için vedalaştık. O günümüz güzel geçmişti. Eve dönerken mutluydum, bulantım geçmiş ve başım artık dönmüyordu. O gece çok huzurlu uyudum.
Sabah telefonun çalmasına uyandım, o arıyordu. Üniversite sonuçları açıklanmış dedi. Benim puanım kötüydü ama o iyi bir puan almıştı, kendi puanıma üzülmedim fakat onun puanına sevinmiştim. Biz telefonda konuşurken annesi sesimi duymuş ve benimle tanışmak istemiş. Annem seninle tanışmak istiyor dedi. Kabul ettim ve bir sonraki buluşmamızda annesiyle tanışacaktım. Hızlı gitmiyor muyuz? diye düşündüm ama mutluydum. En fazla ne olabilirdi ki?
...
Merhaba ben espdaem... Lütfen hissetiklerinizi ve düşüncelerinizi yazın. Yalnız olmadığımı bilmek bana iyi gecelecek... Lütfen duygularınızı yazmaktan çekinmeyin...
5. bölüm yarın gelecek. Sizi seviyorum. 💫