ŞEHİT TİMİ

21.2K 649 413
                                    






Ne kadar olmuştu canını kaybedeli.?

1 ay mı.? 7 ay mı.? 1 yıl mı.? Yada 2.

Hayır bugün tam anlamıyla 4 sene oluyordu.

4 senedir her Allahın günü canından can gidiyor, yüreği parçalara bölünüyordu. Onu düşünmediği bir an bile yoktu. O günden sonra kendisini kaybetmişti adeta. Mesleğini bırakmış, herkesle iletişimini kesmiş, kapalı kutu haline gelmişti. Ne düzgün yiyor, nede düzenli uyuyordu. Tek yaptığı her sabah canı çıkarcasına yaptığı spordu. Ve yanına gitmeden önce duşunu alıyor, traş oluyor sevdiğinin karşısına öyle çıkıyordu.

O gittikten sonra hayatına tek bir kadını almıştı. Kendi kadınından sonra bir tek onu kabul etmişti. Başkasını yanına yaklaştırmıyor, kendisiyle konuşulmasını istemiyordu. Aslan Atay çok fazla değişmişti. Eskisi gibi değildi artık. Canını ve canından parçasını kaybettikten sonra kendisine iyi davranmamıştı.

"İyi misin.?"

Duyduğu sesle elinde ki çerçeveyi kenarı bırakıp kafasını salladı. İyi değildi bunu o da, kendisi de biliyordu.

"Göreve gitmem gerekiyor bu gece yokum, döndüğüm de Albay seninle de konuşmak istiyor.?" Aslan tekrardan kafasını sallayıp önüne döndü. Efruz'dan sonra biraz da olsa toplanmasına yardımcı olan kadın da gidiyordu. Bütün hayatını alt üst eden mesleğini yapmaya gidiyordu.

Aslan'da özlemişti.

Şerefsizleri acımadan öldürmeyi, bütün planlarına çomak sokmayı, hepsinin hakkından kolayca gelmeyi özlemişti.

Ama dönemiyordu. Karısını hatırlatacak olan, her yerde onun anılarının kol gezdiği mesleğine dönemiyordu.

Ömür evden çıktıktan sonra masanın üzerinde duran viski şişesini kafaya dikip çöker gibi yere oturdu. Her geçen gün iyi olmak yerine daha kötü oluyordu Aslan Atay. Karısının özleminden delirdiğini hissediyordu. Bir insan en fazla ne kadar sevilebilirdi ki.?

Efruz Atay kadar sevilirdi. Aslan onu ölürcesine seviyordu. Onun olduğu resimlere baktığında canı çıkarcasına seviyordu. Her baktığında aynısı olsa bile o bakmaktan asla vazgeçmiyordu. Her bakışında da aşık oluyordu. Tekrar...tekrar ve tekrar.

Bir insan hiç unutulmaz mıydı.? Unutulmazdı. Aslan gibi seviyorsa eğer unutulmazdı. Her gün daha fazla hatırlanırdı hatta. Her saniye biraz daha fazla. Her dakika bir öncekinde sevmemiş gibi sevilirdi. Hep daha fazlasıydı onun için. Efruz Atay, Aslan için her zaman daha fazlaydı.

Yerden destek alarak ayağa kalktı. Bir kaç adım sendelese bile kendisine gelmiş ve sert adımlarıyla yatak odasına girmişti. Girmesiyle de zil çalmıştı.

Sakince gözlerini kapatıp derin nefes aldı. Her gün aynı saatte çalan kapının ardında kimin olduğunu çok iyi biliyordu. Biliyordu ve durum yüreğini daha fazla parçalıyordu. Biliyordu ve kapının önünde ki kadını her gördüğün de bir kez daha ölüyordu.

Yüzünü sertçe sıvazlayıp odadan çıkıp kapıyı açtı. İzmir Şahsuvar zayıflamış bedeni, eskisi gibi parlamayan gözleriyle tam karşısındaydı. Yine ellerinde 3 kutu yemekle gelmişti.

"Anne lütfen." Cılız çıkmıştı sesi Aslan'ın. Gelmemesi için kızmak istese bile yapamıyordu. Yıllardır annem dediği kadına, omzunda ağladığı kadına kızamıyordu. Hem ona kızarsa karısı da kendisine kızardı biliyordu Aslan.

"İçeri girebilir miyim.?" İzmir'in sorusuyla kenarıya çekildi. Kapılarının ona her zaman açık olduğunu biliyordu fakat buraya gelip kendisini üzmesini istemiyordu Aslan. Her yer de Efruz'un resimleri asılıyken bunu istemiyordu. Duvar da, masa da, sehpa da, kitapların üstünde... her yerde o vardı. Bütün fotoğraflarını çıkarttırmış ve evin her yerini karısıyla bezemişti. Nereye baksa onu görmek hoşuna gidiyordu. Yanındaymış gibi hissetmek hoşuna gidiyordu.

ŞEHİT TİMİ 2 - FİNAL -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin