ŞEHİT TİMİ-7

10K 545 165
                                    





Efruz yanında yatan kocasını uyandırmadan yataktan kalkıp, yerde ki iç çamaşırlarımı topladıktan sonra odada ki banyoya girip kısaca duş aldı. Bu süre içinde Aslan uyansa bile su sesini duymasıyla rahatlamış, uykusuna kaldığı yerden devam etmişti.

Efruz duş aldıktan sonra kurulanıp temiz iç çamaşıeı ve kıyafetlerini giyip Aslan'ı rahatsız etmeden salona geçti. Geçmesiyle de koltukta oturan kişiyi görmesiyle durup ona baktı.

"Paslanıyorsun gece kuşu." Alphan gülerek ayaklarını uzattığı yerden çekip bir kaç adımda Efruz'un yanına ulaşıp, sıkıca sarıldı. Onlara göre uzun zamandır görüşmüyorlardı ve bu kadını özlemişti.

Efruz'da sarılmasına karşılık verdi.

"Sen Alphan olmalısın.? Geleli epey oldu. Keşke uyusaydın."

Aslan'ın sesiyle Efruz Alphan'dan ayrılıp kocasına sarıldı. Onunda fark ettiğini, gördüğünü biliyordu.

"Nasıl ya.? Ne zaman gördünüz.? Neden bir şey yapmadınız.?!"

Alphan'ın isyanıyla Aslan gülümsedi. Alphan yüzünde ki dövmelerin ve yaptığı işlerin aksine eğlenceli biriydi. En azından Aslan ilk izlenim olarak bunu görmüştü.

"Sen sanıyorsun ki Bordo olmak kolay." Aslan'ım dedikleriyle gülme sırası Alphan'a geçmişti. Aslan'ın işinde uzman biri olduğu zaten biliyordu fakat bu kadarını beklememişti. Onların karı-koca efsane olduklarını şuanda daha net bir şekilde anlamıştı.

"Uzun yoldan geldim. Çok açım."

"Uzun yol dediğin İstanbul Alp.!" Efruz'un söyledikleriyle Alp şirince gülümseyip bir şey söylemeden çantasını alıp daha sonra yerini öğrendiği banyoya girdi. Çantasından küçük şişede ki özel olan suyu ve pamuğu çıkarıp daha sonra yüzünde ki dövmeleri sildi. Kafasını musluğun altına sokup cırt sarı saçlarını yıkadığında sıra kulağında ki küpeye ve gelmeden önce taktığı gözlerinde ki kahverengi lense gelmişti. Onlarıda çıkardığında artık tamamen kendisi olmuş sayılırdı. Çıkardığı eşyaları çantasına yerleştirip, traş makinesini çıkardı. El çabukluğu ile saçlarının uzayan kısımlarını kesip, sakallarınıda kısalttığın da her şey tastamam hazır olmuştu. Makineyide çantaya yerleştirip, kirlettiği yerleri eski haline getirip, tertemiz yaptıktan banyodan çıkıp mutfağa geçti. Epey zaman harcadığı için Efruz neredeyse bütün kahvaltıyı hazırlamıştı. Kapının pervazına yaslanıp, patatesleri kızartan Efruz'a ve onu büyük hayranlıkla izleyen Aslan'a baktı. Aslan'ın onu ne kadar sevdiğini anlamak için bir kaç saniye gözlerine bakmak yeterliydi. Efruz'a öyle güzel bakıyordu ki, aşktan anlamayan insan bile onun aşkını görebilirdi.

"Dikilme orda kazık yutmuş gibi. Geç otur." Efruz'un otoriter sesiyle hazır ola geçip, selam verdikten sonra yerine oturdu.

"Emredersiniz komutanım.!"

"Zevzek."

Aslan onların bu hallerine gülümseyip önüne koyulan çaydan bir yudum içti. Bunu bile özlemişti. Karısının yaptığı çayı, hazırladığı kahvaltıyı..onun elinin değdiği her şeyi özlemişti.

Efruz'da masada yerini aldığında hepsi bu anın tadını çıkararak kahvaltısını etmeye başlamıştı. Fakat bu huzurlu an Alp'in konuşmasıyla bıçak gibi bölünmüştü.

"Ne zaman başlıyoruz.?!" Normal bir şey söylemiş gibi hiç durmadan kahvaltısına devam ediyordu. Efruz duraklasa bile derin nefes alıp kahvaltısına devam etmiş fakat Aslan elinde ki çatalı bırakıp çatık kaşlarıyla karşısında ki adama bakmıştı.

"Bu kadar çabuk mu.? Dinlenmesi gerek.! Vücudunda olanları görmedin mi.!?"

Alphan elinde ki çatalı sertçe masaya bırakıp, ateş saçan gözleriyle karşısında ki adama baktı.

ŞEHİT TİMİ 2 - FİNAL -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin