11. Bölüm

7.2K 453 140
                                    

"Acımı ortadan kaldır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Acımı ortadan kaldır."

                           ***

Karanlıkta şöminenin karşısında oturmuş gözlerimi Ateş'den ayırmıyordum. Sabaha karşı yaptığı onuncu aramadaydı. Birilerini arayıp azalıyordu. Birşeyler isteyip yüzüne kapatıyordu. Bu rutin bir şekilde devam ederken benim yaptığım tek şey düşünmekti. Gerçekten o kaza benim yüzümden olamamış mıydı? Bu konuda her zaman kendimi suçlayacaktım o bir gerçekti. Çünkü onu o arabaya ben bindirmiştim. Eğer o kaza sadece onun sarhoşluğundan dolayı olamamış olursa benim yüküm hafiflerdi.

"Derin?" Ateş'in seslenmesi üzerine başımı ona döndürdüm. "Efendim?"dedim. Geri yaslanıp
"Bana yardımın etmek gerekecek bu süreçte ve ben sorun istemiyorum. Ne söylersem yapacaksın. "Konu Burak'sa zaten ben herşeyi yapardım koşulsuz şartsız. " Aynı taraftayız Ateş. "Dedim. Memnun bir bakış atıp telefonuna bakmaya devam etti.

Merakla Ateş'e bakarak " Seninde soyisimin Yalçın mı?"diye sordum. Burak ile kuzense aynı soy isimi kullanabilirdi. "Evet." dedi sadece. Ateş Yalçın'dı yani. "Neden seni tanımıyorum? Burak ile uzun süredir sevgiliydik. " aklıma yeni gelen bir sürü soru vardı. "Ankara'da yaşamıyordum. Görmemen normal. " arada sırada buluşuyorlardı demek ki. Burak benim yanımdan bile ayrılmazdı. Ateş'i daha önce görmediğime eminim.

"Nerede yaşıyordun?" diye sordum. Ateş ayağa kalkıp "Birgün öğreneceksin." dedi ve mutfağa doğru gitti. Bende daha fazla konuşmayıp karanlık odanın içinde gözlerimi kapattım.

Yavaştan bedenim uykuya hapsolurken üzerime örtülen bir bataniye beni ürkütmüştü. Gözlerim açılmıştı. Ateş bana bakıyordu. "Korkma ,benim." dedi. Geri çekildim uyku mağduru bir şekilde. O da karşıki koltuğa oturdu.

Cidden o olduğu için korkmamalı mıydım? Ondan korkmam gerekirken. Anlamsız bir ifadeyle ona baktım. "Uyuma istersen az sonra sabah olacak." dedi. Gözlerim yarı kısık bir şekilde mırıldandım. "Olsun." dedim.

"Gideceksin ,sabah olduğu gibi." dedi. Gözlerimi yüzene diktim. Konuşurken sesi titremişti. Üzerimdeki battaniyeyi itip koltukta oturur bir pozisyona geldim. "Peki sen? Benimle gelecek misin?" diye sordum. Ateş bakışlarını üzerimden çekip "Hemen değil." dedi. Merakla "Neden?" diye sordum. "Halletmem gereken işler var. " dedi. Nedense bu konuyu fazla merak etmiştim. "Ne o işler?" diye sordum. Ateş soğuk bakışlarını bana döndürüp "Ne zamandan beri sana rapor vermeye başladım?" diye sordu. Gözlerimi devirip "Bu iş Burak mı Ateş? Bana bunu de. Yoksa ne yaptığın umrumda bile değil." sert tepkim karşında bakışları daha da sertleşmişti. "Evet yada hayır. Ne fark eder?" yine sinir bozucu tavrı üzerindeydi. "Konu Burak'sa herşeyi bilmeye hakkım var. Ama değilse senin hayatın beni ilgilendirmez." en az onun kadar sinir bozucu olduğuma emin olabilirsiniz.

"Sadece evine git. Beni daha fazla sinirlendirmeden. " gülümsedim. "Madem bu kadar gitmemi istiyorsun neden beni bu eve tıktın?" bu sefer o gülümsemişti. "Gitmeni istiyorum öyle mi? Ben bir dünyayı kapıda bırakıp seni bu eve kitlememek için kendimle nasıl bir savaş içindeyim haber var mı? " diye bağırdı daha fazla konuşmadan ayağa kalktım ve üst kata çıktım. Konuşsam yumuşardım. Konuşursam ona üzülürdüm. Susarsam daha acımasız olabilirim.

TAKİPÇİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin