Meryem 5. sınıfa geldiğinde, maddi imkansızlıktan dolayı okuldan ayrılmak zorunda kalmıştı. Okuldan ayrıldığı o sene en büyük ablası Nursel için eve görücüler gelmişti. Hayatında daha önce hiç görmediği bir genç ile ailelerin verdiği karar sonucu nişanlandılar. Nursel, nişanlandıkları ilk dönemlerde oldukça mutluydu. Nişanlısının ailesine gitti bir gün eve ağlayarak gelmiş annesine onu istemediğini söylemişti. Fakat aileler arasında söz kesilmişti. Annesi sebebini dahi sormadan bir yandan kızını yatıştırmaya çalışıyor bir yandan da böyle bir durumun yaşanmasının asla mümkün olamayacağını kafasına kazıyordu. Meryem o süreçlerde ablası için üzülüyor olsa da, aklına yediği dayaklar ve uğradığı haksızlıklar geldikçe, sessiz kalmayı tercih ediyordu. Kısa bir süre sonra ablası evlenerek evden ayrıldı. Evin tüm yükü Azize ablası ile kendi üzerine kalmıştı. Evin tüm işlerini yetiştirmeye çalışırken bir yandan da abileri ile uğraşmak zorunda kalıyordu. Nursel ablasının gitmesine sevinirken, Sercan abisinin kötü davranışları onu daha çok bezdiriyordu.
O zamanlarda Sercan abisi askerden yeni gelmişti. doğuda zor geçen bir dönemin tüm hıncını ailesinden çıkarırcasına, herkese kötü davranıyordu. Askere gitmeden önce,Adana'da ailecek pamuk toplamaya gittiklerinde tanıştığı Nalan'a kör kütük aşık olmuştu. Nalan'a her hafta mektup gönderir, kendisinden ise üç ayda bir cevap alırdı. Hatay'a döndüğü ilk iki ay boyunca Nalan'a hiç bir şekilde ulaşamamıştı. Beklediği haber nihayet 4 ay sonra gelmiş, Nalan buluşma teklifini kabul etmişti. Sercan için bu durum, bir buluşmadan fazlasıydı. Ailesine evlenmek istediğini, sevdiği biri olduğunu açıkladı. Annesi Bedia Hanım, Azize'nin nişanlı olduğunu, kısa süre sonra evleneceğini, daha sonra Gelinlerini evde ağırlayabileceklerini söyledi. Sercan için bu iş olmuştu.
Bu olaylara şahit olan Meryem, anlamsız bir şekilde mutlu olmuştu. Eve gelecek yeni gelinin, ev işlerinde yardımcı olacağını, abisini evirip çevireceğini düşündü. Kendisini nelerin beklediğinin farkında bile değildi.
Meryem kuzenlerinin ısrarıyla, okul bahçesinde yer alan voleybol sahasına gider. O sırada, orada voleybol oynayan iki kişi vardır. Oyunlarının bitmesine beklerler fakat çocukların sahayı bırakmaya pek niyetleri yoktur. Meryem'in kuzeni Eylül, dayanamayarak sahaya atlar ve Meryem'leri çağırır. O sırada o iki genç, kenara çekilirler. Meryem, oyunlarını bozduğunu düşünerek 'Arkadaşlar, isterseniz hep beraber oynayalım teklifinde bulunur. Ardından ikisi de hemen sahaya girerler.
Gençlerden biri Meryem'e ilk görüşte aşık olur. Aşkın henüz ne olduğunu bilmeyen Meryem, karşılaştığı bu ilgiden son derece mutludur. Ertesi gün aynı saatte tekrar voleybol oynamak için sözleşirler. Meryem,ismini dahi bilmediği bu çocuğu gece boyunca düşünür. İsmini sormaya bile çekindiği çocuk nasıl olur da bir den aklına yerleşir çıkmazdı.
Ertesi gün, okula gittiğinde, kendisini gül demetiyle bekleyen biri vardır. Kuzenlerinin gülümsemesi ile bir anda utanan Meryem, çicekleri görmemezlikten gelir. Çocuk hemen yanına gelerek,
'Dün tanışamadık, Benim adım Emircan, senin adın da Meryem, biliyorum der.
Meryem gülümser, ama çok konuşamaz.
Sahaya girerek, beraber voleybol oynarlar, Meryem'in o güne kadar en mutlu olduğu oyundu.
Havanın kararmasıyla beraber, evin yolunu tutan Meryem, mutluluktan adeta uçuyordu. Ertesi gün, saatler geçmek bilmiyordu. Emircan ile iletişim kurabilmenin tek yolu, okulun voleybol sahasına gitmekti. Evdeki işlerini hallettikten sonra, kuzenlerinin yanına gidip, voleybol oynamaya ikna etmeye çalıştı. Sahaya gittiklerinde, Emircan orada değildi. Büyük bir hayal kırıklığı yaşıyordu. Suratını asıp, etrafı izliyordu. Kuzenlerinin ısrarı üzerine isteksiz bir şekilde oynamaya başladılar. O sırada, Emircan, Meryem'e en güzel çiçekleri bulabilmek için, diğer köye yürüyerek gitmiş, ve bu nedenle geç kalmıştı. Meryem, tam umudunu kaybettiği sırada Emircan'ı karşısında gördü. İçini büyük bir sevinç kapladı. Kalbi çıkacak gibiydi. O sırada bulutların beyazlığı, çiçeklerin rengi, dağların heybeti daha anlamlı ve berraktı. Emircan'dan çiçekleri alarak, hiç bir şey demeden hızlıca oradan uzaklaştı. Eve gittiğinde elinde çiçekleri gören annesi hemen çiçekleri alıp, bunların nerden geldiğini sordu. Annesine cevap veremediği sırada evde olan Sercan, çiçekleri görüp Meryem'i dövmeye başlar. Meryem ise çiçekleri kimden aldığını yine de söylemez.
Meryem'in evden çıkmasını bir süre yasaklarlar. Ertesi gün okul bahçesine giden Emircan, Meryem'i orada göremez. Bir hafta boyunca her gün gider ama Meryem hala yoktur. Kuzenlerinin evine giderek Meryem'i sorduğunda, evden çıkmasının yasak olduğunu öğrenir. Babasının sazını alarak arka bahçelerinden evin yakınlarına gelir, şarkı söyleyerek, Meryem'in duymasını sağlar. Meryem cesaret edip, yanına gidemez. Ama sesini duyması, uzaktan görmesi bile onu mutlu etmeye yeterdi.
Emircan bu durumu ailesine anlatarak, Meryem ile evlenmek istediğini söyler. Meryem henüz 14 yaşındadır. Ailesi istemeye istemeye, haber gönderip, Meryem için istemeye geleceklerinin haberini iletirler. Meryemin babası Mehmet Bey, Emircan'ın ailesini araştırır, ve duyduklarından dolayı, onları evine kabul etmez. Emircan büyük bir çöküntü içerisindedir. Meryem'de ısrarlı bir şekilde, aralarındaki yedi yaş farkına rağmen, Emircan'ı istediğini söyler. Ailesi karşı çıkmasına rağmen, ısrar etmesi üzerine evden çıkması tamamen yasaklanır. Bu duruma daha çok dayanamayan Emircan, Hatay'ı terk ederek Antalya'ya gider. Meryem ise ancak bu durumdan sonra dışarıya çıkmaya başlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ ÇIĞLIK
Teen FictionAilesinden sürekli şiddet gören, 15 yaşında , kendisinden 17 yaş büyük biriyle evlenmek zorunda kalan genç bir kız. İstemeye istemeye evlendikten sonra hayatını kabusa çeviren eşi ve ailesinin yaptığı inanılmaz işkenceler. Evlendiği ilk gün şiddete...