KİMSESİZ MAVİ
10 YIL ÖNCE:
Bir katliamın soğuk esintisi dalgalanıyor etrafta. Her yer katliamdan bir parçayı sırtlanmış; masa devrilmiş, masanın üzerindeki çilekli pasta, çimenlerin üzerine yığılmış... Bahçeye güzellik katan süslemeler paramparça olmuş ve on dakika evvel gül kokan bahçe, artık yalnızca katliamın esintisini yayıyordu.
Benzin kokuyordu. Bu koku, az sonra gerçekleşecek infazı duyuruyordu..
" Uzun zaman oldu, öyle değil mi Beril?" diye sordu adam alaylı bir sesle. Dudakları yukarıya doğru kavislenmişti. Yeşil gözleri, iki iri yapılı adam tarafından tutulan ve gözleri bağlı küçük kız çocuğuna ardından biraz ilerisinde duran diz çöktürülmüş adama ve sonra karşısındaki dizlerinin üzerine çökmüş kadının karnındaki küçük şişliğe kaydı. " Görüşmeyeli ne kadar da genişlemişsin böyle.."
Kadının yüzü, karşısındaki adamın aksine katı bir ciddiyete bürünmüştü. " Onca zaman dururken, bugün karşıma çıkman çok manidar Pamir." dedi korkmadığını gösterircesine sertti kadının sesi. " Sandığımdan daha korkakmışsın."
Kadının cümlesi, adamın dudaklarındaki kıvrımı sildi, yüzünü hafifçe yana eğdi ve kadının hizasında olabilmek adına diz çöküp kadının yüzüne yaklaştı. " Seninle tanıştığım ilk andan beri, bugünü bekliyordum biliyor musun?" diye fısıldadı tehlikeli bir sesle. " Seninle niye hiç anlaşamadık Beril biliyor musun?" Kendi sorduğu soruyu kendi yanıtladı. " Çünkü sen nankörsün. Ölmeyi hep hak ediyordun."
Kadın cevap vermedi. Gözlerindeki buğulanmanın aksine, dudakları kıvrıldı ve gülümsedi. Adam yavaşça ayağa kalkarken yeşil gözleri yeniden kenara çekilmiş küçük kıza değdi.
" Seninle hiç anlaşamadık, umuyorum ki küçük kızınla anlaşırız.." Bakışlarını ileride duran Adamlarına çevirdi ve kafasını hafifçe sallayarak adamlarına işaret verirken genç kadın üzerine dökülen sıvının hissettirdiği acı gerçekle dudaklarını araladı. " Lema'ya istediğin hiçbir şeyi yaptıramayacaksın."
Pamir gülümsedi ve diliyle alt dudağını hafifçe yalarken, " O kadar emin olma Beril." dedi yavaşça. Elini cebine attı ve acelesiz bir şekilde cebindeki çakmağı çıkarırken, " Çünkü hiç bir şey eskisi gibi değil. Tıpkı senin gibi.."
" Hiçbir şey eskisi gibi olmasa da, kaybedenler hiç değişmeyecek. kaybettiğini anladığında, seni cehennemde bekliyor olacağım."
Pamir kafasını hafifçe salladı ve elinde tuttuğu çakmağı ateşleyip hiç tereddüt etmeden kadının üzerine attı ve saniyeler içerisinde bahçenin soğuk esintisine karışan çığlıkların eşliğinde mırıldandı:
" Cehennemde bol şans Beril Güzay." tehlikeli sesi yalnızca kendine ulaşabilmişti. " Benim dünyadan almam gerekenler var.."
*-*
RABİA REYHAN
Zihnimden kopan satırlar sonunda parmaklarımdan yazıya dökülmeye karar verdi. Umarım kurguyu beğenirsiniz..Keyifli okumalar dilerim... :**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMSESİZ MAVİ
Fantasy"Yakalandın, mavi. " Dedi karanlık bir sesle. Hemen ardından boynumdaki baskı arttı, gözlerim karanlığa düştü ve ben karanlığın önüne yığılırken yine o sesi duydum. " Artık olman gereken yerdesin." Ve sonra her şey sessizliğe büründü. Zihnim karanlı...