Multimedya: Gül 🥀Selam! Yeni bir bölümle yine ben, nasılsınız?😇
Biliyorum önceki bölümün sınırın geçilmesine çok az kalmıştı ve ben beklemeden size kıyamayıp atıyorum. 🥰
Bu arada bu kısmı gerçekten okumayanlar var galiba geçen bölüm sınır koymuştum soranlar oldu. LÜTFEN BURAYI OKUMADAN GEÇMEYİN! diyelim o zaman 😁
Geçen bölüm İkra'nın resmini koydum belki yorum yaparsınız diye sanırım kusur bulamadınız 😂😂
Ha bu arada bu bölümün sınırı da önceki bölümle aynı. Ne zaman geçilir, yeni bölüm gelir. ❤
Daha fazla uzatmadan, sizi seviyorum 💗
Saatler, günler, haftalar...
Uzun süredir bu zamanı bekliyordum. Sonunda kurtulmuştum. Şimdi karakola gidip şikâyetçi olabilirim. Daha sonrasında ise bir avukat tutarak boşanma davası açabilirim. Yeni bir ev kurarım kendime. Hepsine yetecek kadar param var. Biriktirdiğim paralar ve Mardin'e gitmeden önce sattığım arabanın parası. Hepsi cebimdeydi. Evden çıkarken kimliğimi ve kartımı cebime sıkıştırmayı unutmamıştım.
Telefonumu bile isteye almadım. Alırsam beni sürekli ararlardı ve eminin Çınar kendini zeki sanarak telefonumdan nerede olduğuma baktırır ve beni bulurdu. Sanırım dünya üzerinde ondan daha zekileri de vardı.
Elimdeki kupa bardağı dudaklarıma götürerek bir yudum aldım. Sıcak kahve herşeye değerdi. Öğrenci yıllarımda çok fazla kahve tükettiğim bir gerçekti. Şimdi ise sadece biri ikram ettiği zaman içerdim.
Bakışlarımı yerdeki halından çekip karşımda oturan ve saatlerdir beni inceleyen adamda takıldı. Bana zarar verir miydi? Böyle bir ihtimal vardı. Sonuçta onu tanımıyordum. Bir çeşit manyak olabilirdi yada hırsız? Seri katil?
Peki neden bu adama güvenmiştim? Bilmiyordum. Tek isteğim Çınar'dan uzaklaşmaktı. Onun yanında oldukça hep kötü hissedecektim. Bu sadece konakla alakalı bir durum değildi. Beni Paris'e de yollasalar Çınar ile gittiğim sürece böyle hissedecektim. Sanki ben farklı yerlere gidiyordum da kafesimle birlikte gidiyor gibiydim. Bu yüzden gittiğim yerin bir önemi kalmıyordu.
"Anlat bakalım. Sana nasıl yardımcı olabilirim?"
Derin bir nefes alarak gözlerimi tavana diktim. Herşeyi anlatmak tekrar yaşamak gibiydi. Bu yüzden hepsini anlatmayacaktım. Sadece küçük bir kısmını bilmesi yeterliydi.
"Biz konuşurken yanıma gelen adam benim kocam. Fakat biz isteyerek evlenmedik. Beni ona zorla verdiler ve ben onu sevmiyorum. Beni bırakmadığı için evden kaçtım ve sana geldim. Yardımcı olman amacıyla."
Beni dikkatle dinledi. Bir süre yüzüme bakarak çenesini kaşıdı. Yeni çıkmış kirli sakalları vardı.
"Görünen o ki sana kötü şeyler yaşatmış. Yoksa neden kaçmak isteyesin ki? İyi birine benziyorsun. Sana zarar verilmediği gibi zarar vermezsin sen."
Bu kez orta parmağındaki siyah taşlı yüzükle oynamaya başladı. Hareketleri fazla garip gelmeye başlamıştı. Yada ben tedirgin olduğum için öyle hissediyordum. Bilemiyorum.
Yüzüme bakarak beni anlatması tuhaftı. Asıl gerçekten tuhaf olan ise söyledikleri harfiyen doğruydu. Ya iyi bir gözlemciydi yada iyi bir tahminci.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doktor Hanım (TÖRE)
Teen Fiction"Benden kaçabileceğini mi sandın? Nereye kaçsan bulurum seni. İntikamımı almadan sana yaşamak yok." O, Çınar Soyluydu. Bir çift yakıcı mavi gözlerin sahibi. * "Ben birşey yapmadım. Yalvarırım boşa beni artık. Bitir bu acıyı." Ben Gül Zaloğlu, berdel...