İki Aptal (Sonat Özel Bölüm:))

87.2K 4.5K 12.2K
                                    

Bölüm parçası; Barış Manço- Yol Verin Ağalar Beyler

"Evet arkadaşlar, önünüzdeki gazel Nesimi'nin idam edilmeden önce yazdığı son şiirdir. Bu eserini çok sevdiği karısı için kaleme almıştır." Sınıftaki kısık tek tük seslere kağıt hışırtıları da eklenmeye başladığında masamın önündeki ilk sırada oturan Mehtap;
"Of!" dedi sıkıntılı bir nefes vererek. "Kim bilir kadıncağız nasıl yıkılmıştır hocam."

"Muhakkak epey sıkıntılı günler geçirmiştir." dedim onu onaylayarak. "Umalım da bu şiir onu bir nebze iyi hissettirmiş olsun." Şimdi tamamen sus pus olmuş sınıfın geri kalanına bakarak devam ettim. "Gazelin ilk beyitini şerh etmek isteyen var mı?" Gözlerimi üzerlerinde gezdirmeye devam ettiğim sırada yine tanıdık bir manzara ile karşılaştım. En öndeki iki sıradaki gençler ve en arkadaki birkaç kişi dışında sınıfın tamamı göz kontağı kurmamaya özen gösteriyordu. Bu sene onlarla ikinci yılımızdı ama hala öğrenememişlerdi. Ben çoğu zaman cevaplamaya isteği olmayan öğrencileri derse katmaya çalışırdım. Zorla ağızlarından çekip aldığım cevaplar çok eğlendirici oluyordu. Ve de onlara göre rezil olan bu duruma yeniden düşmemek için ertesi derse daha fazla hazırlıklı gelmelerini sağlıyordum bir nevi.

Zeki ama çalışmıyor modelinden bir öğrencimi gözüme kestirdim. Pencere kenarında oturuyor olmanın avantajını kullanarak görünürde dikkatle dışarıyı izliyordu. Ama ben ısrarlı bakışlarıma karşılık vermemek için bunu yaptığını biliyordum. Sesimi çıkarmadan aynı inatçılık ile onu izlemeye devam ettiğimde arkasındaki ve önündeki birkaç kişi onları izlediğimi düşünerek tedirgin oldu. Sonunda nereye baktığımı anladıklarında sınıfta hafif hafif gülüşmeler duyulmaya başlandı. Daha fazla kaçamayacağını anlayan hedefim;
"Ama Nihat hocam." dedi kafasını pes ederek bana döndürürken.

"Hayırdır Barış, küs müyüz?" dedim sınıftaki kahkahalara katılarak. "Sabahtan beri yüzümüze bakmıyorsun."

"Her ders mutlaka en az bir defa kaldırıyorsunuz beni. Sayenizde hiç istememe rağmen tezimi eski edebiyattan alacak kadar donanımlı olacağım."

"Fena mı işte oğlum?"

"Fena valla hocam." dedi arkasındaki sırada oturan Feridun.  "Dikkatiniz yanlışlıkla üzerlerine çekilir diye kimse sizin dersinizde Barış'ın yanına oturmuyor."

"Lanetli muamelesi görüyorum resmen hocam. Çok mağdurum bu konuda."

"Sende mi bu yüzden arkada oturuyorsun?" dedim Barış'ın isyanını es geçip Feridun'a bakarak. Dışarıda ikisinin hep birlikte dolaştığını görüyordum. Çoğu zaman odama muhabbet etmeye de beraber geliyorlardı.

"Evet hocam." Sırıtarak verdiği cevaptan sonra ben de sırıtmaya başladım.

"Başka kim bu yüzden oturmuyor Barış'ın yanında?" Tam da tahmin ettiğim gibi önündeki dört kişi ve arkasındaki iki kişi ellerini kaldırdı. Bu daha da fazla sırıtmama sebep oldu. Eğlenceli bir çocuktu Barış. Arkadaşları da fazla uzaklaşamıyordu ondan.

"Tamam." dedim kafamı sallayarak. "İkinci beyiti sen şerh edeceksin Feridun. Üçüncü beyit de senin Sibel. Dördüncüyü de sen hallet Davut." Barış'ın önündeki sıraya bakışlarımı çevirdiğimde Sibel ve Feridun itiraz etmeye başlamıştı bile. Davut'un eski edebiyatı çok iyiydi. O sesini çıkarmadan kitaba çevirdi bakışlarını. Diğerlerini umursamadan devam ettim. "Neva, Miray ve Selim siz de arkadaşlarınızdan sonra sırayla devam edin. Sana kalmadı Osman." Osman arkadaşlarına bakarak sırıtmaya başladığı için benim de sırıttığımı görememişdi. "Ya da şöyle yapalım. Davut'un şerh edeceği beyit senin olsun Osman." Onlar;
"Ama hocam!" diye başlayan itirazlarına girişmişken Barış methiyeler dizmeye başlamıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 02, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ONURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin