~Harry~
"Hermonie! Gitme! Nolur!"diye bağırmıştım. Ancak boşunaydı. O gitmişti. Gözleri kapalı, nefessiz bir beden olarak kucağımdaydı. Yıllar yılı en yakın arkadaşlarımdan birisini kaybedemezdim. O beni koruyarak öldü. Beni. Ne uğruna? Neden Herm? Neden?İçimi öfke, acı, üzüntü kaplıyordu. Benim yüzümden o artık yaşamayacaktı.
Gözlerim yaşlı, kafamı kapıya doğru çevirdiğimde bize doğru koşan Ron ve Luna'yı gördüm. Aden zoraki ayağa kalkmaya çalışıyordu fakat başarısızdı. Sadece bize doğru baktığında her şeyi anladı ve ağzından "Hayır!"haykırış çıktı. O anda Luna olduğu yerde durdu ve ellerini ağzına götürüp kapattı. Ardından dizlerinin üzerine düştü. Ron ise koşmayı bıraktı ve inanamayan bir ifadeyle öylece durdu.
Voldemort, Lucius'un dediklerine kulak vererek, ardından siyah duman bırakarak gözden kayboldu. Ölüm yiyenlerde onu takip ettiler. Sadece biri hala olduğu yerde dikiliyordu. İçimdeki öfkeme kapılıp, Draco'ya doğru koştum ve yüzüne yumruğumu geçirdim. Anında yere çakıldı ancak onu, yakalarından tutup ayağa kaldırmıştım.
"Mutlu musun şimdi? Haa!!!Mutlu musun?!"diye bağırmıştım.
"Potter delirme! Aklını topla! Hala zamanı var! Kurtulabilir!"demişti bana karşılık. "Snape'in büyüsü olduğunu unutma! O iyileştirilebilir!"dedi ardından inanmadığımı görerek. Yüzümü çevirip umutsuzluğa kapılmış arkadaşlarıma baktım. Onlar da kafalarını olumlu yanıt verirmişçesine salladıklarında, yakalarını bırakır bırakmaz onun yanına koştu.
****
~Draco~Hayır! Hayır! Hayır! Böyle olsun istemedim! Lanet olsun! Sana ne zaman böyle bağlandım?! Hayır! Beni bırakıp gidemezsin! Hayır!
Ne bu büyüyü yapmak istiyordum, ne de başından beri ölüm yiyen olmayı. Ne Harry'ye, ne de bir başkasına zarar vermek istemiyordum. İçimdeki ben bunu kabul edemiyordu. Ben onlardan değildim. Belki aileme seçimimi söyleseydim, Ailemizin yüz karasısın! diyip yine de beni zorla ölüm yiyen yaparlardı.
O bana gerçekte ne istediğimi gösterdi. Yönümü bulmamı sağladı. Onsuz yapamazdım ben. Ona doğru eğildim. Bedeninin etrafındaki kana gözüm takılınca annemin bana seslendiğini duydum. "Draco ne yapıyorsun? Gitmemiz gerekiyor, acele et!"dedi ardından.
"Anne git sen. Benim işim daha bitmedi. O hala yaşıyor. İşimi sonuna kadar halletmek istiyorum." dediğimde tam da istediğim gibi annem, onun yaşadığını ve onu öldürmek istediğimi belirtmiştim. Annem ortadan kaybolunca çabucak işime koyuldum.
"Vulnera Salentur!"
Ardından vücudundan çıkan kan,damarlarına geri döndü. Yarası da yavaş yavaş ortadan kayboluyordu. Peki uyanınca beni hatırlamak ister mi? Beni görmeyi ister mi? Karşındaki kuşkusuz acımasız bir ölüm yiyen olduğunu gördüğünde benden tiksinmez mi? Benden nefret etmez mi? Benden korkmaz mı? O anlık kararla, onun iyiliği için en iyi kararı vermiş olabilirim. Asamı yeniden ona doğrulttum ve etrafımızdaki arkadaşları pür dikkat bizi izliyorlardı.
Dalgalı saçlı akıllı kız! Umarım hayallerini gerçekleştirirsin. İkimizin içinden en azından sen dileklerini gerçekleştirip,mutlu olursun. Seni...
İçimden bile söyleyemiyordum işte duygularımı. Ben böyle bir korkaktım işte. Malfoy ailesinin yüz karası. O benden binlerce kez daha cesaretli, güçlü...
Ayağa kalkıp aydınlanmış göğe baktım. Gözlerimi kapatıp buranın kokusunu son defa içime çektim. Harry'nin arkamda olduğunu hissettiğimde ona dönüp" Ona bırakmayın. Göz kulak olun."dedim. Haliyle yaparlardı ben demesem bile ama ben yine de söylemek istedim. Ardından siyah toz bulutu içinde ortadan kayboldum ve kalbimde olan her şeyi orada bıraktım.Devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutma Beni/Dramione
Teen FictionBir haksızlıktan dolayı bir süre sonra Hogwartz'a geri dönen Hermonie'nin burdaki hayatı nasıl geçecek? Acaba Draco onun acılarının sebebi mi olacak, yoksa yeni bir günün, küçük bir umut ışığı mı olacak?