~Draco~
Kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Sanki vücudum parçalanıyor, ruhum bölünüyor. Sanki ben, ben değilmişim gibi. Etrafımdaki her şey ve herkes bana yabancı ve rahatsız edici geliyor. Kendimi tanıyamıyorum. Evet önceden de bu insanlar ve bu duvarlar beni rahatsız ederdi. Fakat dalga geçme pahasına. Şimdi ise işler daha da ciddiydi. Ölüm Yiyen olmak böyle bir şey miydi?
Daha agresif olmaya başladım. Eskisinden daha çok. Artık o iki salak Crabbe ve Goyle ile de iletişime neredeyse geçmiyorum. Geçsem bile agresifleşip onlara daha çok sinirleniyorum. Artık eskide kalan bulanıklara karşı dalga geçtiğimiz ve komplo yaptığımız grubumuz yoktu. O iki salak takılırlardı zaten bensiz. Daha rahat olacaklardır bana yakınlaşmadıkları takdirde.
Aklımı dağıtmam gerekiyordu. Yine yerimden kalkıp gölün kıyısına gittim. O an aklıma annemin gönderdiği mektup geldi. Daha sakinleşmemi, bunların geçeceğini söylüyordu. Başka ne diyebilirdi? O bir anne... Onu her şeyden,herkesten çok seviyorum. Onu dinlemezsem kendimi onun oğlu gibi hissetmiyorum. Babam mı? O zayıfın teki. Annem onunla nasıl evlendi? Aklım almıyor. Evet sonuçta benim babam ama onu benden uzaklaştıran düşüncelere ve hareketlere engel olamıyorum. Bir an aklım başka bir anıya kaydı. O lanet bulanığı bulduğum güne. Neremle düşünüyordum acaba onu kendi binasına kadar taşırken?Zayıfsın. Zavallısın. Aynı baban gibi.
Ruhumun karanlık köşelerinden gelen bu lanet sese kulak verince artık kendime hakim olamadım. O bulanığı düşündüğümde hep bu ses ortaya çıkıyordu. Onu düşünmek istemiyordum. O benim için basit bir bulanık ve katildi. Okul başlarında ona acımıştım değil mi? Artık acımıyorum,acımayacağım. Onu orda bulmuşken öldürmeliydim. Bunu yapmalıydım. Yapmam gerek...
Acı içinde inleyerek yere oturdum. Gözlerimden çıkan o lanet sıvıya engel olamadım. Ne Slytherin binasından öldürülen Pansy ölümünü, ne Granger bu haksızlığı, ne de ben bu acıları haketmiyorduk. Evet onu az önce savunmuş olabilirim. Suçu kanıtlanmadı. Ama aklım karışık. Ne düşüneceğimi, ne yapmam gerektiğini biliyordum. Bana görev verilmişti. Bunu yapmalıydım ama neden? Neden ben? Niçin?
Son sınıfta olmama rağmen herkes gibi mutlu olamıyordum.Eskiden olduğum kişi olamayacaktım. Bunu biliyordum. Oturduğum yerden kalktım ve şatoya doğru yürümeye başladım. Ellerimi bu okulun duvarlarlarına değdirdim. Burada benim de anılarım vardı. Acılarım,korkularım,çocukluklarım,kötülüklerim... Bunlardan nasıl vazgeçecektim?
Şatonun koridorlarında yürürken zaman durmuş gibiydi. Hiç kimse hareket etmiyor, heykel gibi duruyorlardı sanki. Bir Slytherin erkeği Gryffindor erkeğinin kafasına kağıttan yapılan topu atıyordu. Köşede oturmuş çiftler öpüşüyordu. Bir erkek, yakın arkadaşı olduğunu düşündüğüm diğer erkeğin sırtına çıkmış gülüşüyorlardı. O kadar mutlulardı ki o an düşündüm, neden ben bu kadar mutlu olamadım, olamıyorum? Niye ben onlar gibi normal arkadaşlar edinip, normal bir büyücü olamıyordum?
Anlık düşüncelerimden o üçlüyü koridorda görürken kurtuldum. Duvarın kenarına saklanıp birazcık kafamı eğdim. Konuşmalarını neredeyse iyi duyabiliyordum.-Harry, en azından çok özlü iksir kullandaydık diyorum. Başka binalara giriş yasak.dedi fısıltıyla konuşmaya çalışan ancak buna rağmen sesli olan bulanık Granger.
-Hermonie çok özlü iksirin hazırlanması için bir ay gerektiğini sen söylemiştin. Kendimizi riske atamayız.dediğinde kızıl saçlı budala arkadaşı sözünü kesti.
-Asıl şu an kendimizi riske atmıyor muyuz dostum?tereddütle sordu Weasley.
-Dinleyin en iyi ve en hızlı yol kendimiz olarak buraya girmek. Aksi takdirde bu bir ay içerisinde bakanlıktan gelen bir kararla suçsuz yere Hermonie, Azkaban'ı boylar. Bu bir ay içerisinde ne olabilir başka hiç düşündünüz mü?diye sordu Potter.
-Haklısın dostum. Hadi şu işi bir an önce bitirelim.dedi Weasley.
Akıllarında ne var bilmiyorum. Ama bu iş hiç de iyi yerlere varmayacaktı. Bunlar niye Ravenclaw binasına giriyorlar? İki dakika boyunca konuştukları resim yok olduğunda içeriden birisi çıktı. Çok konuşmadan içeri girdiler. Her ne pahasına olursa olsun onların ne halt ettiğini öğrenmem gerekecek.
Devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutma Beni/Dramione
Fiksi RemajaBir haksızlıktan dolayı bir süre sonra Hogwartz'a geri dönen Hermonie'nin burdaki hayatı nasıl geçecek? Acaba Draco onun acılarının sebebi mi olacak, yoksa yeni bir günün, küçük bir umut ışığı mı olacak?