Hüzün dalgaları parçalar içimi
Kırıp döktüklerimi toplıyorum gözüm yaşlı şekilde
Bir iki tını var kulağımda
Şakaklarımda pişmanlık orkestraları
Gözü yaşlı bir çocuk gibi
Çaresizce dökülür yaşlarım yanaklarıma
Ruhum bedenim karşısında diz çöker
Yalvarır durur boğulur hatalarımla
Gölgem terketti beni avuçlarımdayken
Dağıttıklarım sarmış ruhumu her iki yandan kollarıyla
Sıkar ruhumu acımadan
İki çiçek sulardım sevgimle
Rüzgar uçurdu götürdü benden
Boş kalır kalbimin içindeki saksılarım
Alır gider rüzgar ellerimden
Sessizliğimden inler gece
Dağıtılan kara bulutlar üşüşür üzerime
Titrer ruhum gece karanlığında
Uzaklaşır kaybolur ışığım benden
Sonbaharda dökülmüş yapraksız içim
Zamanla akıntıyla giderken ruhum
Kaybolur suyun en derininde
Kapanır gider bir kabukta
Zamanla kararır gider beyazdan siyaha
Güneşe sırtını dönmüş bir ayçiçeği gibi
Çürüyüp gider çekirdeklerim tek tek düşerken
Üzgünüm hatalarımdan
Rutubet tuttu içimi acılarımdan dolayı
İçime sığınırım bir damla umuttan
Korkarım dündeki yarınımdan
Çaresizce ağlarım arkasından kapının
Sessizlik çığlığını dinler gönlüm
Eski gıcırdayan ayak sesleri gelir beynimden
Ağlamaklı bir filmin son sahnesi gibi içim
Yarım kalan bir cümle gibi
Ortada yüzüstü bıraktı herşeyim
Uyuklar beynim sabahın şafağında
Kızıllar utandırır yüzümü
Hatırlatır bana soğuk Ay'lı geceleri
Camsız penceremden girer içeri iki yağmur damlası
Islatır ruhumu hatırlatır benliğimi
Bir damlası pişmanlığı bir damlası hatalarımı
Delikler açmış yaptıklarım
Kapatabilir mi gözlerimden düşen yaşlarım...