KERİM TOPÇUOĞLU
Sabah uyandığımda bembeyaz yataklar içinde bugün neler olacağını hisseden benliğim gözlerini açmış etrafına bakarak uyandı. İşe yaramaz bacaklarım banyoya doğru yol alırken telefonum çaldı. Elime alıp baktığımda arayan muşmula surattı. Yani babam..... Niçin arıyorki sabah sabah. Onun o karga sesini duynak zorunda mıyım ? Şu telefon çalışına bakar mısın aç sana lan diyor sanki. Telefonu açıp mecburen kulağıma getirip sözcüklerimi çıkartmaya başladım.
- Günaydın Baba
- Ne günaydını mal herif ? Nerdesin sen saat sabahın dokuzu
Kulüpde seni bekliyorum- Ne kulübü baba ? Benim işlerim var ?
- Sen sabah sabah yürek yedin galiba ? Sen artık bir mafyasın salak oğlum. Gel şu külübe gün içinde ne olacak onları izliyeceksin salak
- Tamam ama sadece bir iki saatliğine durup giderim.
-Sen öyle san ? Çabuk seni bekliyorum
Diyerek telefonu kapattı. Ne biçim adamsın bilmiyorum ama
Deli olduğun her halinden belli babacığım.
Herneyse evde işim ne zaman biterse o zaman giderim.
İlk güzel bir duş aldıktan sonra güzel bir kahvalttı. Ondan sonra biraz internett ve hafif bir içki yudumlamak benim iyi olduğumu gösteren nedenlerden biri. Banyoya girdiğimde suyu güzel bir şekilde açıp altına girdim. Fıskıyeden su akarken ben elime döktüğüm şapunala saçlarımın arasına daldırıp derin bir nefes aldım. Herşey güzel bir anla başladı benim için. Umarım bu mafyalık hayalimde aynı şeyler olur.
Şimdi kulübe gitsem elime verecek gitarı çalış bakalım gece yarısına kadar. Gece yarısı işe yaramaz adamların gitsin ama sen garsonlarla tek kalıp kapanışı bekle. Ben böyle bir müzik hayattı istemedim ki ?
Neden şu bolluk içindede mutlu olamıyorum anlamıyorum.
Banyodan bir bornoz alıp çıktım. Gardırobu açıp beyaz spor kıyafetletimi giydikten sonra mutlu olduğum odaya doğru koşmaya başladım. Kocaman iki yüz metre kare bir ev gibi olan oda hem ferah , hem aydınlık , hem sesiz bir o kadar mutlu edici bir yer. Yaptığım eserleri işlemlerden geçirip güzel bir görünüme dönüşmesine sağlıyorum. Yaptığım işin adı çömlek. Evet evet ben çömlek yapıyorum. Aslında tam sanat için gelmişim bu dünyaya. Odaya girdiğimde ilk yaptığım esrlere bakıp yerime oturdum. Önlüğümü giyip kollarımı sıvazladım. Bugün yapacağım bir cisim nasıl geçeceğimi söylüyor. Eğer ilk yapışda parçalanırsa kötü bir haber alacağımın habercisi. Bu düşünceme güveniyorum. Çünkü her bu masaya oturduğumda eğer bu eser kırılıyorsa kötü bir şey olacağını söylüyor. Her neyse yapmaya başlıyalım. Bugün yine bir kase yapalım. Onlarda daha iyi bir zaman geçiyor. Onu yaparken hiç bir sıkıntı yaşamıyordum. Belki iyi geçecek günüm. O kaseyi yaptıktan sonra onu elime alıp dolaba doğru giderken ayağım takıldığı yerde elimdeki kase yere düşüp şeklini bozdu. Ona şaşkınlık içinde bakarken beyinmdeki hücerler " Her şey kötü bir başlangıç ? " diye inlerken ben o yere düşen kaseyi alıp toprakların arasına koyduktan sonra lavoboya gidip elimi yıkadıktan sonra
Üzerime giyidiğim önlüğü çıkartıp odadan çıktım.
Mutfağa hala o şaşkınlık içinde yürüyüp dolabı açtım. İçinden küçük bir içki alıp salona geçtim. Koltuğa oturup tableti elime aldıktan sonra internette dolaşmaya başladım.🍃🍃🍃
Nasıl olmuş arkadaşlar. Güzel ilerliyoruz değil mi ? Sizinle güzel hikayeler paylaşmak istiyorum ve kendime engel olamıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA EŞARP
RomanceO bana yaklaştıkça geriliyordum. Onunla göz teması kuramazdım bunu yapamazdım. Elindeki şişeyi bana uzatıp " Al iç ? " dediğinde başımı salayıp " Dur yapma..... Köpekler gelecek kaçmam lazım ? " dediğimde son adımı duvara doğru atmıştım. Duvara yapı...