Medya: Eylem
Eylem içeriye rüzgâr gibi girdiğinde dudaklarım o şeklini almıştı. Siyah yarım eldiven, siyah yırtık kot, siyah bot, siyah deri ceket ve beyaz tişörtüyle gotikleri az çok andırıyordu. Salınık saçlarını omuz hizasında kestirmiş olduğu dikkatimden kaçmaz iken kısık gözlerle kafeyi tarafı.
Gözleri gözlerimle birleştiğinde çattığı kaşlarıyla yanımıza hışımla gelip Okyanus'un yanındaki sandalyeyi çekti.
"Eylem," diyerek elini uzattığında Okyanus ilk başta şaşırsa da, sonrasında öksürerek sakin kalmayı başardı.
"Okyanus. Memnun oldum," dediğinde tokalaşmaları başladığı gibi bitti. Eylem saniyesinde elini çekip oturdu ve bana dik dik bakarken dudaklarını yalayıp konuştu.
"Ben memnun olmadım. Kimin it kimin çomak olduğunu anlayamazsın sonuçta."
"Eylem, kes şunu," diyerek kendimi tutamayıp sesimi yükselttiğimde bu sefer bize dönüp bakan insanlar umurumda değildi.
"Bazen çekilmez oluyorsun," diyerek sesimi kısıp dişlerimi sıktığımda omuzunu silkerek bana sinsi bir gülümseme sundu.
"Sana çekmişim." Ukala konuşması midemi bulandırırken kalktım. Normalde tatlı olan arkadaşım bugün bana yabancı gibi geliyordu.
Onu aslında tanımadığımı hissettiğimde yutkunarak başımı iki yana salladım. İçimdeki hislerin doğruluğunun yakında kanıtlanacağını ne yazık ki bilemezdim.
"Be - ben git - gitmeliyim," diyerek çantamı sırtıma takıp itiraz dolu cümlelerini susturmak amaçlı elimi kaldırdım.
"Sakın tek kelime etmeyin." Masadan hızlıca ayrılırken midemdeki düğümleri çözmeye çalışan ruhumun sesine kulaklarımı tıkadım. Beynim çalıların dibine atılmış sinir sistemiyle vücudumu felçe mahkûm ederken yutkunup sokağa çıktım.
Bilmediğim caddelerde yürürken Eylem'in tepkisini düşünüyordum. Nadiren de olsa bana annelik rolü kestiği olsa da, bu seferki cidden fazlaydı.
"Sakin ol Derin. Her şey yoluna girecek. Söz veriyorum," diyerek kendi kendime mırıldandığımda kafam birisinin kaburgalarına çarptı. Acıyla alnımı tutup geriye doğru hamle yaptığımda ayağımın takılması ile birlikte kolumdan tutuldum.
"Dikkat et," diyen kibar ses beni sersemletirken başımı sallayıp düşmemi engelleyen, çarptığım yabancıya baktım.
"Afedersin," diyerek mırıldandığımda kolumu bırakıp yürümeye başladı. Siyah dağınık saçları aniden esen rüzgârla birbirine karışırken arkamı dönüp nerede olduğuma baktım.
Çalıştığım barın yakınlarında olduğumu gördüğümde sevinçle "Nihayet!" diye yüksek sesle haykırdım. Dönüp bakan insanları umursamadan evime doğru sıkı sıkı tuttuğum çantamla koşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhu Yaralı Kız (Tamamlandı.)
Teen Fiction"Geçmişinle yüzleşemezsen geleceği harcarsın." Onun hikâyesi annesinin katili olarak suçlanmasıyla başladı. Gözlerini açar açmaz zanlı ilan edilen bu bebek, büyüdükçe ona uzatılan her ele içindeki kalbi kırık çocuğun karanlık yüzüyle karşılık verdi...