1. Bölüm : Anı

1.3K 73 271
                                    

Şarkı : Edis - An

Medya : Derin

Ellerimi son anda yere koyup gözlerimi açtığımda taneler damla damla yakama düşüyordu. Etrafımı çevreleyen kalabalıktan gelen sedaları anlamaya çalışarak yüzümü buruşturdum.

"Çocuk gibi salıncaktan atlıyor. Aa, hayatına kıyacak kadar salak bu." Yaşlı bir teyzenin sesiydi. Başımda dikilmiş elini alnıma doğru uzatmıştı.

Kafamı geriye doğru hızla çekerek dişlerimi birbirine bastırdım. Ani hareketlerle ayağa kalktığımda canımın acısı parçalanmış gömlek gibi betona karıştı.

"Sizsiniz salak! Hepinizsiniz! Dışarıdan baktığınıza endişelenirken, içeriyi göremeyecek kadar körsünüz!"

Şaşkın bakışları umursamadan kadını ittirip yanından geçtim. Onlara doğru dönerken dişlerim hâlâ sıkılı, ellerimi yeni yumruk yapmıştım. Kadın düşmek üzereyken orta yaşlı bir adam onu tuttuğunda bağırmaya devam ettim.

"Dizlerimin, avuç içimin kanaması umurumda değil! Sizin de olmasın! Bu kadar vicdansızken vicdanlı olmaya çalışmaktan vazgeçin! Başaramıyorsunuz çünkü! Bu ne ki? Alt tarafı salıncaktan attım kendimi, ne var yani? Asıl acı benim içimde!"

Arkamı dönerek berduşlar gibi koşmaya başladığımda arkamda bıraktığım sessizlik içimin gürültüsünü ileri tepiyordu.

Tek istediği ölmek olan zavallının tekiydim. Oysa ki, ne ölmeyi başarabiliyordum ne de yaşamayı.

Çocukluğumun anıları gözlerimi paralarken durup avuçlarıma baktım. Hafifçe kızarmış, kanıyorlardı. Ellerimi üzerime silerek kanı durdurduktan sonra kenarıda yer alan kahverengi, tahta banka oturup kirpiklerimi sımsıkı kapattım.

"Anneee!" Küçük kız korkuyla doğrulduğunda yatakhanedeki diğer çocuklar da bir bir gözlerini açtı. Görevli Hatice hanım odaya paldır küldür dalarken az kaldı, düşüyordu. Son anda kapının kolunu kavrayıp ışığı yaktığında hâlâ "Anneee!" diye bağıran kıza baktı.

Gözleri kapalıydı. Yumruklarını sıkmış art arda kafasına vururken Hatice hanım, saçı grileşmiş kadın yanına koşup ellerini tuttu. Küçük kız gözlerini araladığında ucu kızaran burnunu çekip şişmiş gözlerini etrafta gezdirdi.

Çocukların hepsi ona korkuyla bakarken Hatice hanım, kızı kucağına alıp sıkıca sarıldı.

"Derinciğim kabustu güzelim," diyerek sesini yumuşattığında kız kafasını iki yana salladı.

"Değildi Hatice teyze! Annem kendisini asmıştı! Gerçekti!" Kızın bağırmalarına yurt müdiresi de uyandığında Hatice hanım kızı indirip saçını karıştırdı. Önünde diz çökerek "Bak güzelim. Uyandın ve bitti. İyi olacaksın tamam mı?" dediğinde kızın bakışları yerden ona dikildi.

"Söz mü?" dedi bilmiş fakat umudun sarıldığı sesiyle. Hatice hanım gülümseyerek "Söz," dediğinde küçük kız içindeki ümide sıkıca sokulup onu sımsıkı sardı.

Gözlerimi açarak tuzlu suları kurulayıp burnumu çektim. Elimle kendimi serinletirken kalkıp yürümeye başladım. Eve gitmek için acele etmeyen ayaklarıma ceplerime girmek için yanıp tutuşan ellerim ortak oldu.

Eve vardığımda cebimden anahtarı çıkartıp kilide soktum. Yavaşça çevirip açtığımda elimle ışığı bulup koridoru ışıkla donattım. İçeri geçerken kapıyı arkamdan kapatıp kilitledikten sonra anahtarı astım.

Siyah spor ayakkabılarımı çıkartarak odama ilerlediğimde sessizlikten ev arkadaşlarımın dışarıda olduğunu anladım.

Sırt çantamı çıkartarak kendimi odama kilitlediğimde ışığı açıp odaya göz gezdirdim. Mavi duvarlarım, kahverengi beyaz eşyalarım ile birleşen yine beyaz zeminim, balkon kapısının tepesine asılı olmakla beraber duvarları da kaplayan pembe püsküllerim vardı.

Büyük bir oda olmakla beraber, bana yetmesi haricinde çok boş kalıyordu. Giysi dolabının karşısına geçip aynada bedenimi yan dönerek süzdüğümde kaşlarım çatıldı.

1.62 cm bir boyum olmakla beraber 55 kilo zayıflığında ince kızlardan birisiydim. Bir deri bir kemik değildim, o tarz insanları etrafımda görmeyi de sevmezdim. İtici bulduğum bir gerçekti.

Siyah kıvırcık buklelerim bonus olma özelliği taşıyarak omuzlarımdaki yerini alıyordu. Büyük, çikolata kahvesi gözlerim, minik bir burnum ve yine minik, kırmızı dudaklarım esmer tenimi tamamlıyordu.

Aynaya biraz daha bakarken bedenimi düz tutup bir elimle karnıma vurdum. Bir, iki kilo da olsa alsam fena olmazdı. Daha sonra işaret parmağıma bir tutam saçımı dolayıp hafifçe çekiştirdim. Kendi kendime kıkırdadığımda biraz rahatlamış hissettiğimi fark edip aynaya öpücük attım.

Arkamı dönerek komodinin en üst çekmecesinden çıkardığım bir parça pamukla batikon şişesini bağdaş kurduğum yerde, önüme bıraktım. Sırayla dizlerime batikon damlatıp pamukla temizlediğimde kurumuş kan geçmişti. Avuçlarıma da sürdükten sonra toparlayıp küçük ebeveyn banyoma girdim.

Ruhu Yaralı Kız (Tamamlandı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin