♧
Küçükken hep bir evin veya ağacın üzerine çıkma hevesim vardı. Kısacası yüksekliği çok seviyordum. Herkes korkardı, fakat ben hep uçurtmamı bilerekten ağaçların yanında uçururdum. Çünkü illa ağaca takılacaktı ve ben ağaca çıkacaktım. Annem kızardı, babam gülümserdi. Annem zaten genel olarak bana kızardı. Bir şeylere kızgındı belki de bilmiyordum. Babam ben küçükken vefat etmişti, tarihleri pek önemsemiyordum ne de yılları.
Annem disiplin bağımlısıydı. Ki, bağımlı olduğu disiplinine göre hiçbir şeye uzun süreli bağımlılık gösteremezdim. Hah.
İstediğim bölümü değil de, onun istedikleri arasından en makul olanını seçip üniversiteye başlamıştım. En azından seçim şansı tanınmıştı, fazla gaddar değildi. Fakat benden bir yıl önce doğan kardeşim, hiç de benim gibi guya şanslı olamamıştı. O tamamen bir robot iken, ben en azından isyan edip o evden ayrılabilmiştim.Kim Jisoo, üniversiteyi iki yıldır bitirmiş olmasına rağmen, evli kadınlar gibi derneklere katılıyor ve artı olarak şirket işlerinin başına geçmeye hazırlanıyordu. Duyduğum kadarıyla iki-üç gün önce nişanlanmıştı. Evet, duyduğum kadarıyla. Pek konuşmuyorduk. Çünkü o konuşurken, sanki annem talimatları beynine yazmış gibi konuşuyordu. Kardeşimle konuşuyor gibi değil de, annemle konuşuyor gibiydim.
Yüksekten korkmuyordum çünkü düşünce nasıl acıttığını artık biliyordum. Mesela annemle yaşadığım her günün gecesi hayal kurardım. Yarın daha iyi bir gün olacak ve emirler, şartlar olmayacak. Birkaç kez o kadar çok inanmıştım ki, hayal kırıklığım kalbime batıp kanatmıştı. Hayal kurmayı ilk on beş yaşındayken bir kenara atmıştım. Kendimi kandırmak isterken ihtiyaç duyuyordum sadece hayal kurmaya, o kadar.
Okuyormuş gibi görünüyor olsam bile saatlerdir aynı sayfaya gözümü dikmiş bir şekilde oturuyordum kütüphanede. Neyse ki, düşüncelerim dış dünyada sessizdeydi. Bir de iç dünyayı dinleseler..
Düşüncelerimi bölen, önüme oturan Jeon olmuştu. İsmini hala hatırlamıyordum. Uzun bir şey olduğunu anımsıyordum sadece.
"Test çözerken anlamadığım kısımlar var, bayan Kim. Yardım ederseniz, sevinirim."
Etrafa baktığımda kimsenin olmadığını fark etmiştim. Oysa benimle beraber içeriye girenler ve daha yeni kitap okumaya başlayan beş kişi daha vardı. Sanırım düşüncelerim yine zamanın akışına geç kalmama sebep olmuştu.
"Hangileri?" diye sorduğumda, rakamlarını yuvarladığı sayfayı bana uzattı.
"Dikkatli bir şekilde dinle." diyerek, üzerimde olan dalgın bakışlarına çevirdim bakışlarımı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
First rule; don't love [ jenkook ] ✓
FanfictionBir kalp vardı derin bir okyanusa düşüp kaybolan ve bir ruh vardı o okyanusta boğulan. Ve de bir aşk vardı yaşam için o soğuk sularda çırpınan. [ Jungkook ๑ Jennie ] © thynights | 2020