1.8

920 89 55
                                    

£

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

£

"Mezarlıktaymışsın gibi yüzün sirke satıyor. Burası bir iş yeri, yüzünü görenler anlaşma yapacak olsalar bile vazgeçerler."

Gülümsedim.

"Senin gülümsemen ve dudaklarını aralayıp konuşmaya başlaman tüm işleri bozar, bana gerek yok zaten, ablacığım."

Göz devirdi ve elindeki dosya yığınını önüme bırakıp yanımdan ayrıldı.

Küçükken, babamın o olayından sonra psikolojim yerle bir olmuştu normal olarak. Bunun ardından tedavi için klinikte yatmıştım bir yıl kadar. Oradan çıksam bile, yine de haftada bir kez uğrardım psikoloğum için. Şu an burada olma nedenim de tam olarak o kliniğe geri dönmek istememdi. Annemin elinde bu yetki vardı. İsteseydi eğer saniyesini alırdı. İşte bu yüzden onunla asla konuşmak istemiyordum. Ters düştüğümüz ilk anda öne süreceği en büyük koz bu oluyordu.

Neyse ki, işe gelmeyi tek bir şartla da olsa kabul ettirebilmiştim. Kendi evimde yaşayıp, üniversitedeki işime devam edecektim. Sabah üniversitede olacak, öğlenden sonra ise şirkete gelecektim. Bir hafta kadardır hem annemlerle kalıyor, hem de burada çalışıyordum. Bu akşam sonunda evime dönebilecektim.

Jungkook'un dersleri öğlenden sonraya denk geldiği için karşılaşamıyorduk. Ki, o da büyükbabası tarafından alıkonulmuş gibiydi. Sabahları şirkete gidiyordu, ardından üniversiteye.

"Kahve molasındayız, istersen çık biraz hava al."

Somin'e birer bakış atarken, başımı salladım ve telefonumu alarak odadan çıktım. Zaten kliniğe yatmasaydım da, burası beni yeterince deli edecekti. Neredeyse aynı şeydi fakat en azından buradan çıkıp eve dönebiliyordum. Orada olsaydım, kim bilir annem ne şartlar koşulunda özgürlüğümün yarısını bana iade edecekti.

Telefonum titrerken, kahve makinesinin düğmesine basıp hazır olmasını beklemeye başladım.

Jeon; ikinci katın terasına gel.

Jennie; uslanmaz bir baş belası olduğunu söylemiş miydim?

-Jeon; bir milyon kez falan evet :))))

Gülümserken, hazır olan kahvemi aldım ve etrafa hızlıca bir göz atıp merdivenlere ilerledim. Üçüncü katta olmam, bugün başıma gelen en güzel şey olabilirdi her halde.

Çaktırmadan etrafı süzerken, ablamın veya annemin karşıma çıkma tehlikesinden kurtulmaya çalışıyordum. Kendi odalarına girdiklerini az önce görmüştüm fakat ne yapacakları belli olmuyordu.

First rule; don't love [ jenkook ] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin