£
"Kaymak istemediğine eminsin değil mi?"
Göz devirirken, yaklaşık otuz kez sorduğu soruyu bir kez daha tekrarlayan Lalisa'ya baktım.
"Bir kez daha sorarsan, çantamı toplayıp eve döneceğim."
"Peki, peki, ben kaçtım. Akşam yemeğine yetişirim, birlikte ineriz. Geç gelirsem de bekleme."
Sonunda odadan çıktığında, kulaklıklarımı rahatca takabilmiştim.
Konuştukca konuşuyordu ve her cümlesinden sonra onaylamamı istiyordu. Kitap okumaktan bile beni soğutacak tek insan o olabilirdi.Şarkı aniden kesildiğinde, bakışlarım ekrana kaydı. Jisoo arıyordu. Meşgule attıktan sonra ekranda beliren mesaj atan kişilere göz gezdirdim. Jungkook on dakika önce mesaj atmıştı.
Jeon; ne yapıyorsun?
J; kitap okuyorum.
Jeon; kayarsın diye düşünüyordum?
Jeon; arkadaşını gördüm az önce
J; kalabalık yerleri sevmiyorum
J; belki akşam dolaşmak için çıkabilirim
Jeon; saat kaçta?
Jeon; ona göre çıkayım dışarıya, karşılaşmış gibi yaparım
Son mesajını okurken, istemsizce gülmüştüm.
J; yanlışlıkla seni ararım belki.
Jeon; tamam :")
J; (°•.•°)
Jeon; bu ne?
J; kimine göre fare, kimine göre panda, kimine göre de tavşan.
Jeon; acaba hangisiyim çok merak ediyorum cidden (-,-)
Görüldü attıktan sonra, kapatıp bir kenara bıraktım telefonumu. Ardından kitap okumaya devam etmiştim.
•
"Hey, ne yapıyorsun burada?"
Odadan sıkıldığımda, çalışanlardan otelin kütüphanesi olup olmadığını sormuştum. Neyse ki, vardı ve daha fazla odada tıkılıp kalmamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
First rule; don't love [ jenkook ] ✓
FanfictionBir kalp vardı derin bir okyanusa düşüp kaybolan ve bir ruh vardı o okyanusta boğulan. Ve de bir aşk vardı yaşam için o soğuk sularda çırpınan. [ Jungkook ๑ Jennie ] © thynights | 2020