Attığı o küçük adımlar ona ecel gibi gelmişti. Ayakları geri geri gidiyordu sanki. Mutfağa geldiğinde içerde arkası dönük oturan o uzun boylu adam 'Serkan olsaydı keşke' diye içlendi. Bir an o gelmiş gibi heyecanlandı. Ama biliyordu o içerdeki sert adam sevdiği adam değildi.İçeriye girdiğinde ise tüm duygularını kaybetmiş, hissizleşmiş gibi hissediyordu.Önce ne yapacağını bilemedi,sonra selam bile vermeden karşısına geçip oturdu. Uzunca bir süre ikisi de konuşmadı. Yabancı bir adamla nasıl konuşulacağını bile bilmiyordu ki? Hemde yüz yüze!Sessizliği bozan taraf Nedim oldu. "O gün için çok özür dilerim. Gerçekten görmemiştim sizi." Karşısında oturan bu sert yüzlü adam özür mü diliyordu?Üzerinden zaman geçmişti oysaki. Bunca zaman özür dilemek için mi beklemişti?' Demek ki insan kırmayı sevmiyor,hatasının farkında'diye düşündü kendi kendine ve cevap verdi. "Özür dilemenize gerek yok,geçmiş gün sorun değil." Derin bir nefes aldı Nedim.Aldığı nefes ciğerlerini yakıyordu sanki.Konuya girecekti hissetmişti Bahar.Titreyen ses tonuyla "Sizi gördüğüm o günden beri düşünüyorum.O gün bir o kadar sinirli bir o kadarda masumdunuz.Eğer sizde isterseniz tanışmak ve evlenmek istiyorum."
Evlilik teklifi miydi bu şimdi? Kuru yavan bir teklif.Oysa Serkan ne kadarda güzel bir evlilik teklifi etmişti.O gün gözlerinde canlandı Bahar'ın. Heyecanı, ellerinin titremesi, nefesinin kesilmesi dün gibi aklındaydı.O gün hayatının en mutlu olduğu günlerden birisiydi.Şimdi bu adam karşısına geçmiş hayatında ilk kez gördüğü birisine evlilik teklifi ediyordu.İçi çok acıyordu,gözleri doldu ama vazgeçmek zorundaydı.En çok da bu doğruyu bilmek içini kemiriyordu. Bazı gerçekler acıtıyordu tıpkı Serkan'ın o günden beri onu bir kere bile arayıp sormadığı gibi.Sadece bir mektup yazmış ve kaçalım dedikten sonra Bahar'dan vazgeçmişti.Kendisinden vazgeçmiş bir adamı hala seviyor olmasıydı belkide içini burkup,sol yanını acıtan. Her ne olursa olsun bu çıkmaz sokaktan dönemeyecekti biliyordu...Bazı insanları öldürebilmek için toprağa gömmek gerekmez. Sessiz sedasız öldürürüz içimizde en sevdiklerimizi.
Bahar'da sevdiğini kendi elleriyle kalbinin mezarına gömmüştü. Diğer sevdikleri içinde ölmesin diye kendisiyle çok savaş vermişti ve kazanmıştı.Tek kaybettiği kalbinin diğer yarısıydı.Aklına gelen düşüncelerden sıyrılıp sert bir ses tonuyla sessizliği bozan taraf bu sefer Bahar olmuştu.Belki ailesini işin içine katarsa Nedim vazgeçerdi.Ya da babası Serkan'da olduğu gibi bu evliliğide karşı çıkardı. İçindeki umutla cevap verdi."Bu kararları ben vermiyorum.Ailem ne derse odur benim için.Zaten şuan konuşmayı bile istememiştim.Eğer niyetinizde söylediğiniz gibi ciddiyseniz ailemden beni istersiniz.Ben zaten mantık evliliği yapmak istiyorum" deyiverdi.
Bahar tüm duygularını o gün, o mutfak masasında, oracıkta bırakmıştı sanki.Şimdi bu adam gelip onu isteyecek miydi?Ya ailesi verirse? Peki ya aşk? Uzun uzun düşündü.Ailesine ve Serkan'a kızgınlığından mıdır bilinmez ailesi ne istiyorsa onu yapacaktı. Nedimle'de öyle karar vermişlerdi dün akşam.O uzun boylu sert çehreli adam Bahar'ın son söylediklerinden sonra gitmek için hareketlenmiş ve 'İyi geceler' diyerek oradan ayrılmıştı. Belki de Bahar'ın söyledikleri hoşuna gitmemişti. İnşallah bir daha arayıp sormazdı. Bahar'ın tek temennisi buydu. Acaba Nedim'de aşk evliliği mi istiyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uk'de (Meçhul Araf)
General FictionBelirsizlikten kurtulmak mümkün mü? Evet diye cevap verdiğinizi duyar gibiyim ancak hayatınızın herhangi bir bölümünde bu duyguyu yaşadığınızı ve artık tozlu raflara kaldırdığınızı hissedebiliyorum.Kimse Araf'ta kalmak istemez.Bende hiç bir zaman i...