Mevsimlerden sonbahardı. Bahar'ın isminin yaprak döktüğü zamanlar...Bahar'ın en sevdiği şey dökülen o kuru ağaç yapraklarını süpürmekti. Bir gün yine eline süpürgesini aldı ve yaprakları süpürmeye başladı.Birden içerden telefonun uzun uzun çaldığını duydu ve telefonu açmak için elindeki süpürgesini atıp içeriye koştu.Arayan babası olmalıydı.Telefonu açtı ve telefondaki o ses ona 'Merhaba' dedi kendini tanıtmaya başladı.Tanımadığı o yabancı ses uzun uzun konuştuktan sonra Bahar'ı bir akraba ziyaretinde görüp çok beğendiğini ve tanışmak istediğini söylüyordu.Bahar hatırlamıştı kim olduğunu ve heyecanlanmaya başlamıştı.Hissettiği heyecanla birlikte şaşkınlığınıda gizleyemiyordu.Kafasında şimşekler çakmaya başlamıştı.Bu duyguya ne kadarda acemiydi.Ama içinde kelebekler uçuşuyordu.Telefonu kapatmıştı ama aklı hala konuşmadaydı.Çünkü ilk kez böyle bir şey yaşamıştı ve kendini düşünmekten alıkoyamıyordu.Gözünü kapatınca onu o ilk gördüğü anı hatırlıyordu.Saniyelik bir andı ancak uzun boyunu ve deniz mavisi gözlerini hemencecik hatırlayıvermişti.Nasılda heyecanlanmıştı.
''Zaman akıp giderken Bahar'da artık genç kızlığa adım atıyordu.Her genç kızın hayatı toz pembe gördüğü o dönemde aşk denilen o duyguya yaşamaya yada yaşadığını sanmaya başlamıştı.Bu duygu çok yabancıydı ona.Ne annesine,ne babasına ne de kardeşine duyduğu o duygulara benzemiyordu.Ama ona mutluluk veriyordu ve tüm benliğiyle hissetmeye başlamıştı...''
Günler birbirini kovalıyor,telefon görüşmeleri sıklaşıyordu.Her telefona arayan oymuş gibi koşuyordu.Çoğu zamanda arayan oydu.Önce kalp atışları hızlanır,sonra nefesi sıklaşırdı.Bir süre sonra hasret ağır basınca,görüşmeye karar verdiler.Ulu orta bir yerde buluşamayacakları için yine o akrabasında buluşmaya karar verdiler.Bahar güzelce hazırlandı.En sevdiği parfümünü bile sıkmıştı.Yola çıktığında kalbi gümbür gümbür atıyordu.Ya baş başa konuşmak isterse ne yapacaktı? Nasıl cevap verecekti? Heyecanı buna izin verecek miydi?
Onu o gün uzun bir yolun kenarında gördü.Masmavi gömleği,bembeyaz teni vardı.Gözleri gökyüzü gibiydi upuzun kirpikleri vardı.Ona ilk kez bu kadar dikkatli bakıyordu.Hayalinde yaşattığı o sevgiliden çok daha yakışıklıydı.O kadar çok beğenmişti ki onu sanki bir rüyada gibi hissediyordu.Konuşamadan yanından öylece geçip gitmişti.Yanından geçerken eğmiş olduğu başını hafifçe kaldırıp onun o bembeyaz yüzüne baktı.Gözleri gözlerine değdiğinde ise kafasını hızla yere eğip hızlı hızlı yürümeye başladı.Heyecandan akrabasına bile girmeden,eve doğru gittiğini ancak eve varınca farketmişti.
O gün Bahar'ın içi hiç rahat etmemişti.Sürekli düşünüp duruyordu. 'O çok uzun boylu,çok yakışıklı bense minyon tipliyim' diyordu kendi kendine.Bunu Serkan'a da söylemeye karar verdi.Bir sonraki telefon görüşmesinde mutlaka söyleyecekti.Bu düşünceler arasında kendini boğulmuş hissederken telefon çaldı.Telefonu açtı ve bir süre sohbet ettikten sonra Serkan Bahar'ın ses tonundan farketmiş olacaktı ki ne olduğunu sordu.Bahar da birden bire 'Biz çok farklıyız, yani sen ve ben. Sen çok uzun boylu ve yakışıklısın.Bense kendimi öyle göremiyorum,minyon tipliyim'deyivermişti. Bahar'ın yakınındaki insanlar Bahar'ın hep çok güzel olduğunu söylerlerdi.Yanağındaki gamzesi,kumral teni ve simsiyah saçları vardı.Gözleri de koyu kahverengiydi.Hatta Serkan hep ona 'güzel gözlüm'diye hitap ederdi.Fakat Bahar kendisini hiç anlatılanlar gibi göremiyordu.Henüz kendine karşı olan özgüveni yoktu.Tüm bunları düşünürken Serkan'da o güzel sesiyle 'Sen ve ben farklı değiliz, sen ve ben olsak olsak biz oluruz demişti. Bahar'ın içindeki tüm sıkıntı geçivermişti.Yerini yine heyecana bırakmıştı.Telefondaki o ses ona şarkı söylemeye başlamıştı.Hemde o zamanların ünlü sanatçılarından olan Çelik'in şarkısını.Hem gözleri,hem yüreği hemde sesi ne kadarda güzeldi.
Bu şehrin ışıkları bir yanar bir de söner
Gece sisi gündüz dumanı tüter
Bir kalbim var hiç ona benzemez
Yanar sönmeyen ateş ama tütemez
Bilir misin bu şehirde sana aşık biri var biri var
Gözünde yaş ve kalbinde inceden bir sızı var sızı var
Sana adanmış hayatı umurunda olmasa da
Bu şehirde sana aşık sana tapan biri var...
Bahar ve Serkan'ın telefon görüşmeleri tam 2 yıl sürdü.Artık Bahar 18 yaşındaydı.Ailelerde yavaştan birbirlerinden haberdarlardı.2 yıl boyunca baş başa hiç buluşmamışlardı ve artık vakti gelmişti.Babası yatsı namazına gittikten sonra Serkan'la buluşma yerini ve saatini ayarladılar.O gece heyecandan hiç uyuyamamıştı Bahar.
Serkan buluşmaya karar verdikleri kafenin en güzel yerini seçmişti.Bahar çok heyecanlıydı.Önce onu uzaktan gördü.Üzerinde gri bir takım elbisesi vardı.Çok özendiği her halinden belliydi.Bahar çok heyecanlıydı ve ayakları geri geri gidiyordu sanki.Ona doğru yaklaştı,yanına geldi ve bekledi. Serkan'ın arkası dönüktü. Bahar'ın geldiğini farkedince birden arkasına döndü.Kalbi yerinden çıkacaktı,Nefesini kontrol etmeye çalışıp 'Merhaba'dedi.Sanki sesi çıkmamıştı ve Serkan onu duymamıştı.Serkan elini uzattı,Bahar ne yapacağını bilemedi,utandı.Elini yavaşça kaldırıp onun elini sıktıktan sonra hemencecik geri çekti.Elleri titriyordu.Serkan günlerce Bahar'a sarılmanın hayalini kurmuştu.Ona sımsıkı sarılıp şarkılar söyleyecek ve gözlerine doya doya bakacaktı.Bahar'ın heyecanı ve ürkekliği buna izin vermemişti.Elini tuttuğunda titreyen ellerini o kadar çok hissetmişti ki buna cesaret bile edemedi.
Bahar Serkan'ın karşısına geçip oturdu.Başını kaldırıp bakamıyordu.Çok utanıyordu.Uzun bir sessizlikten sonra 'Benimle evlenir misin?' sözüyle kendine geldi Bahar.Başını kaldırdığında bir de ne görsün?Kırmızı bir kutu içerisinde çok güzel bir yüzük duruyordu.Yüzüğü eline aldı baktı..baktı..Şaşkınlığını dile getirmek için 'Bu ne?' diyebildi.Serkan'da bir kahkaha atıp 'Yüzüüüük' demişti.İkisi birden gülüştüler.Serkan Bahar'a 'Çok güzel gülüyorsun ama sadece bana gül,ben göreyim seni'deyivermişti.Bahar o anda gerçekten sevilmenin,aşkın ne olduğunu iliklerine kadar hissetmişti.Yüzüğü alıp parmağına taktı.Yüzüğüne baktı ve sadece gülümsedi.O gün uzun uzun sohbet ettiler.Artık bundan sonrasına aileleri karar verecekti.Aileler sürekli birbirlerine gidip geliyordu fakat bu sefer farklıydı. Allah'ın emriyle Bahar'ı babasından isteyeceklerdi.
Bahar o gün evin her yerini itinalı bir şekilde temizledi.Akşam onu istemeye geleceklerdi.Çok yorulmuştu ama tatlı telaşı her şeyin üstesinden geliyordu.Akşam olduğunda kalabalık bir şekilde Serkan ve ailesi onu istemeye geldi.Her şey çok güzel başlamıştı.Kahveler içildi söz istemeye gelmişti.O anda Bahar babasının sözlerini duydu ve kafasından aşağıya kaynar sular dökülmüş gibi hissetti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uk'de (Meçhul Araf)
Ficção GeralBelirsizlikten kurtulmak mümkün mü? Evet diye cevap verdiğinizi duyar gibiyim ancak hayatınızın herhangi bir bölümünde bu duyguyu yaşadığınızı ve artık tozlu raflara kaldırdığınızı hissedebiliyorum.Kimse Araf'ta kalmak istemez.Bende hiç bir zaman i...