Hepimiz birden müdürün odasına gitmiştik ve müdür sadece bağırıyordu " ne yapmaya çalışıyorsunuz siz? Okulun bahçesinde olay çıkartarak elinize ne geçecek acaba, bu okulun disiplini benden sorumlu ve siz istediğiniz gibi davranamazsınız burada! Özel okul diye siz her istediğinizi yapabileceğinizi mi sandınız? Ne bu hadsizlik!" diye bağırıyordu. "Hocam abartmıyor musunuz" diye araya girdi Mert . "Ben abartıyorum öyle mi beyefendi? Siz bahçede normal miydiniz peki, siz neyi abartıyordunuz orada bende size soruyum hanginiz cevap verse acaba" deyip bakmaya başladı. "Buldum hanginiz cevap verecek. Seçkin bey siz buyurun, kafanıza ne eserse onu yapıyorsunuz zaten okuldan kaçmalar, olay çıkartmalar bu okul sizin sizden sözü almayalım biz." dedi. Evet şimdide oklar Seçkine dönmüştü belli ki hepimize teker teker gelecek böyle. Neyse ne diyelim bu gün biraz uzun sürecek gerçi sıkıcı derslerden daha iyidir diye düşündü herkes. Seçkin büyük bir sakinlikle "Ben okuldan kaçmadım okuldan çıktım!ve şu an olan olayın da bu kadar büyütülecek bir olay olduğunu düşünmüyorum." dedi ve tüm sakinliğini korurken müdür için bunu diyemezdim. "Siz beni çıldırtmaya mı çalışıyorsunuz! Ne bu disiplinsizlik, ne bu ukalalık. Bu yaptığınız cezasız kalmayacak. Özellikle de senin Sekin. Seni daha önce de uyarmıştım ama dinlemedin tüm dilekçeler doldurulacak ve okuldan üç gün uzaklaştırma alıyorsun" dedi müdür. Uzaklaştırma alıyorsun derken sanki sesi yumuşamıştı ama sadece o cümlede sanırım ne zamandır bunu bekliyordu. Zaten bu gün Salıydı ve bu uzaklaştırmanın sonu hafta sonuna denk geliyordu. Aslında biraz şanslıydı ama siciline işlemese. Seçkin büyük bir sinirle "Bitti mi?" dedi ve müdürün yüz ifadesi o an kahkaha atılasıydı ama herkes kendini tuttu. Müdürün "Bitti! Şimdi çık ve" demesiyle birlikte Seçkin odadan hızlıca çıktı ve gitti. O an sadece altı kişi kalmıştı odada Hande, Defne,İpek ve Burak,Çınar,Mert hepsinin kafasında aynı soru "Bize ne olacak?". Müdür herkesi süzerek bir şeyler düşündü. "Hande sen en başa geç, Burak sende onun yanına. Defne en üçe geç Mert sende onun yanına, İpek sende Çınarla beşe geç." dedi müdür ve bir şeyler ters gitmiş gibi baktı. "Yok böyle olmadı Mert sen İpeğin yanına, Çınar sende Defnenin yanına" dedi ve "Böyle oldu işte" dedi. Aralarında bu duruma en çok sevinen de İpek'ti çünkü mert onun önceden hoşuna gitmişti, neden eşleştiklerini bilmese de bu iyi oldu diye geçirmişti akından. Burak normal bir tavırla "Hocam niye böyle dizildik ki biz şimdi" dedi. Müdür sadece bizleri süzerek tebessüm etti ama aklı bu tebessüm ile ters orantılıydı "Eğer bunlar gerçekte de bu dizilişle arkadaşlık kurarlarsa işte o zaman okul maaf olur" diye geçirdi aklından. İpek bozdu bu sessizliği "Hocam cevap vermeyecek misiniz?" diyerek. Ama müdür hala daha kendi kafasında bir şeyler düşünüyordu. Hande çok umurundaymış gibi "Neyse o zaman biz derse gidelim hocam yok yazılmayız" dedi ve bunu demesiyle beraber herkes ona döndü. Burak fısıltıyla "Gerçekten böyle mi düşünüyorsun? diye sordu, "Hayır tabii ki sadece cezadan kaytarmaya çalışıyorum" diye fısıldadı Hande o an Herkes bir oh çekti. Tabi çınar dışında nedense o sabahtan beri çok az konuşmuştu ve sadece olayları izliyor kimseyle konuşmuyordu. Soğuk bir tipe benziyordu. İpek Hande'yi dürtüp sessizce "Eğer bu Çınar böyle hiç konuşmayan biriyse Defne patlar can sıkıntısından" dedi ve Hande kendini tutamadan sesli bir şekilde güldü. Müdürün bir anda kaşları çatıldı ve "Yeter bu kadar lak lak düşün önüme" dedi, sinirli bir ses tonuyla. Müdür kantin katına çıkmıştı orada kantin ve laboratuvarlar vardı sadece neden buraya gelmiştik ki şimdi diye düşündü herkes. Biyoloji laboratuvarının önüne geldiğimizde müdür Hande ve Burak'a dönüp "Siz içeride beni bekleyin" dedi ve yürümeye devam etti. Fizik laboratuvarına geldiğimizde ise Defne ve Çınara aynısını dedi "Sizde beni burada bekliyorsunuz." ve son laboratuvar Kimya laboratuvarı ora da İpek ve Mert'e kalmıştı "Sizde burada bekleyin. Sakın bir yere gitmeye kalkma Mert" dedi müdür. Şaşkın gözlerle İpek Mert'e baktı neden kimseye demediğini ona demişti ki diye düşündü. herkesin kafasında aynı soru vardı. "Şimdi ne olacak?".
}Lütfen bölümümüzü oylamayı unutmayın:) ınstagram: karanlıktakiyonca
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK
Teen FictionBelki sonu kötü bitecekti, ya da çok güzel bitecekti bunu bilemeyiz ama düşünmedik de. Ne zaman mı düşüneceğiz? Hiçbir zaman. Herkes dört yaprağın şansına inanıyorken biz üç yaprak kalmıştık. Sadece üç kişi... Her şeyin kötü gideceğine o kadar...