"İşte başlıyoruz." Kagura daha şimdiden tek olmaktan korkmuştu. Etrafında sadece ağaçlar ve kayalar vardı.
Fynoco krallığının haritası elinde duruyordu. İlk defa kendi ülkesi dışına çıkmıştı. Buraları hiç bilmiyordu. Neyin zararlı, neyin zararsız olduğunu bilmiyordu. Daha da kötüsü bu ormanda nelerin yaşadığını bilmiyordu.
"Umarım bir şeyle karşılaşmam."
İçinden şarkılar söyleyerek, koyunlar sayarak saatlerce yürümüştü. Artık yorgunluk ve açlık tüm bedenini sardığı zaman kamp kurma düşüncesi fazlasıyla cazip geliyordu.
Uygun bir alan bulduktan sonra kampını kurdu. Hava soğuk değildi o yüzden ateş yapma gereği duymamıştı. Zaten etraftaki yaratıklar ateş görürse gelme ihtimali olduğundan bu düşünceyi çoktan kafasından silip atmıştı.
Yanında yetirdiği atıştırmalıklardan biraz yiyerek karnını doyurdu. Korkarakta olsa ıssız karanlıkta bolca dua ile gözlerini uyku için kapattı.
-----------------------------------------------------------
Miya kral Lancelot'un, Guinevere'e geri teslim etmesi için verdiği kolyeye bakıyordu.
"Guinevere bu kolyeyi çok seviyor. Düşürdüğünü nasıl fark etmedi acaba?" diye sordu Alucard.
"Emin değilim, sanırım Kagura'yla meşgul olduğu için fark edemedi." diye söyledi. "Sahi, Kagura'yı gördün mü hiç? En son saraydan çıkarken görüşmüştük."
Alucard Miya'ya yalan konuşmayı sevmediği için her şeyi, kulede olan detaylara kadar anlattı.
"Gitmesine nasıl izin verirsin Alucard? Ah, sana inanamıyorum. Ruby meselesini sonra konuşacağız ama şu an öncelik Kagura'da. Ya başına bir iş geldiyse?"
"Aslında Ruby, bunun Kagura'nın kaderi olduğunu söyledi."
"Bu hiç bir şeyi değiştirmez. Ya kaderinde ölmek varsa?" Miya fazla endişeliydi ve bunun için haklıydı. "Onunla bir şekilde iletişim kurmamız lazım."
Alucard biraz düşündükten sonra Parsha aklına geldi. "Belki Parsha mesaj yollamamız için yardımcı olabilir."
"Bu güzel bir fikir, bir sürü kuşa bakıyordu değil mi? Belki birisini haberci olarak bize verebilir."
Dar sokakta yürürlerken çoktan Guinevere'in evine varmışlardı.
"Sen verip gel. Burada bekliyorum." Alucard duvara yaslanıp beklemeye başladı.
-----------------------------------------------------------
"Efendim, bir kaç org ormanda hiç görmedikleri birine rastladığını söylüyor." Vexana az önce aldığı haberi Hayabusa'ya bildiriyordu.
"Demek öyle, ne hoş."
"Anlamadım, efendim?"
"Şöyle ki Vex, Kara Çiçek bitkisini vermediğim için böyle bir işe kalkışacaklarını biliyordum. Muhtemelen Mestia ülkesinden gizlice sızmaya çalışan birisi." Sonra biraz düşündü ve sordu. "Daha nereye kadar gelmiş?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜK DEĞİŞİM
Fanfiction*Mobile legends karakterinden (sadece karakterlere) esinlenilmiştir.* *Büyü olayı yok.* *Hikayeler bir değil.*