21. Bölüm

96 11 8
                                    

Saatler birbirini kovalasa da günler geçiyor gibi gözükmüyordu. İki günü zar zor atlatan Kagura üçüncü gün neredeyse Fynoko'ya giderken Alucard tarafından yakalanmıştı. Şimdi ise iki arkadaş bir kafede oturmuş, güneşten saklanmaya çalışıyordu.

"Aklında ne vardı?"

"Hiç, sadece gitmek istedim."

"Tanrım, neden sürekli sana göz kulak olmak zorundayım ki?"

"Buna mecbur değilsin."

"Hayabusa ilginçtir ki seni bana emanet etti."

"Benim bundan haberim yok?"

"Her şeyi birbirinize haber veriyor musunuz?"

"Çoğu zaman."

"Ne sıkıcı." Alucard önünde duran limonatadan bir yudum daha aldı. "Yakında gelir."

"Beklemek sıkıcı."

"Bir kez olsun yerinde dur Kagura." Alucard gözlerini Kagura'nın gözlerine dikti.

"Sinirli bakmaya çalışıyorsan bilgin olsun, işe yaramıyor."

---------------------------------------------------------

"Sence ne kadar sürecek işinin bitmesi?" Odette merakla Lancelot'a bakıyordu.

"Emin değilim. Koca bir ülkeden bahsediyoruz. Üstelik pas, rutubet ve çöküntü dolu bir ülkeden. Metsia'da bulunun neredeyse bütün mimar ve işçileri oraya gönderdim."

"Hayal bile edemezdim." dedi Odette. "Hayabusa'nın bu denli değişeceğini."

"İki yıl." dedi Lancelot.

"Anlamadım?" diye cevap verdi Odette.

"En az iki yıl sürer. En fazla ise altı."

"Bu çok uzun bir süre."

"Eh, dediğim gibi, koca şehirden bahsediyoruz."

"Önemli olan bu süre zarfında Kagura'ya göz kulak olmak gibime geliyor."

"Hanabi, Miya ve Alucard bunu halleder. En kötü ihtimalle Ruby ile konuşacağım. Sur kapılarını Kagura için açmasın diye."

Odette anlayışla başını salladı. "Zor yıllar bizi bekliyor o halde."

----------------------------------------------------------
(Bir ay sonra)

"Ona bir şey oldu." dedi Kagura. "Beni bu kadar habersiz bırakmazdı."

"Koca krala ne olabilir Kagura. Kendine gelir misin artık?" Hanabi her zamanki gibi Kagura'yı sakinleştirmeye çalışıyordu.

"O zaman benden vaz geçti. Başka açıklaması yok bunun Hanabi."

Hanabi avucunun içiyle kendi alnına vurdu. "Sabır."

"Eminiz bir haber gelecektir. Sen yazdın mı hiç?" Hanzo konuya dahil oldu.

"Hem de defalarca yazdım. Hiç birine geri dönüş yapmadı Hanzo. Benim oraya gitmekten başka çarem kalmadı beni anlıyor musunuz?" daha sonra da gözleri dolan kız masadan kalktı ve odasına geçti.

Hanabi mutsuzca kafasını kaldırıp Hanzo'ya baktı. Hemen sonra da Hanzo sevgilisinin yanına oturdu.

"Ben ne yapacağım?" sesi o kadar çaresizdi ki titreyerek çıktı.

"Sen değil, biz yapacağız."

"Bir süre sonra onu bağlasak bile yerinde durmayıp gidecek." dedi Hanabi kısık sesle. "Başından beri o aptal krala güvenmemekte haklıydım. Gitti ve arkadaşımı kalbi kırık bir şekilde ortada bıraktı. Görmüyor musun? Tam bir aydır aralıksız ağlıyor ve susmuyor. En kötüsü de elimden bir şey gelmiyor oluşu."

BÜYÜK DEĞİŞİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin