9. Bölüm

1.1K 134 60
                                    

Uzun sayılacak bir ardan sonra sonunda yeni bölüm*-*

"Önce saat yönünde 7 tur sonra saat yönünün tersinde 1 tur neyi yapamıyorsun anlamıyorum."
Jeno'nun elinden kepçeyi alırken söylendi Jaemin. Krizinden sonra 2 hafta geçmişti ve o iki haftada Jaemin Jeno'yu evine daha çok davet eder olmuştu. Şimdi ise ailesi olmadığında yapabilsin diye ona bir yemek tarifini öğretmeye çalışıyordu.

Jeno oflayıp kollarını bağladı "Yaşayan ölüm iksiri yapmıyorum ya aynı yönde karıştırsam ne oluyormuş?" diye huysuzca sordu.
Jaemin cekmeceden aldığı bir kaşık ile çorbanın tadına baktı ve daha sonra bir kaşık da Jeno'ya verdi.
Jeno aynı kaşığı kullandıkları ayrıntısına dikkat etmemeye çalışarak yemeğin damağında kalan tadına odaklandı.

"Sanki biraz şey," dedi ağzını şapırdatar "yanmak üzereymiş gibi."
Jaemin olumlu anlamda başını salladı ve ateşi kısıp saat yönünde 7 kere ters yönde de bir kere karıştırmaya devam etti.
Jaemin haklı olduğunu bildiği konularda böbürlenmiyordu ama Jeno nedense Jaemin'e karşı yanılmaktan büyük keyif duyuyordu.
Bu gün ise önlüğün Jaemin'e daha çok yakıştığına karar vermişti gerçi Jeno da güzel temizlik yapardı.
Tezgaha yaslanırken Jaemin'in gittikçe yumuşayan yüz ifadelerini izledi, ders çalışırken genelde çok sinirli ve ciddi olurdu ama yemek yaparken hiç de öyle görünmüyordu.

Jeno bu iki hafta içinde az çok Jaemin'in nelerden hoşlandığını anlamıştı ve nelerden nefret ettiğini.
Ailesi neredeyse hiçbir zaman eve gelmiyorlardı ve Jaemin hizmetliler ile duygusal ilişki kuramıyordu bu konunun onu çok üzdüğü belliydi çünlü ne zaman hizmetlilerden birisi ona 'efendim' dese yüzünü ekşitiyordu.
Onun dışında okuldaki grup ile de yakın olmadığını anlamıştı Jeno, hatta Jaemin'in okul dışında görüştüğü tek kişinin de kendisi olduğunu düşünüyordu.

"Jeno-ah~ " diye seslendi Jaemin, Jeno onu izlerken dalmıştı. "Salata yapabilir misin? Yemek pişti neredeyse."
Jeno Jaemin'in gülümseyen yüzünde bir süre daha takılı kaldı ve salatayı yapmak üzere malzemeleri toplamaya başladı.
Bazen Jaemin ona öyle sesleniyordu ki unuttuğu anılarını anımsar gibi oluyordu, sanki geçmiş yaşamı onu sarmalıyor gibi.

Jaemin'in çevresinde olmak özellikle de Jaemin kendisi gibi davranıyorsa içini çok büyük bir huzur ile kaplıyordu, bu tanıdık his bazen Jaemin'e koşup sarılmak istemesine neden oluyordu.
Jaemin hakkında bu kadar farklı ne vardı hiç bilmiyordu ama böyle anları yaşayabildiği kadar uzun yaşamak istiyordu.
"Onun ile nasıl?" diye sordu Jaemin ocağın altını kapatırken.
Jeno huzurlu ortamlarının dağıldığını hissediyordu.

Jaemin iki hafta boyunca isim kullanmamaya dikkat ederken Mark ve Haechan ikilisinin taze ilişkilerini soruyordu Jeno'ya.
Jeno Jaemin'e bakmadan omuz silkti "Gayet mutlular" dedi "Bu gün sinemaya gideceklerdi."
Jaemin anlarcasına kafasını salladı morali bozulmuştu, okuldaki donuk suratına nazaran evde yüz ifadeleri okunabiliyordu.
"Beni de davet ettiler." dedi Jeno göz ucu ile Jaemin'e bakarak Jaemin de ona bakıyordu.
"Neden gitmedin?" diye sordu merakla.

Jeno gülümsedi ve Jaemin'in gözlerini kapatan kahkülünü düzeltti.
"Senin ile olmayı tercih ettim." dedi ve elini Jaemin'in saçından çekip işine tekrar odaklandı.
Aslında Jaemin bir tercih bile değildi, gün boyu Jaemin ile geçireceği zamanı sabırsızlıkla beklerken dakikaları sayar olduğunu fark etmişti Jeno.

Jaemin Jeno işini bitirene kadar onu izledi, roller değişmişti yine bu sefer Jaemin ondan gözünü ayıramıyordu.
.
.
"Hangi filmi seçtin?" diye sordu Jeno çerezleri getirirken. Yemekten sonra film izlemeye karar vermişlerdi ve Jeno'nun ailesi evde olmadığından -bu iki haftada sadece 2 gün görebilmişti onları- Jeno Jaemin'in evinde kalmaya karar vermişti.
Gerçi evden çok saray falandı ama vakitlerini Jaemin'in odasında geçiriyorlardı.

Jaemin dvd'yi Jeno'ya gösterdi, Sprited Away adlı Ghibli animasyonunu izleyeceklerdi.
Jeno battaniyenin için girip çerez tabaklarını elinde tutarak Jaemin'in filmi açıp ışığı söndürmesini bekledi.
Jaemin de  sonunda battaniyenin içine girdiğinde kendilerini rahat yastıklara bıraktılar. Bir saat sonra çerezler bitmişti,Jeno pür dikkat filmi izlerken Jaemin'in battaniyenin içinden ona yaklaştığını fark etmedi.

Jaemin uykulu bir şekilde Jeno'nun elini tutup başını omzuna koydu ve Jeno'nun boynunda derin bir nefes aldı.
Jeno taş kesilirken Jaemin gülümsedi
"Keşke hep burada kalsan Jeno-ah" dedi "O zaman her şey daha kolay olurdu."
Jaemin uykuya dalarken Jeno da başını onun başının üzerine koydu. Ne demek istediğini biliyordu birlikte geçirdikleri bu zaman bir çeşit uyuşturucu gibiydi hiçbir şeyi umursamıyorlardı sadece bu zamanın içinde kalmaya devam etmek istiyorlardı.

Okul, aile ve model olmanın verdiği stres Jaemin'i mükemmel olaya takıntılı hale getirmişti.
Bu durum Jaemin'i kötü etkiliyordu özellikle de midesini ama Jeno varken sadece sevdiği şeylere odaklanabiliyordu zarar gören hiçbir şey olmuyordu ve gidip kusmuyordu.

Jeno Jaemin için çölde suya ihtiyaç duyan bir insana verilen bir bardan su gibiydi.

Geçici ama ferahlatıcı bir etkiye sahipti sonra yine ihtiyaç duyacağını bildiği ama azar azar tüketmezse tamamen kaybedeceğini düşündüğü bir şeydi.

Jeno'ya bencilce ihtiyacı vardı ve Jeno bundan hiç de şikayetçi görünmüyordu.

Yorum ve Vote isterimmm~ bebişlerimi yumoş yumoş daha çok seviyorum.

||How Dare You?|| [Nomin/Jaeno]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin