22. Bölüm

924 100 118
                                    

Finale son 4 >~< heyecanlıyım>~<
Lee Jeno, her gün başka şekilde beni öldürmezsen çok mutlu olurum saygılar.

'Na grupların veliahtı Na Jaemin'in gayri meşru bir çocuk olduğu konusunda Bay Na henüz bir açıklama yapmadı. Buna rağmen Na Jaemin ile anlaşması olan bir çok ajans anlaşmalarını fesh etme niyetinde. Hiç bir taraftan net bir bilgi gelmediği için her şey bir dedikodu olarak adlandırılsa da bu Na grupların imajında bir leke olrak kalacak gibi görünüyor. Yeni gelişmelerden haberdar olmak için beklemede kalın.'

Jaemin sıkıntılı bir nefes alıp telefonunu kapattı ve cebine koydu.
3 gündür gündemde kendisi vardı ve babası herhangi bir açıklama yapana kadar da böyle kalacak gibi duruyordu.

Doyoung ile yaptığı konuşmadan sonra bir kaç kere Mark'a ulaşmaya çalışmış olsa da başaramamıştı. Zaten sonrasında patlak veren olay ile annesinin aşağılamaları ve babasının gönderdiği insanların sorugaları ile uğraşmak zorunda kalmıştı.

Hoş şu sıralar ortalıkta görünmese daha iyiydi ama Mark'ı uyarması gerektiği hakkındaki düşünce beynini kemirip dururken evde öylece oturmak oldukça zordu.

Jaemin okulun zil sesini duyunca duvar kenarına iyice gizlenip Mark'ın tanıdık simasını görmeyi bekledi.
Doyoung ne kadar 3 gündür Jaemin'in haberleri ile uğraşıyor olsa da aklının bir köşesinde Haechan planının harekete geçmek için beklediğini biliyordu.

Jaemin sabırsızlıkla ayağını yere vurarak yanından gelip geçen öğrenciler kim olduğunu anlamasın diye şapkasını yüzüne indirdi.

Mark'ı tek başına okulun merdivenlerinden inerken görünce de
hızlı adımlarla gence ilerleyip kolundan tuttuğu gibi alelacele okulun dışına çıkarttı.

Okuldan uzaklaşırlarken Mark kolunun sertçe tutulmasından rahatsız bir şekilde "Tanrım." diye tısladı "Sen kimsin? Bırak kolumu."

Jaemin gencin sızlanmalarından dolayı hızla insanların azınlıkta olduğu bir yola sapıp Mark'ı kolundan savurarak duvara itekledi.

"Dostum, biraz sakin olabilir misin?" diye tersledi Mark, duvara çarpmadan önce kendini frenleyebilmişti.

Jaemin sabırsılık ile şapkasını çıkarıp keskin bakışlarını Mark'a yöneltti.

Genç adamın kaşları görmeyi beklemediği sima ile çatılırken
" Jaemin? Sen niye buradasın?" diye sordu hayretle. " Her yer gazeteci kaynıyor canına mı susadın?"

Jaemin genç adamın endişe içeren sorusuna alayla gülümseyip "Ne o?" diye sordu "Benim için mi endişeleniyorsun?"

Mark derin bir nefes alıp gözlerini kaçırdı.
"Kapa çeneni."

Jaemin genç adamın hareketine kısaca gülümseyip "Merak etme." dedi "Çok kalmayacağım zaten."

"Niye burdasın?" Mark sorusunu meraklı bir tonda tekrarlayınca Jaemin bir süre şakaklarını ovuşturup ciddi olduğunu göstermek için sırtını dikleştirdi.

"Bak, bana ne kadar inanırsın ya da onca şeyden sonra inanır mısın  bilmiyorum ama Donghyuck zarar görebilir."

Mark'ın elleri yumruk olurken "Bu da ne demek şimdi?" diye sordu öfkeli bir tavırla.

Jaemin gözlerini etrafta gezdirip tekrar genç adamınkiler ile buluşturdu. "Sorun ben ve Doyoung hyung ile ilgili ama bir şekilde Donghyuck'a da sıçradı." dedi telaşla "Ayrıntısı önemli değil sen ona her saniye göz kulak ol yeter."

Mark bir süre şüphe ile Jaemin'i süzdü. Ona inanması ne kadar doğruydu ki? Güvenebilir miydi?
Yine de Jaemin hakkındaki haberlerin öylesine çıkacağını sanmıyordu, bu kendisinin de bilmediği bir şeydi sonuçta. Jaemin boyundan büyük işlerle uğraşıyor gibi duruyordu ancak onca gazeteci ile karşılaşma riskini alarak buraya gelmişti. Bu bir şey ifade etmeliydi değil mi?

||How Dare You?|| [Nomin/Jaeno]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin