10. Bölüm

1.1K 132 68
                                    

Lütfen medya ile okuyun

"Gördünüz mü?" Haechan dergiyi Mark ve Jeno'nun burnunun ucunda tutarak salladı. "Nasıl da iyi çocuğu oynuyor! Nasıl da yalan söylüyor."dedi.

Sınav haftası olduğundan herkes ders çalışıyordu ve sınıftan buhar çıkacak gibi duruyordu. Jeno isteksizce Haechan'ın gösterdiği dergiyi aldı ve röportajı okumaya başladı. Röportaj Jaemin'in yakın zamanda modelliğini yaptığı marka ile ilgiliydi ve Jeno Jaemin'in sorulara verdiği yanıtları oldukça profesyonel bulmuştu. Tabi Haechan'ın bahsettiği kısımlar onlar değildi. Jeno kaşlarını çatıp asıl yeri okumaya başladı.

- "Herkes merak ediyor. Acaba nasıl zayıf kalıyorsunuz Jaemin shi? Özel bir diyet programınız var ise bize bir kaç ip ucu verebilir misiniz?" diye soruyordu kadın.

- " Ah,hayır. Aslında bakarsanız yiyip kilo almayanlardanım. Haftada bir iki kez spora gidiyorum tabi ama inanın özel bir program uygulamıyorum." diye cevaplıyordu Jaemin.

Haechan Jeno ile birlikte aynı yeri Jeno'nun omzundan bakarak sesli bir şekilde okumuştu. Tabi sınıfı düşünecek olursak sadece Jeno,Mark ve Haechan'ın duyacağı bir fısıltı idi bu ses.
"Resmen yalan söylüyor. Herkes de ona inanıyor. Neden inanıyorlar ki?" diye huysuzca sordu Haechan somurtarak. Mark sevgilisine bakıp gülümsedi ve matemetik testi ile ilgilenmeye döndü.

"Devamında ne söylediğine baksana!" dedi Haechan Jeno'nun omzuna yüklenerek.
Jeno sıkıntı ile okumaya devam etti.
-"Bu popülariteniz okul hayatınızı nasıl etkiliyor Jaemin shi? Arkadaşlık en önemlisi de romantik hayatınız da notlarınız ve iş hayatınız kadar iyi mi? Bendeniz ve genç hanımlar bunu merak ediyor. Kalbiniz boş mu?"
Diye soruyordu kadın.

Jaemin ise şöyle cevaplıyordu:
- "Herkes tarafından çokça sevildiğimi ve arkadaş edinmekte hiç sıkıntı yaşamadığımı söylemeliyim. Bazen bu sevgiyi hak etmediğime inanıyorum. Genç hanımlar için kalbimin karışık olduğunu söyleyebilirim ama her an bir şeyler olabilir tabiki."

Haechan göz devirip "Sevgiymiş" diye tısladı "Onu isteyerek sevecek tek bir insan tanımıyorum ben."
Jeno dudaklarını ısırıp sırasına geçen Haechan'a bakmamaya çalıştı. Dergiyi çantasına koyarken saatin biplemesi ile saatin 18.00 olduğunu gördü. Jaemin ile resim odasında buluşmak içib anlaşmışlardı.

Jeno çantasını hızlıca toparlayıp fizik hocasını bulması gerektiğine dair bir şeyler geveledi Mark ve Haechan'a daha sonra ise sınıftan çıktı ve resim odasının yolunu tuttu.
.
.
.

Jeno kapıyı tıklatıp Jaemin'in onun için kapıyı açmasını bekledi.
Öğretmenler ne zama. Istese Jaemin'e sorgusuz sualsiz resim odasının anahtarını veriyorlardı. Bu sayede içerden kitledikleri resim odasında Jaemin ve Jeno kimseye gördünmeden huzurlu bir iki saat geçirebiliyorlardı.  Kilitten çıkan tıkırtılardan sonra kapı Jeno'nun geçebileceği kadar aralandı ve Jeno o aralıktan sıyrılıp odaya girdi. Jaemin kapıyı tekrar kilitleyip gülümseyerek Jeno'ya baktı.

"Selam" dedi Jeno sakin bir ses ve yüzünde gülümseme ile.
"Selam." diye cevap verdi Jaemin ona.
Bir süre sadece ayakta kalıp birbirlerine gülümsediler. Daha sonra bu durumu bozan Jaemin oldu.
"Geçen akşam yeni bir tarif denedim." dedi gözlerinin içi parlıyordu. Hemen duvarın altına serdiği battaniyenin üzerine yerleşti ve çantasın şeffaf bir saklama kabı çıkardı. Gerçi içine yerleştirilen peçetelerden kabın içinde ne var anlaşılmıyordu.

Jeno da çantasını battaniyenin üzerine koyup kendisi de oturdu. Jaemin sevinçle saklama kabını açtı ve içi deki kurabiyeleri Jeno'ya gösterdi.
Kapağın açılması ile etrafa yayılan portakal ve tarçın kokusu ile kendinden geçen Jeno bir kurabiyeyi alıp acele bir şekilde ısırdı.
Jaemin beklenti ile Jeno'nun mimiklerini izliyordu, Jeno ise tek kelime ile mest olmuştu.

"Aşçılığına bayılıyorum." dedi Jeno gözleri kapalı bir şekilde. "Bazen dünyadaki en güzel tatları senin sayende tadıyor gibi hissediyorum."
Jaemin rahatlamış bir yüz ifadesi ile duvara yaslandı.
Jeno kurabiyesini ağzı ile tutup çantasından bir termos çıkardı.
Jaemin ondan çay getirmesini istemişti ve iyice sardığı bu termos sayesinde Jeno başarılı bir şekilde sıcak bir çay getirdiğini düşünüyordu.

"Bunu annem yaptı." dedi Jeno çayı karton bardağa boşaltırken "Benim yaptığım fazla baharatlı olmuştu bu yüzden annemden yeni bir tane yapmasını rica ettim." 
Jeno gülümseyerek Jaemin'e çayını uzattı.

Jaemin kısaca teşekkür edip önce çayın baharatlı kokusunu içine çekti daha sonra ise sıcak sıvının boğazından akışı ile mest olma sırası Jaemin'e geçmişti.
"Bu çok güzel olmuş." dedi yarı kapalı gözlerle sersem gibi gülümsüyordu.
"Ama senin yaptığın bir çayı içmeyi isterdim."
Jeno mahçupça gülümsedi ve çayını yudumlayıp kurabiyesini yemeye devam etti.
.
.
"Herkes röportajı konuşuyor." dedi Jeno huzurlu bir atıştırmanın ardından.

Jaemin duvara yasladığı kafasını Jeno'ye çevirdi.
"Umrumda değiller." dedi. "Ne düşündükleri zerre umrumda değil."
Jeno yaslandığı yerden doğrulup Jaemin'in yumruk yaptığı elini avuçları içerisine aldı.
"Ben de umursamıyorum Jaemin-ah." diye fısıldadı.
"Benim ile paylaştığın bu yanına hayran olmak ile o kadar meşgulum ki diğerlerinin söylediklerine sağır oluyorum. Bu yanını çok seviyorum, içtenlikle seviyorum."

Jaemin Jeno'nun parlayan gözlerine baktı. Kendini, gerçek benliğini sunabildiği tek insandı Jeno ve o bunu içtenlikle seviyordu. Bu yeterliydi, karma karışık olmuş kalbine bu yeterliydi.

"Senden hoşlanıyorum." dedi Jaemin birden ve Jeno'ya biraz yaklaştı, Jeno şaşkınlıkla donakalmıştı.
"Bana bakışından, gülümseyişinden, beni ama sadece beni görebilmenden, benim için endişelenmenden, sana yemek yapma isteğime engel olamamaktan çok hoşlanıyorum." Yutkunup devam etti.

"Biliyorum, zor bir ilişki olacak ve evet gizli kalması gerekiyor. Evet, sorunlu bir hayatım ve güvenilmez bir kişiliğim var ama kendimi sana teslim edebilirim. Senden içtenlikle ve çok fazla hoşlanıyorum Jeno-ah."
Jaemin sonlara doğru kızarmış ve ona tükenmez bir ilgi ile bakan Jeno'dan gözlerini kaçırmak zorunda kalmıştı.

Jeno Jaemin'in yüzüne yaklaşıp Jaemin'in ismini fısıldadı.

Bu fısıltı ikisinin kulakları içinde yabancı ve tatlıydı. Jaemin göz kapakları titreşerek eğdiği yüzünü Jeno'nun yüzüne doğru kaldırdı.

Jeno bir süre sadece Jaemin'in gözlerine baktı, orada kaybolmayı ne de çok istiyordu, daha sonra yavaşça dudaklarını birleştirdi.

Öpüşmeleri sıcaktı, kapağı açık kalmış termostan çıkan buhar da öyle.

Oda portakal ve tarçın kokuyordu biraz da baharat ve sevgi.

Dışarıda yılın ilk kar taneleri düşüyordu Jaemin ile Jeno ise ait hissediyorlardı, bu yumuşak öpüşmeye.

Keyifli okumalar~

||How Dare You?|| [Nomin/Jaeno]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin