20: Başlangıçlar

26 5 3
                                    

20. Bölüm:

Fatma'ların ahşap mutfak kapısının pervazına sırtımı yaslamış annemi izliyordum. Siyah uzun elbisesinin kollarını kıvırırken, "hayırdır, bir telaşlı geldiniz," diye konuştu. Fatma, duvara monteli yeşil renk mutfak dolabından çıkardığı pirinç kavanozuyla bana baktı. Ardından anneme döndü, "yok Serpil abla. Sen yanlış anlamışsın bizi," dedi ve yapay bir gülümsemeyle annemdeki sorgucu hali silmek istedi. Bu tabii ki mümkün değildi, annem yalanımı yakaladığı zaman sinsi bir durgunlukla yaklaşırdı ta ki ben gerçeği söylene kadar. Telaşla geldiğim doğruydu. Annem, Dilek ablanın ricasıyla Fatma'lara yemek yapmak için evden çıkarken bizimle rastlamıştı. Birlikte eve geçmiştik. Annem bana baktı ve hala çıkarmadığım montumu ve çantamı süzdü. "Kızım çıkarsana üstünü," dedi, Fatma'ya baktı ve elindeki kavanozu aldı. Ağzını açarken, "Kızım sen şuna kıyafet ver," dedi Fatma'ya itafen. Fatma başını salladı, yanıma gelerek beni kolumdan tutup hızla odasına götürdü. Kapıyı kapattı. "neden tuhaf davranıyorsun?" Çantamı çıkarttım ve yatağın ucuna attım. "Neden acaba? Yalanımı, her şeyi bildiği için," dedim ve yatağa oturdum. Montun fermuarını indirdim. "ben annemle konuşamam şu an," dedim. Fatma iç çekti. İki elini beline sararak, "sakin ol, hem gayet sakin annen şu an," dedi. Oflayarak iki elimle yüzümü kapattım. "hayır," diye hormurdandım ve yavaşça elimi indirdim yüzümden. "sakin değil, tanıyorum ben onu!" Fatma, ellerini indirdi, "dur, rahat bi' şeyler vereyim sana," dedi ve dolabına yöneldi. Pembe renk bir eşofman altı ve siyah renkte bir üst alarak yatağa bıraktı. Montumu çıkarttım. Fatma, "Serpil ablanın yanına kaçayım ben, giyinip gelirsin," dedi ve yanımdan gitti. Hızla giyindikten sonra annemin yanına gittim. Mutfağı pirinç pilavının kokusu sarmıştı. Annem, beni görünce, "Şükür, giyinebilmişsin," dediğinde üzerime kısa gelen üstü çekiştirdim. "Deneme başımı ağrıttı." Annem, "iyi bari. O ağrıtsın başını," dedi ve tezgaha yöneldi. "ben öğrendim mutfağı siz çıkın." Fatma, "tamam, bir şey lazım olursa bana dersin," dedi ve birlikte mutfaktan çıktık. Salonda koltuğa oturdum ve bacaklarımı kırıp kendime çektim. Gerginliğimi atmak amaçlı tırnak etimi dişlerimin arasına aldım. Fatma hızla elime vurdu, vuruşun etkisiyle elim aşağı indi. "yapma şunu," dedi. "Ne yapsam? Gidip diyeyim," dedim ve kalkmak için hareketlenince Fatma omzumdan tutup beni durdurdu. "Nida, salak mısın? Şu an bir sorun yok, daha rahat bir zamanda konuş." Telefonundan gelen bildirim sesiyle heyecanla telefonu eline aldı. "Deneme sonuçları!" dedi ve heyecanla ayaklarını koltuğa çıkardı. "Ne?" diyerek elimi saçıma koydum. "Bakma!" Fatma, bana baktı. "saçmalama, ne zaman bakacağız?" dedi, parmağı PDF'i açmak için ekrana yaklaştığında elinden çektim ve arkama sakladım. "olmaz!" Fatma elinin ani boşluğuyla kaşlarını çattı. "manyak mısın, eninde sonunda öğreneceksin." dedi. Elini sırtıma uzattı ve telefonu hızla çekti. "Manyak seni!" dedi ve telefonu açıp baktı. Ekrandaki uzun listeyi yakınlaştırdı. İlk sütundaki isimle heyecanla ayaklandı. "Ne yazıyor," diyerek telefonu bana çevirdi. Ellerini salladığında ekran sabitlenmiyordu. Bileğinden tuttum, "bir düzgün dur!" diye kızdım ve telefona yaklaştım. Fatma Günarı. Gözlerim sevinçle parladı. "Sensin!" diye bağırdım. Fatma, "ne, ben mi?" diyerek telefonu kendine çevirdi. Ayakları parkede tepindi, "evet, evet, evet!" diye bağırdı. Heyecanla bana sarıldığında kollarımı sımsıkı bir şekilde ona sardım. "Başardın!"

"Ne oluyor kızlar?"

Annemin sesiyle hızla ayrıldık. Sevincin etkisiyle aceleyle, "Fatma..." diyerek Fatma'nın denemede birinci olacağını söyleyecektim ki Fatma söylememe izin vermeden cümlemi kesti. "Sınavlar ertelendi de. Ona sevindik." Annem elindeki ıslak ve çıkan buhardan sıcak olduğu anlaşılan tahta kaşığını sallayarak, "hey gidi... ben de bir şey oldu sandım, az akıl devrişip durun," dedi ve yanımızdan gitti. Kaşlarımı çattım. "Neden söylemedin?" diyerek Fatma'ya baktım. Fatma omuz silkti. "Ne bileyim, baskı olur sana diye düşündüm." Gözlerimi devirdim. "Fatma, saçmalama."

2630. SokakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin