"Çocukluk evimin bir köşesine yerleşmiş kahverengi bir piyano. O anı hatırlıyorum, benden çok daha uzundu bana rehberlik eden kahverengi piyano. Sana saygı duyuyordum, seni özlüyordum sana küçük parmağım ile dokunduğumda 'Çok iyi hissediyorum anne, çok iyi hissediyorum'
Parmaklarım nereye vardıysa o tuşa bastım."
.....
Tedirgince parmaklarım arasında çevirdiğim telefonun dakika başı ekran ışığını açarak gelen mesaj ve görüldü var mı diye kontrol edip duruyordum. Fakat ilk defa bu kadar uzun süre engel yemiştim. Attığım mesajların hiç birini görmemiş o son konuşmadan sonra okula daha gelmemişti. Endişeleniyordum. Zaten beni sürekli endişelendiriyordu ama şimdi daha çok endişeleniyordum.
Evine mi gitmeliydim?
Lanet olası o evde bir şeyler olduğunu biliyordum. Orada ne yaşanıyorsa onu... onu çok kötü etkiliyordu. Okula geldiği her vakit gözaltları daha çok morarmış oluyordu. Onu o şekilde görmek kalbime bir ağırlık çöktürüp duruyordu.
"Gitmeliyim belkide..."
Derin bir nefes bırakırken oturduğum yerde sabırsızca hareket eden ayaklarımı sertçe yere vurarak ayağa kalktım. Gitmeliydim. Bir yardıma ihtiyacı olabilirdi. Hayatını daha fazla söndürmesini sessizce izleyemezdim. O gece, onu ilk gördüğüm o gece sessiz kaldığım için yeterince pişmanlık çekiyordum zaten. Bir kez sessiz kalamazdım.
Elimden geleni yapmalıydım ve şimdi o eve gideceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tear |myg| [Tamamlandı]
Teen Fiction"Aynı hayali kurmuş olsakta o hayal, hayal olarak kaldı sonunda. Kalbim zaten paramparça, yakıp küle çevir. Böylelikle ne acı ne pişmanlık, hiç biri geriye kalmasın."