~0.4~

2.6K 316 183
                                    

'Iida'

°~•~°

Kaminari ve Midoriya birbirlerine baktılar. Silah sesi yüzünden ikisinin de kalp ritimleri bozulmuş, korkmaya başlamışlardı.

"Silah sesi!? İçerden mi geldi?" dedi Midoriya kendini toparlamaya çalışarak. Kaminari titreyen dudakları yüzünden cevap veremediği için sadece başını salladı. O anda içeriden bir kız çığlığı yükseldi.

"Gidelim!"

Kaminari bunu dedikten sonra içeri girdiler ve koşar adımlarla aşağı indiler. Kapının önüne geldiklerinde Midoriya kulpu indirmeye çalıştı fakat kilitliydi.

Yeşil saçlı sarışına bakmak için arkasını döndü.

"Kilit- siktir!"

Sarışın ortalıkta yoktu ve Midoriya etrafın karanlık olduğunu yeni fark etti. Koridoru aydınlatan tek şey bodruma açılan kapının alttan sızan loş ışığıydı.

"Kaminari?" dedi biraz korkakça bir ses tonuyla. Eğer Kaminari kaybolduysa onu tek başına arayamazdı. Bu aptalca bir davranış olurdu. En iyisi içeride birinin olup olmadığını öğrenmekti. Kapıya sertçe vurup bağırmaya başladı.

"Hey! Kimse yok mu!? Kapıyı açın!"

En sonunda kapının ardından boğuk bir ses geldi.

"M-Midoriya-kun! Bu sen misin?"

Midoriya sesin sahibini hemen tanıdı.

"Iida-kun, benim Midoriya! Kapıyı açın."
"O-Olmaz..."
"Ne? Delirdin mi sen?"

"Midoriya-kun, de-dediklerimi dikkatle dinle. Birisi Yaoyorozu'yu lavabodayken silahla yaraladı. Hâlâ yaşıyor, fakat fazla zamanımız yok! Çabuk ol ve polisi ar-"

Iida'nın sözü kendi çığlığı ile kesildi.

"Iida! Iida! Kahretsin! Ne haltlar dönüyor? Ne yapmalıyım? Düşün Izuku, düşün... Ah, lanet olsun! Düşünmeme bile gerek yok, polisi aramalıyım!"

Telefonunu almak için cebini yokladı. "Telefonum..."

Arka cebine koyduğuna yemin bile edebilirdi. Ne yani? Telefon buharlaşıp yok olmuş olamazdı ya?

Kaminari'yi bulmalıydı. Onun telefonunu kullanabilirdi. Ama ya o süre zarfında Yaoyorozu'ya bir şey olursa? Kapıyı kırabilirdi fakat oraya girip ne yapacaktı?

Korkudan ve kaygıdan düzgün düşünemiyordu bile.

"Geri zekâlı Izuku! Kapıyı kırınca sadece içeri girmezsin ki! Onlar da çıkabilir."

Kimsenin onu dinlemediğini (?) bildiği halde sesli söyledi düşüncelerini. Omzunu hafif kaldırdı ve geri geri adım attı.
"Iida-kun, kapıyı kırıyorum!" dedi ve sertçe kapıya omzuyla çarptı. Her ne kadar özgünlüğü gitse de kaslı bir yapısı olduğu için kapı kolaylıkla kırılmıştı.

"Millet..."

Pencereden ve kırılan kapı sayesinde oluşan cereyanın yırtık, beyaz perdeyi kıpırdatmasının sesini saymazsak bodrum katında bir ölüm sessizliği hakimdi. Sessizliğin sebebi herkesin konuşmaması değildi. Sebebi konuşacak birilerinin olmamasıydı.

"Iida-kun! Yaoyorozu-san! Uraraka-san! Kirishima-kun! Tokoyami-kun! Hagakure-san! Ashido-san!, Tsu-chan..."

Sesi sonlara doğru titrek çıkmıştı. Herkes neredeydi? Bütün o isimlerini söyledikleri kişiler...
Fakat içinde bir umut ışığı belirdi. Belki de Kaminari ile birliktelerdi. Evet, bu ihtimal olabilirdi. Bu düşünce ile bodrumdan çıkacakken kapı sanki sert bir rüzgar gelmişcesine kapandı. Belki de cereyandandır, diye geçirdi içinden Izuku.

Kapıyı kulpundan tutup açmaya çalıştı fakat başaramadı. Bir şekilde kilitlenmişti. 

"Siktir! En azından pencere..."

Fakat pencere tuhaf bir şekilde kapanmıştı ve sürekli Izuku'nun kulağına cama tıklatma sesi geliyordu. Kahrolası bir korku filminin içine girmişti de haberi mi yoktu?

Sesten dolayı oldukça rahatsız olmuştu. Kapıya sırtını dayadı ve yavaşça çömeldi. Eli ile kulaklarını o kadar sıkı kapatıyordu ki tırnakları yüzünden kanayabilirdi.

Uykusu gelmeye başlamıştı. Yavaşça gözleri kapanıyordu. Tek bir şeyden emindi.

Görüş alanı kararmadan önce birinin 'Deku' dediğine emindi.

°~•~°

°~•~°

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Benim | BakuDeku | ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin