Zaman Minho'ya işkence ederek geçmişti. Hala daha da geçiyordu. O adamı göreli 1 yıldan biraz fazla olmuştu
Minho çabuk büyüyor ve çabuk öğreniyordu. Eğitiminin büyük bir çoğunluğu halledilmiști. Bu sırada boyu uzamış, yüzü biraz daha olgunlașmıștı. Yine de bu 6 yaşında küçük bir çocuk olduğu gerçeğini değiştirmiyordu
"Böyle tutarsan daha rahat olur. Elinden düşürme riskin de azalır" odalarında oturmuş ortanca kardeşine bıçağı nasıl tutması gerektiğini gösteriyordu Minho. Bıçaklar konusunda fazlasıyla uzmanlașmıștı. Eğitiminde kardeşine yardımcı oluyordu. Ne yazık ki Minho ilk çocuk olduğu için ona öğretecek babasından başka kimse olmamıştı
Evin kapısına vurulduğunu duydu. Hala bıçakla ilgilenirken bakışları kapıya yöneldi. Bu sırada annesi gidip kapıyı açtı
Siyah saçlı ve sevimli, tahminen Minho'dan küçük bir çocuğun elini tutan genç kadın çekingen bir şekilde Minho'nun annesine baktı
Minho'nun içine yine berbat bir his dolmuştu
Güzel şeyler olmayacağını hissederken annesinin elini tutan çocuk ile göz göze geldiler. Minho'nun odası evin kapısı ile karşı karşıyaydı. Bu sayede ikisi de birbirini direkt görebilmiști
Çocuk annesinin elini sıkarak arkasına saklandı. Minho'dan çekinmişti. Minho önüne dönüp kardeşiyle ilgilenmeye devam etti. Bu sırada kulağı içerideydi
"Kim?" annesi hala kapıdayken babasının sesini duydu. Kapıdakinin kim olduğuna bakmak için gelmişti
Genç kadını görmesi ile gözleri irilești. Babasının şaşkınlığını "Jungeum?!" derken ki sesinden anladı Minho. Neler olduğunu merak etse de kafasını kaldırmadı ve kardeşiyle ilgilenmeye devam etti
Kapıda oluşan tuhaf ortamda herkes cevap alabilmek ümidiyle birbirine bakıyordu. Bu sırada Minho'nun babası Jungeum adındaki kadının arkasında saklanan küçük çocuğu fark etti
"Konuşmamız lazım Kangdae" kadın arkasındaki çocuğu elinden tutup önüne çekti. Ellerini küçük çocuğun omuzlarına koydu
Minho'nun annesi aklına gelen düşünceler ile kaşlarını çattı
Olamazdı
Lütfen sadece kendi kendime kafamdan kurguladığımm bir saçmalık olsun!
Jungeum ve çocuk içeri geçtiler. Dörtlü birlikte oturum odasına geçti. Küçük çocuk annesine olabileceği en yakın şekilde oturmuş, bırakıp gider korkusuyla eline sıkıca tutunmuştu. Kadın oğlunun saçlarını okşayıp karşısına geçip oturan adama baktı
"Görüşmeyeli baya oldu"
"Alt tarafı 5 yıl"
O an ağzını açıp birçok şey söylemek istedi kadın. Ama susmayı tercih edip açtığı ağzını geri kapattı. Çok geçmeden tekrar konuşmaya başlamıştı
"Açıklamam gereken bir şey var mı?"
"Ne istediğini açıklayabilirsin mesela"
"Fazlasıyla açık değil mi?!" kadın sinirle sesini yükseltse de adam sakin bir tonda "Hayır, değil" dedi
"Ne yapayım yani? Seninle mi evleneyim? Çocuğu mu alayım? İhtiyaçlarınızı mı karşılamamı istiyorsun?"
Kadın dişlerini sıkıp sakinleşmeye çalıştı ama sonunda dayanamayarak bağırmaya başladı
"Ne sana da ne de parana ihtiyacım var rezil herif!"
"O zaman neden buradasın?"
"Onu eğitmen için elbetteki!!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Past // MinSung (DG)
FanfictionLet's Play a Death Game kitabındaki Minho ve Jisung karakterlerinin geçmişlerini anlatan yan kitaptır. Spoi yememek için önce birinci kitabı okuyunuz Her şey Minho'nun içinde bir huzursuzluğa sebep olan o adamın gelmesiyle başladı...